CHP: İntihara beş kala

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 06:54
YAZI
A
 CHP'nin başörtüsü ile imtihanı Meclis safhasına gelmiş bulunuyor.

Kılıçdaroğlu'nun liderliği sınavda, parti grubunun inanç özgürlüğü konusundaki tavrı sınavda, CHP'nin Türkiye'ye paralel değişip değişmediği, Kemalist şablonun hâlâ CHP'de başat rol oynayıp oynamadığı sınavda...

Üç AK Partili bayan milletvekili Meclis'e başörtülü halde gelecekler.

Meclis iç tüzüğünde yasaklayıcı bir madde yok, olsaydı bile kaldırılması gerekirdi ayrıca ama yok, bu defa "teamül" boyunduruğunu milletvekillerinin boynuna geçirip, İslami hassasiyeti olan bir bayan milletvekilini kendi inancı ile karşı karşıya getirmek...

Sistemi toplum için cendereye dönüştürmek demek olan Kemalist geleneğin 2013 versiyonu...

CHP bunu mu istiyor?

Evet, tam da bu, CHP'nin uzatmalı intiharının bir safhası olur.

Şortla gelinirmiş. Geliniz efendim.

Mini etekle gelinirmiş. Geliniz efendim.

Şapka ile gelinirmiş. Geliniz efendim. Şapka iktisası kanunu bunu gerektirir! Şu ana şapkalı gelmediğiniz kabahat. İsteyen tişört üzerine kravatla gelsin. Meclis kamerası harıl harıl çalışsın, naklen yayın yapılsın.

Dileyen Merve Kavakçı'ya yapıldığı gibi "haddini bildirme" eylemine kalkışsın, CHP grubu ayağa fırlasın ve "dışarı dışarı" diye tamtamlar çalmaya başlasın.

Türkiye-2013, seyretsin "Kılıçdaroğlu CHP'si"nin nerelerde durduğunu.
 
Jakobenliğin yeniden bedenlenmesi
 
90 yıl geçmiş Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana hâlâ jakoben ruhu yeniden bedenlendirmek isteyen varsa, varsın yapsın.

Belki de bu tür davranışlar, 2013 Türkiye'sinin, geçmişle hesaplaşmasına imkan veriyor olması niteliğiyle, bir "kader tevafuku" olarak hayata geçecektir.

Hani diyoruz ya, genç bir Türkiye var ve o Türkiye, 27 Mayıs'ı, 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı hatta 27 Nisan'ı yaşamadı.

Şu an 60'lı yaşlarda olanlar bile "Tek Parti dönemi"nde olan bitenleri bilmezler.

Meclis'te, başörtülü milletvekillerine karşı eylem yapan CHP, Türkiye'ye, genç nesillere Tek Parti döneminden kalmış bir siyasi rolü hatırlatacaktır.
 
Meclis yemini ve başörtüsü
 
Dün bir yazar, "Hem Meclis'te Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağınıza namusunuz ve şerefiniz üzerine yemin edip hem de başörtülü olarak oraya gireceksiniz" gibi bir denklem kurmuş. (Habertürk, Yavuz Semerci.) "Bence bu yemini orada tutup, kılık kıyafet üzerinden tartışma yapmak, konuyu özgürlükler açısından irdelemek pek inandırıcı gelmiyor." Semerci"Kürt kimliği üzerinden siyaset yapanlara bu yemini yaptırmanın da onlara eziyet olduğunu" yazmış. Ardından eklemiş "İktidar partisi, Atatürk ilke ve inkılaplarını beğenmiyorsa haklı olarak bunun kaldırılmasını istemeli."

Bu satırları okurken, ben bıyık altından gülüyorum.

Doğru, milletvekillerine "Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık" yemini ettirmek, gerçekten Cumhuriyet'in trajik bir uygulaması. Bugün artık herkes biliyor ki, çağın başında uygulamaya konan devrimlerin büyük kısmı, belki tamamı, çağın dışında kalmıştır. Ecevit'in kılık-kıyafet devrimlerini "Gardırop devrimleri" olarak nitelemesi boşuna mı?

Bıyık altından gülüyorum çünkü Yavuz Semerci de bilir ki, iktidar adına "Atatürk ilke ve inkılaplarına karşıyım" demek, arı kovanına çomak sokmaktan farksızdır.

Bu siyasi iktidar, başörtüsü konusundaki bütün duyarlılığına rağmen bazı düzenlemeleri ancak 11'inci yılında yapabiliyor ve o anda bile, Kemalist siyasetin toplumla boğuşmayı göze alarak yaptığı dirençle karşılaşıyor. Bu uygulama 2007'de yapılsaydı, herhalde Anayasa Mahkemesi'nde açılan kapatma davasında gerekçe olarak kullanılacaktı.

Perşembe günü CHP'nin büyük sınavı var. Çok sesli bir intihara mı teşebbüs edecek, 2013 Türkiye'sini bir gerçek olarak içine mi sindirecek?
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları