Egemen Azınlıklar Faşizmi

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 19.05.2024 23:23
YAZI
A
 Birtakım güçlü ve egemen azınlıkların, çoğunluktan daha fazla hakka, hürriyete sahip olduğu bir memleketin geleceği parlak değildir.
Bir ülkede, halkın içinde azınlıklar olamaz mı? Elbette olabilir. 
Olabilir ama bu azınlıkların, çoğunluk üzerinde bir vesayet diktatörlüğü kurması normal değil, anormaldir.
Azınlıkların çoğunluktan daha hür, daha eşit olması anormaldir.
Ülkemizdeki bazı azınlıklar (hepsini kasd etmiyorum), millî kimliğe ve kültüre düşmanlık ediyor, onların yerine kendi resmî ideolojilerini dayatıyor. 
Bu dayatma iç barışı ve toplumsal mutabakatı berhava etmiştir.
Dayatmacı egemen azınlıklar, çoğunluğun temel insan haklarını, din inanç ve inandığı gibi yaşamak hürriyetini yüzde yüz kabul etmiyor, kısıtlıyor, sınırlıyor.
Sabataycılar için yüzde yüz olan din ve fikir hürriyeti, çoğunluktaki Müslümanlar için yüzde yüz değildir.
Ülkemizde yaşayan Müslümanların alfabe ve lisan hürriyeti kısıtlıdır.
Eğitim ve okul açma hürriyeti kısıtlıdır.
Müslümanlar da isterlerse özel okul açabilirler ama islamî eğitim yapamazlar, Kemalist eğitim vermeye mecburdurlar.
Müslümanların kılık kıyafet, serpuş, tesettür hürriyetleri kısıtlıdır.
Egemen azınlıklar, serbest ve âdil seçimlerle sandıktan çıkan iktidarları, Gezi kalkışmaları ile yıkmaya çalışıyor.
Türkiyenin millî gelirinin yüzde ellisini, yüzde ikilik bir azınlık elde ediyor.
Egemen azınlıklara göre Türkiyenin meşruiyet belgesi Lozan anlaşmasıdır.
Onlar millî kimliği ve kültürü reddediyor, Hahambaşı Haim Nahumun Gizli Yahudi Devleti doktrinini kabul ediyor.
Egemen azınlıklar çoğunluğun zengin, edebî Türkçe öğrenmesini istemiyor.
Onların donsuz gezme hakkı vardır ama Müslümanlar, kendi din ve inançlarına uygun kıyafetlere bürünürlerse irtica olur.
Egemen azınlıklar cumartesi ve pazar günleri hafta tatili yapabiliyorlar ama çoğunluktaki Müslümanlar cuma günü tatil yapamıyor.
Egemen azınlıklar, İspanyadaki büyük caminin Katolik kilisesi yapılmasına itiraz etmezler ama İstanbuldaki Ayasofyanın cami olmasını istemezler.
Egemen azınlıklar çoğunluğu sömürge yerlisi, zenci, parya, ikinci sınıf vatandaş olarak görürler.
Egemen azınlıklar, faşist vesayet ve resmî ideoloji rejiminin yıkılmasını istemiyor.
Onlar çoban olmalı, Müslüman çoğunluk sürü.
Onlar toplumu ve gençliği seks azgınlıkları ve müstehcen yayınlarla yıkmaya çalışıyor.
Onlar büyük medyayı tekellerinde tutmaya çalışıyor.
Onlar sandıktan çıkmış, çoğunluğun iradesiyle başa geçmiş iktidarları sokak nümayişleri ile yıkmaya çalışıyor.
Bu egemen azınlıklar yakın tarihimizde bütün askerî darbeleri desteklemiştir. İskilipli Atıf efendiyi Şapka Risalesinden dolayı asanlar onlardır.
Uzun yıllar boyunca Müslümanları inançlarından dolayı ezen, kimisini asan, kimisini zindanlarda çürüten onlardır.
Memlekete biraz hürriyet geldi ya şimdi kıyamet kopartıyorlar.
Bu ülkede gericiler olabilir ama asıl gericiler, en gericiler onlardır.
Onlar Türkiyeye mahsus bir apartheid rejimi istiyor.
Onlar güdümlü bir vesayet rejimi istiyor.
Onlar gizli bir Yahudi devleti istiyor.
Onlar Müslümanların tek bir Ümmet olmasını istemiyor, birbirinden kopuk bin parçalı bir mozaik olmasını istiyor.
Onların Üstad-ı Âzamları, Sabataycı Başhahamları olabilir ama Müslümanların asla bir İmam-ı Kebiri olmamalıdır.. 
Onlar donsuz veya mini etekle gezebilir ama dindar Müslüman hanımların başlarını örtmeleri son derece sakıncalıdır.
Okullarda Atatürk köşelerinin olması gayet tabiîdir ama bir kenarda mescid olması çok ama çok sakıncalıdır.
Onlar kadın haklarından, kadın erkek eşitliğinden çok bahs ederler ama resmî vesikalarla yasal seks köleliği yaptırılmasına hiç ama hiç itiraz etmezler.
İngilterenin büyük bir kısmında kolejlerde sabah derse başlanmadan önce okulun kilisesinde ibadet edilmesi normaldir ama Türkiye liselerinde mescid olması anormaldir.
Onlar laiklik olmazsa insan hakları, demokrasi ve cumhuriyet olmaz derler ki, yalandır.
İngiltere laik olmayan bir krallıktır ama orada insan hakları vardır, adalet vardır, demokrasi vardır.
Egemen azınlıklar Türkiyeyi laiklik kurtarır, laiklik giderse iç savaş çıkar diye yırtınır durur. Türkiyedeki laikliğe bir bakalım: Resmî Diyanet var, devletin yüz bin camii var, yüz binden fazla devletten maaş alan resmî imam, müezzin, vaiz, din dersi öğretmeni var, binlerce İmam-Hatip okulu var, devlet bütçesinde yüklü Diyanet bölümü var, devlet bütün din işlerine karışıyor ve bunun adı laiklik. Ne laikliğidir bu? Egemen azınlık laikliği… 
Bizdeki egemen azınlıklar, çoğunluktan daha eşit olmaya devam ettiği müddetçe bu ülkede iç barış, sosyal mutabakat, huzur olmayacaktır.
ETİKETLER:

Mehmet Şevket Eygi

Mehmet Şevket Eygi

Yazarın Diğer Yazıları