Türkçenin Asıl Alfabesi İslam-Kur’an Yazısıdır

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 19.05.2024 22:26
YAZI
A
 Türkçenin yazılmasında İslam-Kur’an alfabesi Latin alfabesinden daha faydalı ve üstündür.

Bazıları ama Latin alfabesi ile okuyup yazmak daha kolay diyeceklerdir.

Sadece kolay olmak bir şey ifade etmez.

Kolay alfabelerle, okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunan lisan; toplumu, çocukları, gençleri, halkı geri bırakır, onlarda zihin tembelliğine yol açar, edebî ve sosyal kültürü durgunlaştırır.

Örnekler: Japonların ilerlemesinin, başarmasının sırlarından biri kendi o çok zor, o çok çetrefil, o öğrenilmesi ve öğretilmesi çok meşakkatli yazılarındandır. Onlar, bizim gibi Latin alfabesini almış olsalardı, uzak doğunun hasta ülkesi olurlardı.

Çin de öyledir. Çinliler niçin Latin alfabesine geçmiyor? Çinliler, o gerçekten çok zor ve karışık yazılarıyla niçin ve nasıl bu kadar ilerliyor?

İngiliz dili Latin yazısıyla yazılıyor ama imlası karmakarışıktır. Lastik yazıyorlar, kauçuk okuyorlar.

Bizim Latincilerin bir kısmı sırılsıklam Yahudi aşığıdır. Bu filosemitler İsrailin niçin Latin harflerini benimsemediğini, kendi millî İbranî yazısını ısrarla kullandığını bize nasıl izah edecekler?

1928’deki alfabe devrimi Türkiye kültürünün belini kırmıştır.

Dönmeler, Kriptolar bu devrimi benimseyebilir ama Müslüman çoğunluk, Türk unsuru, Türkleşmişler asla beğenemez ve benimseyemez.

Türkiye bir cihan devleti olmak istiyorsa millî yazıya ve zengin lisana, Fuzulîye dönmelidir.

Zenginlik parayla ölçülmez. Zengin lisanı olmayan bir ülkenin maddî zenginliğinin fazla kıymeti olmaz.

İslam dünyasının yazısı İslam ve Kur’an yazısıdır.

Bu yazı tarihî ve kültürel devamlılığın, hürriyetin, izzetin, haysiyetin sembolüdür.

Latin yazısı yabancılaşma, kopukluk yazısıdır.

İleride, Latin yazısının yasaklanmaması şartıyla millî yazıya dönülmesi taraftarıyım.

Latin yazısı acı ve mâkus bir realitedir.

Kur’an yazısı bin yıldan fazla Türk yazısı olmuştur ama Latin-Frenk yazısı Türk yazısı değildir.

Türkiyede İslam yazısı, Latin yazısı, Kril yazısı bilinsin, öğrenilsin, kullanılsın ama Osmanlıca yasak olmasın, öncelikle ona ağırlık verilsin.

Sırılsıklam Yahudi aşığı Latincilere sesleniyorum: Yahudiler İbraniceyi Latin harfleriyle yazıncaya kadar çenenizi kapatınız.

İbnaniceyi Latin alfabesiyle yazsalar bile, yine susunuz.

Olan olmuştur ama bundan sonra elbirliği ile millî yazı konusundaki kopukluğu giderelim, millî yazımıza dönelim.

Kur’an ve Latin yazısının yasaklanması bir kültür terörü, Mao’nun Çin’de yaptığı gibi çılgınca bir devrimdir.

Yükselmek, medenileşmek, ülkeler yarışında ön safta koşmak istiyorsak 1920’lerin zengin Türkçesine dönmek zorundayız.

Uyduruk arı duru sade suya tirit Türkçe ile ilerleme olmaz.

Asıl Türkçe, konuşulmayan yazılan edebî Türkçedir. Bu Türkçede 500 binden fazla kelime kavram terim bulunmaktadır.

Günlük hayatımızda üç beş yüz kelime konuşabiliriz ama okullarımızda (İngilterede olduğu gibi) en az yetmiş bin kelimelik Türkçe ile eğitim vermeli, zengin Türkçeyi öğretmeliyiz. (Şu anda okullardaki eğitim Türkçesi dokuz binlik bir Türkçeymiş…)

Zengin ve engin Türkçe elden giderse Türkiye elden gider.

Latin yazısı sömürge yazısıdır.

Latin yazısı, emperyalist kültür yazısıdır. Kültür yazısı bile değildir, millî ve islamî açıdan bir anti-kültür yazısıdır.

Medenî olmak isteyen her Müslüman ana dilini İslam-Kur’an yazısı yazıp okuyabilmelidir.

Bu konuda Yahudi-severlerin, Dönmelerin, benzetilmişlerin, aliene olmuşların itirazlarına kulak asılmamalıdır.

Müslümanların, bilhassa lise ve üniversite gençlerinin milyonlarcasının bir iki yıl içinde Osmanlıca öğrenmesi şarttır.

MEB’in açmış olduğu ücretsiz kurslara katılarak kısa zamanda Osmanlıca öğrenilmesini hararetle tavsiye ederim.

Müslümanlar en kısa zamanda önce haftalık sonra günlük bir Osmanlıca gazete yayınlamalıdır. Bu gazete bir cemaat, tarikat, hizip, fırka, grup, parça gazetesi olmamalıdır.

Müslümanlar Osmanlıca aylık bir dergi=mecmua yayınlamalıdır. Bu dergi o kadar güzel ve faydalı olmalıdır ki, herkes almak okumak için can atmalıdır.

Müslümanlar Osmanlıca kitap yayınına başlamalıdır.

Eğitim, kültür, medeniyet, edebiyat, tarih, sanat, araştırma, alfabe konularıyla ilgilenmeyip; durup dinlenmeden dedikodu, polemik, magazin, siyaset ile uğraşan bir toplum iflah olmaz, necat ve felah bulmaz, yükselmez.

Faydasız gevezelikleri ve zevzeklikleri bırakalım, ciddî konularla meşgul olalım.

Çok zor, çok çetrefil, öğretilmesi ve öğrenilmesi çok zahmetli, karmakarışık, eciş bücüş millî yazılarıyla ilimlerde, fenlerde, sanatta, sanayide, kültürde harikalar meydana getiren, en zor şartlar ve imkansızlıklar içinde dünyanın üçüncü ülkesi olan Japonyadan ibret alalım, ders alalım.

Dönmelerin bizi geri bırakan şeytanî sahte kurtuluş reçetelerini reddedelim.

Yakın tarihimizdeki kopuklukları giderelim ve tarihî devamlılığa dönelim.

Dünyaya bakalım: İnsanlık aleminde şapka giyen, şapkayı medeniyet ve ilericilik unsuru olarak gören, şapka giyerek yüceleceğini sanan bir millet ve toplum var mı?

Kendimize gelmezsek, kendimize dönmezsek, yabancılaşmayı durdurmazsak kurtulamayız ve yükselemeyiz.

ETİKETLER:

Mehmet Şevket Eygi

Mehmet Şevket Eygi

Yazarın Diğer Yazıları