Edebiyat Tarih Sanat Düşünce Kültür Fukaralığı

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 01:19
YAZI
A
 MEHMET Âkif’in mesleği veterinerlikti. Lakin büyük bir şair, edip, fikir ve dava adamı idi.
Ben doktorum, ben mühendisim, ben sanayi ve ticaret adamıyım, ben eczacıyım, ben politikacıyım diyerek edebiyattan, tarih ve sanat kültüründen, düşünceden uzak durmak büyük bir eksikliktir.
Lise ve üniversite okumuş Müslüman vatandaşların mutlaka sağlam bir din kültürüne sahip olmaları gerekir.
Fakülteyi bitireli yirmi sene olmuş, bu uzun müddet zarfında bir tek faydalı fikir, tarih, sanat, düşünce, edebiyat, din kitabı satın alıp okumamış… Ne büyük bir karanlık ve boşluk.
İmkanı olan her vatandaşın evinde, servetine göre, ya bir kitap dolabı, yahut bir kitap odası bulunmalıdır.
Herkes günde en az bir saat faydalı kitap okumalıdır.
Edebiyat, tarih, sanat, düşünce kültüründen kopuk on milyonlarca vatandaşın futbol ve magazin haberlerine bağımlı olduğunu görmek ne kadar üzücü.
Millî Eğitim Bakanlığı Osmanlıca kursları açtı ve iki yıl içinde sadece yüz bine yakın kişi bu kurslarda Osmanlıca okuma öğrendi. Kurslar parasız, böyle mi olmalıydı? İki senede en az iki milyon vatandaş ve genç koşa koşa gelmeli, bin yıllık yazımızı ve zengin edebî ve dinî Türkçeyi öğrenmeli, kültür kopukluğunu tamir etmeliydi.
Büyük gazetelerimize bakınız. Ayda bir kere bile edebiyat, tarih, mimarlık, kültür, düşünce konusunda manşet atmıyorlar. Var mı yok mu, fasa fison magazin haberleri. Bol bol müstehcen yayınlar. Vücutlarını teşhir eden kadınlar. Şarkıcılar, türkücüler, oyuncular, tulumbacılar…
Büyük, güzel, sanatlı bir bina yapılınca medyanın, okumuşların, gençliğin yakından ilgilenmesi, heyecanlanması, sevinmesi, övmesi gerekmez mi?
Çirkin bir bina yapılınca herkesin medenî ve yasal sınırlar içinde yermesi, kınaması, protesto etmesi gerekmez mi?
Kültür, edebiyat, tarih, sanat damarlarımız maalesef fena ve feci şekilde tıkanmıştır.
Bunun başlıca sebebi liselerimizde sağlam edebî kültür verilememesidir.
Kültürün temeli yazı ve zengin lisandır. Yazımız 1926’de elden gitmiş, yazılı dilimiz suikasta uğramıştır.
Dedelerinin atalarının kabir taşlarındaki Türkçe kitabeleri okuyamayan yeni nesiller elbette edebiyattan, tarihten, sanattan uzak kalacaklardı.
Süflî, şehevî, rezil, âdi, utanç verici, alçaltıcı konulara, hiçbir faydası olmayan magazin dedikodularına önem verenler elbette ulvî edebiyata, dünümüzü anlatan tarihe, peyzajımızı ve siluetimizi çizen mimarlığa önem vermezler.
Bir yaz gününde büyük bir şehrin ana caddesinden akan kalabalığa bakınız. Kaç kişi düzgün, zarif, rabıtalı, vücuduna ve yaşına uygun bir kıyafetle dolaşmaktadır?
Artistin birinin filimde sümüğü akmış, sanal medya yıkılmış…
Maç oynanırken binlerce kişi sahaya fırlamış, az daha kaos olacak, kan akacakmış.
Genç bir kadının yayın esnasında donu düşmüş.
Filanca tulumbacının seks hayatı.
Falanca mankenlerin seks hayatı.
Bataklık bataklık bataklık…
Bataklıklarda edebiyat laleleri, tarih gülleri, mimarlık manolyaları yetişmez.
(NOT: İstisnalar, enderler üzerlerine almasınlar, üzülmesinler… Bendeniz genel manzarayı anlatıyorum…)

* (İkinci yazı)
Çengelköy’de İlginç bir Dükkân
 
İki ay kadar önce Çengelköy’de çarşı içinde küçük, lakin çok ilginç bir dükkana uğramıştım. Daha sonra dar dükkana daha geniş bir ilave yapılmış. Bu dükkanın özelliği, namaz vaktinde kapanması ve çalışanların yakındaki camide namaz kıldıktan sonra gelip tekrar açmalarıdır. Dükkanla ilgili bilgiler aşağıdadır. Yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederim.
“Çikolata Kahve:
Adres: Çengelköy Cad. Derecik Sk. No. 1/A Çengelköy (Çengelköy Çınaraltı yakınında)
Sahibi: Bülent Ünver Bey (ve Aslıgül Ünver Hanım).
Açılış Saatleri ve Günleri: Öğle namazını müteakip açılır ve akşam/gece saat 8’de kapanır (kapanış saati namaz vakitlerine göre değişebilir).
İçecekler: Kremalı Sıcak Çikolata, Çikolatalı Türk Kahvesi 
Çikolatalar: Şahsî imalatları olan envai çeşit sütlü, bitter, fıstıklı, cevizli, frambuazlı, portakal kabuklu, yuvarlama çikolatalar mevcuttur
Hususiyet: Namaz vakitlerinde dükkan kapatılır, çalışanlar (çıraklar, muvakkat yardımcılar dahil olmak üzere) bila istisna cemaatle namazı edaya yakındaki Hacı Ömer Camii’ne giderler… Dükkanda güzel hüsn-i hat levhaları asılıdır.”
ETİKETLER:

Mehmet Şevket Eygi

Mehmet Şevket Eygi

Yazarın Diğer Yazıları