Nefis Putu

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 10:37
YAZI
A
 İslam dünyası kan gölüne dönmüşken “şimdi bunun sırası mı?” türünden tepki verdiğiniz bazı yazılar vardır. İçinde bulunduğunuz konjonktüre uygun düşmediğini düşünerek tenkit eder, hatta kızarsınız. İlk bakışta haklı gibi görünen bu serzeniş, işin künhüne vakıf olunca yersiz ve bilinçsiz bir tepki olarak karşımıza çıkar!..

Basit soru şudur: “Müslümanlar, niçin önüne gelenin tokatladığı şamar oğlanı durumuna düşürülüp, en acımasız silahların ve vahşice kullanılan kimyasalların hedefi haline getirilerek toprakları sömürülmekle kalmayıp anarşi, terör ve savaş bataklığına sürüklenip duruyor?!”

Bu satırların yazarı da sorumlulukta pay sahibi olduğunu itiraf ederek cevap verelim ki: “ Sebep, gerçek Müslüman kimliğimizden uzaklaşmamızdır!”

***
Gönlümüzde yaşattıklarımızla dilimizde dolaştırdıklarımız genellikle örtüşmüyor! Bir şeye inanıyoruz ama başka şeyler yapıyoruz. İnandıklarımızla yaşadıklarımız arasında ilgisizlik, irtibatsızlık var!..

Sevgiden, hoşgörüden, haktan, hukuktan bahsediyoruz ama tatbikatta bunları çoğu kez göremiyoruz! Söz gelimi, Cuma namazında kuzu kuzu hutbeyi dinliyor, saf’a durunca iltifat edip birbirimizi öne geçiriyorken, trafiğe çıktığımızda canavar kesiliyor, kimseye yol hakkı vermiyoruz!
Malım mülküm olsun ama benden fazlası kimsede olmasın istiyoruz! “Nefis putu”muzu bir türlü kıramıyoruz! En tehlikeli (gizli) şirkin “nefis atı”na binmek olduğunu hiç aklımıza getirmiyoruz!..

Sosyal Medya’da paylaşılan şu ifadelerden kadın-erkek kaç Müslüman kendini azade kılabilir ki?! “Vakko eşarbım, Iphone’m, Canon’um, Adidas’ım olsun!.. Mc Donald veya Burger King’de yemek yiyeyim!.. Çamaşırımı Ariel deterjanla yıkayayım!.. Coca Cola’dan Malboro’dan vaz geçmem! Danone’ler Algida’lar hep dolabımda bulunsun!.. Ama İsrail kahrolsun!...” Öyle mi?

***
Avrupa’dan bir okuyucumuz yazıyor:

“Bizim eve bugün Hz. Mevlana’nın putu geldi. Cam içinde 3-boyutlu ışıklı görüntü bu. Zannedersem Konya’dan geldi... Belki her 3-boyutlu görüntüye put demek doğru değil ama Müslümanlar nezdinde İslam’la özdeşleştirilen bir şahsiyet olunca, durum farklı olabiliyor.. Hocam yanlış anlamayın ama ne oluyor Konya’ya?!.. Hiç mi Konya’da değer kalmadı ki, alıp alıp Hz. Mevlana’yı bir gün Michael Jackson’e rakip (dansçı) olarak, başka bir gün de Buda’ya rakip (put) olarak pazarlıyorlar?!..”

İfadeler ağır olmuş diyorsunuz, değil mi? Hatta, bir kısmımız Hz.Pir’in avukatlığına soyunup okuyucuyu Mevlânâ düşmanı bile ilan etmiş olabiliriz!.. Büyük Mutasavvıf hakkında nasıl bunlar söylenebilir diye öfkeleniyoruz belki de.. Ama öyle değil işte!..

Dikkat edilirse, yukarıdaki ifadeler Mevlana’nın şahsına değil, onun adına yapılanların yanlışlığınadır!. Şimdi, Müslümanca düşünelim; Acaba Allah Rasulü (s.a.s), daha önceki peygamberlerin veya salih zatların resimlerini, suretlerini, putlarını, heykellerini yaptı mı veya hiç yaptırdı mı? Ya da, yapılmasını teşvik veya tavsiye edip onayladı mı?.. Hayır. Bunların küçük boy, biblo, vitrinlik, hediyelik…vs. olması, Kur’an ve Sünnet’e aykırılığını ortadan kaldırmıyor!..

***
Bakın, şu küçük meselede dahi nasıl da işi hafife alıyor, karşı çıkılması gerekirken, savunma refleksiyle bilinçsizce bu yapılanlara sahip çıkmaya çalışıyoruz!..

İsrail’e kahrolsun, Amerika’ya go home, BM’ye yuh, CİA ve MOSSAD’a defol…vs. demeden önce, içimizdeki “nefis putu”nu def etmek ve her işi Müslüman kimliğimize uygun yapmak, daha ne zamana kadar gerçekleşecek?!...


ETİKETLER:

Mehmet Emin PARLAKTÜRK

Mehmet Emin PARLAKTÜRK

Yazarın Diğer Yazıları