Yalanlar Hezeyanlar

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 01:04
YAZI
A
 DEMOKRASİ yok ediliyor, faşizm geliyor… Cevap: Bu iddia yalandır. Bütün Cumhuriyet tarihimizde bugünkü kadar demokrasi, serbestlik, hürriyet, çoğulculuk olmamıştır. Vatandaşların inançlarından, düşüncelerinden, görüş ve tenkitlerinden dolayı İstiklal Mahkemelerinde avukatsız yargılanıp hemen asıldıkları çok kara günler geride kalmıştır.
**
Medya hürriyeti ayaklar altındadır, cezaevlerinde gazeteciler vardır… Cevap: Cezaevlerinde gazeteciler vardır ama onların suçu düşünce suçu değildir, darbe teşebbüslerine karıştıkları iddiasından dolayıdır. Cumhuriyet tarihinde bugünkü kadar medya hürriyet olmamıştır. En ağır, en şiddetli muhalefet yapan, en galiz hakaretler savuran nice gazeteciye dokunul(a)mamaktadır.
**
Nice büyük gazete ve televizyon doğru dürüst muhalefet yapamamaktadır… Bu doğrudur ama sebebi, bunların süper zengin, milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlarının iktidarla iyi geçinip işlerini yürütmek, daha zengin olmak için seçtikleri bir yoldur.
**
Laiklik tehlikededir… Büyük bir yalandır bu. Türkiyede hiçbir zaman gerçek ve âdil bir laiklik olmamıştır. Bizde laiklik değil, devlet dini (din devleti değil) sistemi vardır ve zalim vesayet rejimi, laiklik perdesi altında halkın din hürriyetini gemlemiş, kısıtlamış ve çiğnemiştir. 
**
Laiklik elden giderse cumhuriyet de, demokrasi de elden gider… Yalan yalan yalan!.. İngiltere bir krallıktır ve demokrasinin, insan haklarının ve hürriyetin âlâsı oradadır. Laiklik bir değer değildir. İnsan hakları ile ilgili sözleşme ve metinlerde laiklik diye bir şey yazmaz.
**
Gericiler karma eğitimi yasaklamak istiyor… Cevap: Bu işin gericilikle alakası yoktur. Büluğ yaşındaki çocukları, kuvve-i şehevileri galeyan halinde olan genç erkek ve kızları beraber okutmak bir cinayettir, bir anti-eğitimdir. Bazı okullarda cinsellik konferansları veren, ardından öğrencilere prezervatif dağıtan kötü niyetli ve ahlaksız zihniyetin yaygaralarının hiçbir değeri yoktur.
**
Siyasî iktidar ahlak dayatması yapamaz… Cevap: Yapmalıdır, yapması gerekir. AB’nin ahlak, iffet, haya ölçüleri, değerleri, standartları bizi bağlamaz. Bizim millî kimliğimiz ve kültürümüz vardır. Ölçü onlardır.
**
Kızlı erkekli öğrenci evlerine karışılamaz… Cevap: Karışılmalıdır. Çünkü millî ahlaka ve kültüre aykırıdır, büyük sakıncaları vardır.
**
Evli bir kadının, evli bir erkeğin başkalarıyla cinsel münasebette bulunması bir hürriyettir… Cevap: Böyle bir şey zinadır ve büyük suçtur, günahtır, ayıptır. M. Kemal, İsmet paşalar, Celal Bayar, askerî darbeler zamanında zina suçtu. Yeni Ceza Kanunundan zina suçunun kaldırılması büyük bir yanlıştır.
**
Bin yıllık yazımız Arap yazısıdır, 1928’den sonraki yazımız Türk alfabesidir… Bugün kullandığımız alfabe Türk değil, Latin alfasıdır. Arap yazısı diye hor görülen yazı da, bizim bin yıldan fazla kullandığımız bizim olmuş millî yazımızdır. 
**
Latin yazısı Türkçeye Arap yazısından uygundur ve onunla okuyup yazmak daha kolaydır… Cevap: Kazanlı Türkolog Âlimcan Şeref bey Harflerimizin Müdafaası adıyla kaleme almış olduğu ilmî raporunda İslam-Kur’an yazısının Türkçeye Latin harflerinden daha uygun olduğunu filoloji ilmi açısından isbat etmiştir. Alfabenin kolaylığı bir avantaj değil, bir dezavantajdir. Dünyanın en zor alfabelerine sahip olan Çinliler ve Japonlar her sahada bizden ileriler, buna ne buyrulur? Alfabe değişikliği bizim kültürümüze büyük bir darbe olmuş ve belimizi kırmıştır. Alfabe konusunda değişim ve yasak insan haklarına aykırıdır.
**
İslam hukuku geridir… Bu iddialar İslam düşmanlarının ve münafıkların hezeyanlarından ibarettir. İslam hukuku, mevcut hukuk sistemlerinin en iyisi, en âdili ve en üstünüdür.

(İkinci yazı)
Şeytanî İsraf Ekonomisi

MÜSLÜMAN aşırı tüketim yapmaz… İslam dini israf ekonomisine izin vermez… İslam dini kanaati emr eder… Kur’anda müsrifler=savurganlar için “Onlar şeytanın kardeşleridir” buyrulmaktadır…
Bugünkü toplumun bir kısmı korkunç şekilde aşırı israf yapmaktadır.
Allahın en büyük ve aziz nimeti olan ekmek çöpe atılmaktadır. Her gün çöpe atılan ekmek sayısı altı milyondur.
Ekmeğe karşı böyle nankörlük yapan bir sistem ve toplum zamanı gelince belasını bulur, tokat ve sille yer.
Devamlı olarak doyduktan sonra yiyen bir Müslüman günaha girmiş olur. Doyduktan sonra yemek haramdır.
İnsan bir ziyafette ev sahibinin ısrarını kıramaz biraz fazla yiyebilir; Ramazan iftarında çok acıkmıştır, biraz kaçırabilir; çok sevdiği bir yemek pişmiştir, bir kaşık daha alabilir ama mütemadiyen=devamlı olarak fazla yemek faziletsizliktir, israftır.
Müslüman meskende, mobilyada, giyim kuşamda, yeme içmede orta halli olmalıdır.
Lüks ve pahalı bir elbise sahibine fazilet kazandırmaz.
Evleriyle, otomobilleriyle, pahalı mobilyalarıyla övünenlere acınır.
Dünyanın en büyük otomobil firması olan Toyotanın sahibinin Tokyoda 75 metre karelik bir dairede oturduğunu okumuştum.
On küsur yıl önce dünya medyası duyurmuştu: Dünyanın en zengin yüz kişisinden biri olan İkea’nın patronu 15 senelik bir Volvoya biniyormuş.
Fazilet lüks evde, lüks mobilyalarda, lüks yazlıklarda, lüks binitlerde, lüks yemeklerde, lüks markalarda değil; ilimde, irfanda, ahlakta, kültürde, sanatta, insanlıkta ve hayırseverliktedir.
Müsrifler, aşırı tüketimciler, ekmeği ve diğer nimetleri çöpe atanlar, marka fetişistleri Nemrudun, Firavunun, İblisin kardeşleridir.
İslam yardımlaşma ve paylaşma dinidir.
Faziletli Müslüman çok çöp değil, az, en az çöp üreten ve atandır.
Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) Ebu Zer hazretlerine “Ey Ebu Zer, çorbanın suyunu fazla koy, komşunu düşün” buyurmuştur.
Vatandaşlarının, insanların bir kısmı aç iken kendisi sığır gibi yiyen adama ne demeli?
Hastalıkların çoğu fazla yemekten ileri gelmektedir.
Hadîs: Müslüman bir mide ile yer, kafir yedi mideyle…
Müslüman halkı israf, aşırı tüketim, ekmeği çöpe atmak, lüks hayat sürmek, zenginliği ile övünüp kudurup azmak, lüks ve pahalı otomobilin kendisine değer kazandırdığını sanmak gibi günah ve sapıklıklara karşı “etkili” şekilde uyarılması gerekir.
Ey Diyanet!..
ETİKETLER:

Mehmet Şevket Eygi

Mehmet Şevket Eygi

Yazarın Diğer Yazıları