"Gizli oy"a karşı bizde "açık söz" sistemi ağır basar

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 16.05.2024 19:27
YAZI
A
 Parti liderleri ve milletvekili adayları seçmenin oyunu kendi taraflarına çekmek için harıl harıl çalışmakta, konuşmalar yapmaktalar... Canlı yayınlarla televizyonlardan bu konuşmaları da izliyoruz. Aslında hepimiz biliyoruz ki bu konuşmalar ve meydan mitingleri, seçim sonucunu fazla etkilemeyecek.
Seçmen kitlesi içinde küçük bir kesim olan "Kararsızlar"ın bazıları belki bu konuşmalarda kendilerine hitap eden bir cümleye takılırlar. Ya da "Yüzer gezer oylar" kapsamındaki seçmenlerden bazıları "Bu defa da başka partiye oy vereyim bari" diyerek, önceki seçimde kullandıkları oyun yönünü değiştirirler. 

HDP ne yapacak? 

Ama büyük seçmen kitlesi, şimdiden kime oy vereceğini belirlemiş durumda... Çok sayıda insanın girip çıktığı işyerlerindeki çalışanlarla konuştuğunuzda, seçim sonucunu şimdiden almış gibi oluyorsunuz. Burada bilinmeyen HDP'nin barajı geçip geçmeyeceğine ilişkin olan durum...
Onu da 7 Haziran akşamı öğrenmiş olacağız. 
"Çok sayıda insanın girip çıktığı işyerlerindeki çalışanlarla konuştuğunuzda seçim sonucunu adeta almış gibi oluyorsunuz" dedim ya... Bu da bizim toplumumuzun "Gizli oy"a dönük tutumunun fazla olumlu olmadığının göstergesi olabilir. Seçim günü oylar gizli kullanılsa da, Türk seçmeni kime oy verdiğini hiç gizlemez. 

Hepsi işçi partiliydi 

Bunun tam tersi bir durumun var olabileceğini İngiltere'de görmüştüm.
Üniversitenin ilk yılındayken İngiltere'de Stroud diye bir kasabadaki bir ağır sanayi fabrikasında yazın işçi olarak çalışıyordum. Fabrikadaki işçiler büyük çoğunlukla İşçi Partisi eğilimliydiler. Hemen hepsi "Daily Mirror" okurdu. Benim "The Times"ı okuduğumu gördüklerinde takılırlardı. Kraliyet kurumunu da, Kraliçe'yi de alaya alırlardı. Örneğin o sırada Kraliçe hamileydi. İşçiler haftalıklarını aldıklarında ücret fişinin vergi bölümünü gösterirler ve "Doğacak bebeğin bezinin parası bizden kesilmiş" diyerek gülüşürlerdi. 

Sadece oyları gizliydi 
"Tory" diye de bilinen Muhafazakâr Parti'ye karşı olduklarını hep vurgularlardı. "Tory" kelimesini "Lavatory"ye (tuvalet) dönüştüren nükteler yaparlardı. Bir gün aynı torna tezgâhında çalıştığım işçi arkadaşıma "Seçimde de İşçi Partisi'ne mi oy verdin" diye sordum. Birden yüzü asıldı, ciddileşti ve bana İngiliz toplumu hakkındaki bir temel bilgiyi verdi... "İngiltere'de kimse kimseye hangi partiye oy verdiğini ve ne kadar maaş aldığını sormaz" dedi. 

Sonucu biliyoruz 

Ben de fabrikadaki arkadaşlarımın hepsinin İşçi Partili olduklarını bile bile, hangi partiye oy verdiklerini bir daha sormadım. Aslında "Gizli oy" ilkesinin çok somut bir yansımasıydı bu davranışları. Türkiye'ye dönünce bu İngiliz geleneğini unuttum gitti. Çünkü burada "Hangi partiye oy veriyorsun" diye sormamak, bizim geleneklerimizi hiçe saymak anlamına gelir. Seçim sandıkları başında bazen seçmenlerin, hangi partinin hanesine mühür bastıklarını gösterdiklerine bile tanık olmaz mısınız? 
Bu nedenle 7 Haziran seçimlerinin sonucunu kabataslak şimdiden biliyoruz.
ETİKETLER:

Mehmet Barlas

Mehmet Barlas

Yazarın Diğer Yazıları