Aydın Doğan'a hapis istemi

Aralarında işadamı Aydın Doğan'ın da bulunduğu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi
Aydın Doğan'a hapis istemi
Kayıt Tarihi: 17.03.2016 13:54 - Son Güncelleme: 27.04.2024 12:16
YAZI
A
 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Petrol Ofisi'nde (POAŞ) 2001-2008 yılları arasında akaryakıt kaçakçılığı yapıldığı iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen, Petrol Ofisi'nde (POAŞ) 2001-2008 yılları arasında örgütlü bir şekilde akaryakıt kaçakçılığı yapıldığı iddiasına ilişkin soruşturma tamamlandı.

Aralarında işadamı Aydın Doğan, Ersin Özince, Hanzade Doğan Boyner, İmre Barmanbek'in de bulunduğu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, şüphelilerin ''kaçakçılıkla mücadele kanununa muhalefet'', ''resmi belgede sahtecilik'', ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'' ve ''örgüte üye olmak'' suçlarından hapis cezasına çarptırılmaları istendi.

Doğan ve Özince hakkında ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'', "kaçakçılıkla mücadele kanununa muhalefet'' ve "resmi belgede sahtecilik'' suçlarından 8,5 yıldan 24,5 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezası istenen iddianamede, diğer 45 şüpheli hakkında ise ''örgüte üye olmak'' ile diğer suçlardan hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi.

Hazırlanan iddianame, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme heyeti, iddianamenin kabulüne karar verirse 47 şüpheli önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.

SORUŞTURMANIN GEÇMİŞİ

Petrol Ofisi'nde (POAŞ) Doğan grubunun hakim olduğu 2001-2008 yılları arasında örgütlü bir şekilde akaryakıt kaçakçılığı yapıldığı iddiası üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında, Aydın Doğan, Hanzade Doğan Boyner ile bazı şüpheliler geçtiğimiz yıl savcılığa gelerek ''şüpheli'' sıfatıyla ifade vermişti. (AA)

DOĞAN HOLDİNG'DEN AÇIKLAMA

Doğan Grubu adına, Kurumsal İletişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ahter Kutadgu imzasıyla yapılan açıklamada şöyle denildi:

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Meral tarafından hazırlanan ve henüz mahkemeye intikal etmeden ve tarafımıza bildirilmeden belirli medya kuruluşlarına soruşturmanın gizliliğini ihlal edecek şekilde servis edildiği anlaşılan sözde "akaryakıt kaçakçılığı" iddianamesi ülkemizdeki hukuk garabetinin yeni bir örneğini teşkil etmektedir.

Bu iddianame, ülkemizde hukuk kavramının nasıl aşındığını göstermesi bakımından ibretle okunması gereken bir belge olarak adalet tarihimize geçecektir. Hukuku bu şekilde zorlamak, ne yazık ki toplumda adalet duygusuna güveni sarsmaktadır.

İddianamede, ülkenin bağımsız bir medya grubunun onursal başkanı ile Türkiye'nin en önemli bankalarından biri olan İş Bankasının yöneticisinin, hiçbir dönemde Petrol Ofisi'nin (POAŞ) yönetim kurulu üyesi olmamalarına rağmen, "kaçakçılık örgütünün liderleri" olarak suçlanması hayatın akışına ve hukuka terstir ve vahim bir inandırıcılık sorununa işaret etmektedir.

Bu vesile ile şunu hatırlatmak gerekir: 
Daha ortada bir iddianame bile yokken, geçen yıl, hukukun temel ilkelerinden biri olan soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal edilmiş ve soruşturma dosyası hakkında gizlilik kararı verilmiş iken, avukatların dahi göremediği ifadeler, bir kısım medyaya servis edilerek karalama kampanyasına dönüştürülmüştü. Bu gerçek dışı iddia ve ithamlar karşısında 28 Temmuz 2015 tarihinde Grubumuz tarafından zorunlu bir açıklama yapılmış ve gerçekler ortaya konmuştu.

Savcılığın iddianamesinde yer alan tüm hususlar, gerek ilgili şahısların soruşturma sırasında verdiği ifadeler gerek Hürriyet Gazetesinin 15 Ekim 2015 tarihli sayısında yer alan "Bir Bakışta POAŞ İftiraları ve Gerçekler" başlığı altında yayınlanan kapsamlı araştırma yazısında teker teker ele alınarak cevaplandırılmış ve iddiaların asılsızlığı ortaya konulmuş bulunmaktaydı.

Nitekim, POAŞ veya herhangi bir akaryakıt şirketinin ithal ettiği petrol ürünleri menşeine bakılmaksızın, hangi ülkeden alınırsa alınsın gümrük vergisine tabi değildir. Sadece katma değer vergisi ödenir. Gümrükte ödenen katma değer vergisi nihai vergi değildir. KDV, nihai olarak, POAŞ merkezinde bayilerden tahsil edilmektedir. Bu tahsilattan, gümrükte ödenen KDV indirilir ve fark devlete ödenir. POAŞ bu şekilde tüm katma değer vergilerini ödemiştir. Dolayısıyla, gümrük vergisi ve KDV kaçakçılığı iddiası tamamen hayali ve gerçek dışıdır.

Yüce Yargımızın, bu gerçekleri dikkate alarak adil, hukuka ve vicdana uygun bir karar alacağına olan inancımızı korumaktayız.

Kimse, Türkiye'de hakimlerin bulunduğunu unutmamalıdır.

ETİKETLER:
Nöbetçi Eczane

Kategorideki Diğer Haberler