AK Parti Neden Kan Kaybediyor?

AK Parti 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde beklemediği sonuçlarla karşı karşıya kalırken, vatandaşa göre, Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belliydi.

Alt-Orta Gelir Grubunun İhmali (Ekonomi - Enflasyon)

AK Parti'nin oy kaybının nedenlerine bakılınca ilk sırada ekonomi alanındaki tutarsızlık ve bazı kesimlerin ihmal edilmesi öne çıkıyor.

"Faiz sebep, enflasyon sonuç" ve "faiz konusunda nas var" ifadeleri akıllara kazınan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, başarısız olduğu ekonomi politikasını terk ederek, 2 yıl sonra Türkiye'yi bu kez Dünya'da faizin en yüksek olduğu 3. ülke konumuna getirmesi, vatandaşta yap-boz ekonomi algısına neden oldu.

Bu dönemde enflasyonun katlanması ve bunun önüne geçilecek adımların da atılamaması ise vatandaşı adeta bunalttı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan her ne kadar kürsel krizden bahsetse de, son 3 yılda gıda fiyatlarının Türkiye'de yüzde 338; Dünya'da ise yüzde 24 artış göstermesi ise Erdoğan'ın açıklamalarının inandırıcı olmadığı algısına neden oldu.

Yükselen enflasyona çözüm üretemeyen iktidar, alt-orta kesimin alım gücünü artıracak adımları da atamadı. Bu süreçte memura yapılan zamlardan asgari ücretli ve emekliler aynı oranlarda faydalanamadı ve makas açıldı.

Seçim öncesi emeklinin beklediği artışın ertelenmesi ise bu kesim açısından bardağı taşıran yanlışlık oldu.

Siyasi Yozlaşma ve Yolsuzluk

Vatandaşın AK Parti'ye kızmasında bir başka öne çıkan başlık ise; siyasî yozlaşma ve daha özel olarak ta yolsuzluk olarak öne çıktı.

Yolsuzluklara son verme ve "temiz siyaset" getirme vaadiyle yola çıkan ve halkın da büyük teveccüh gösterdiği AK Parti'de, son yıllarda özellikle yerel yönetimlerde bu kez yolsuzluk, adam kayırma gibi ithamlarla karşı karşıya kalınması ve buna karşılık vatandaştan gelen tepkilere kulak tıkanması da oy kayıplarının nedenleri arasında gösteriliyor.

AK Parti tarzı yozlaşma ve yolsuzluğun ortaya çıkmasını kolaylaştıran nedenler arasında ise; sadakat, haklılık duygusu, güç ve zenginliğe duyulan açlık olarak öne çıktı.

AK Parti bürokratları bir taraftan "Reise sadık olduğumuz sürece bize kimse bir şey yapamaz" diyerek güç zehirlenmesi yaşarken, diğer taraftan "yolsuzluk yapan bizdense sesimizi çıkarmayalım" anlayışı da partiyi bugünlere getirdi.

Bir başka yanlış yaklaşım ise, doğruyu söyleyenlerin susturulması ya da partiden uzaklaştırılması oldu. Yanlışın da doğrunun da alkışlanması anlayışı, "temiz siyaset" anlayışının terk edildiği algısına neden oldu.

6284 Sayılı Kanun

AK Parti'den dindar muhafazakar kesimi uzaklaştıran faktörler de parti yöneticileri tarafından doğru okunamadı ya da okunmak istenmedi.

Özellikle 2012'de çıkarılan 6284 Sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun" ile ailenin korunacağı iddia edildi. Oysa bu kanun dengeleri bozarak aileyi dağıttı.

Buna rağmen AK Parti'nin öne çıkan isimleri ve partiye yakın kadın dernekleri kanunu ısrarla savunmaya devam etti. Muhafazakar kesimin, "karı-kocanın arasına fitne tohumları ekiliyor", "boşanma oranları daha da yükseldi", "aile kurumunun içi boşaltılıyor" şeklindeki eleştirilerine ise kulak tıkandı. Erdoğan'ın da bu isimlere sahip çıkması ve ısrarla yanında tutması vatandaşı partiye küstürdü.

Gazze Konusunda Pasif Kalınması

35 bine yakın insanın katledildiği Gazze konusunda iktidarın attığı adımların yeterli olmaması, sadece diplomatik temaslarla yetinilmesi de tepki çeken başlıklardan oldu.

Özellikle İsrail ile ticaretin kesilmesi çağrılarına mitinglerde sert cevaplar verilmesi, vatandaşların tartaklanarak miting alanlarından uzaklaştırılması tepkilere neden oldu.

Sokak Köpekleri Konusu

Son yıllarda kentlerin en büyük sorunlarından biri haline gelen, her gün Türkiye'nin farklı bir yerinden gelen sokak köpeği saldırılarına çözüm sürekli ertelendi. Vatandaşın çağrılarına ve feryatlarına karşın, belediyeler çözümün adresi olarak meclisi ve merkezi yönetimi adres göstererek sorumluluğu üzerinden atarken, iktidar bu konuda adım atamadı.