O İslam Ülkesinde 18 Yaşından Küçük Gençler Niçin Camilere Giremiyor?

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 19.05.2024 22:14
YAZI
A
 Biliyor musunuz, Orta Asya cumhuriyetlerinden birinde, on sekiz yaşından aşağı gençlerin çocukların camilere gitmesi yasaktır? Bu ülkenin halkı Müslümandır ve orada böyle bir kanun yapılabilmektedir?

Kimliği ve ana kültürü İslam olan öyle ülkeler vardır ki, bir genç namaza başlar ve sakal bırakırsa, ona potansiyel rejim düşmanı olarak bakılmakta, başına, tutuklanmak dahil çok şeyler gelebilmektedir.

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sözde bağımsız olan Müslüman kültürlü ve nüfuslu ülkelerin bazısında Stalin’i aratacak zulümler yapılıyor.
Bir buçuk milyarlık İslam aleminde, siyasî sosyal kültürel bakımdan İslam’ın bütünüyle yaşandığı bir tek ülke yok.

İslam doğruluğu, dürüstlüğü temizliği şeffaflığı emr ediyor ama Müslüman ülkelerin bu konudaki (uluslararası anketlere dayanan) notları, 10 üzerinden 5’i geçmiyor.
İslam dünyasının bir İsviçre’si, Norveç’i, Avusturya’sı, Yeni Zelanda’sı yok.
Hangi Batı ülkesinde Irakta, Afganistanda, Suriyede, Libyada ve daha nice bilad-ı islamiyede (İslam memleketlerinde) olduğu gibi yabancı istilası, iç savaş, kargaşa, kan, yıkım var?

Vize alabilirseniz ve yeterli paranız varsa, Almanya’nın her tarafına, her köşesine turist olarak gidebilir ve rahatça gezebilirsiniz. İslam ülkelerinin çoğunda bu rahatlık ve güvenlik yoktur.

Müslümanlar bu duruma nasıl düştüler?
Bu sorunun cevabı, bizi sömürgeciler, emperyalistler, İslam düşmanları bu hale getirdi demekle verilmiş olur mu?

Bugünkü felaketlerde, Müslümanların ölümcül hataları yok mudur?

Hilafet yıkılıp ulus devletler mantar gibi çoğalınca olacağı elbette buydu.
Birbirlerini sevmeyen, desteklemeyen, yardımlaşmayan Müslümanlar elbette güven ve huzur içinde yaşayamaz.

En zeki çocuklarını doktor, mühendis, bilgisayarcı yetiştiren; subaylığı, öğretmenliği, dinî hizmetleri ihmal eden Müslümanlar elbette izzet bulamaz, haysiyetli bir hayat süremez.

Suriyenin bugünkü feci durumunun, hürriyet ve fırsat varken, Sünnî çoğunluğun yeterli miktarda dindar subay yetiştirmemesinden kaynaklandığını kaçta kaçımız biliyor?

Mısırlı Müslümanlar birbirlerini tutmuş olsalardı, İhvan ile Selefiler barışık olsalardı, Mısır bugünkü duruma düşer miydi?
Müslümanlar sadece Hilafet ve Halife ile kurtulup yükselemezler ama en başta yapılacak işlerden biri Hilafet-i Kübrâ-ı islamiyenin ihyası ve âlem-i islamiyenin başına râşid, âdil, müdebbir, fatin bir zatın geçirilmesi ve mü’minlerin bu zata biat ve itaat etmeleridir.

On sekiz yaşından küçük Müslümanların camilere girmesinin yasak olması zulüm ve rezaletini kim protesto edecek? Öncelikle Hilafet kurumu ve Halife değil mi?
Katolik dünyasının Vatican’ı ve Papası var da, İslam dünyasının niçin Hilafeti ve Halifesi yok? 

Halife kelimesini kullandığımda önüne bazı sıfatlar ekledim: Halifenin râşid olması, âdil olması, muktedir olması, son derece faziletli olması, gerçek dindar olması, muttaqi olması gerekir.

Bugünkü vahim durumda sıradan bir Halife ile köy olmaz kasaba olmaz.
Biliyorum bu devirde Hz. Ebubekir, Hz. Ömer gibi kimseler bulunmaz ama onlara benzemeye çalışan kimseler olmalıdır.

Uruguay’ın Mujica’sı gibi bir İslam lideri var mıdır? Hani her ay başkanlık maaşının onda dokuzunu fakirler fonuna yatıran, başkanlık sarayında değil, iki gözlü kulübesinde ikamet eden, başkanlık Mercedes’i ile gezmeyip 1987 modeli kaplumbağa VW’sine binen başkan.

Müslüman çoğunluğun, bu yazımda ortaya attığım konuları müzakere etmesinin, çare ve çözümler aramasının; birleşme, tek bir Ümmet olma, Hilafet, Halife gibi meseleler üzerinde kafa yormasının zamanı geçiyor. Bu mevzuları gündemimizin başına almazsak, geleceğimiz bugünkünden karanlık ve karışık olur.

(İkinci Yazı)
Güzel ve İyi Haberler
Medyada güzel, olumlu, iç açıcı, sevindirici, insana ferahlık verici, mutlu kılıcı haberler yok denilecek kadar az. Cinayetler, trafik kazaları, rezaletler, kepazelikler, fuhuş, azgınlık, dedikodu, polemik, çekişmeler, çatışmalar, vahşet…
Son günlerin tek güzel haberi şu: Aydın’ın Koçarlı ilçesinde Türkân Demir isimli hanım evinde ipekböceği yetiştirmeye başlamış, başarılı olmuş, az buçuk para da kazanıyormuş…

Gazetelerimizin, tv’lerimizin böyle haberlerle dolu olması lazım. Yapılan iyi işler halka örnek olur, yapılması çoğalır.

Birtakım hayalî haberler yazıyorum:
*Filan yerde lise talebesi bir genç geleneksel sanatlarımızın şu dalında ürünler verdi, sergi açtı. Kültür Bakanlığı kendisine ödül verdi.
*Feşmekan ilçemizde, tohumları Güney Amerika’dan getirilen, Türkiyemizde şimdiye kadar hiç yetiştirilmemiş olan şu isimli meyve ağaçları yetiştirildi, ilk ürünler elde edildi. 
*Üniversite öğrencisi Miktat’ın, Osmanlı arşivindeki belgelere istinaden yaptığı araştırma kitap halinde yayınlandı.
*Filan zengin, 500 bin liralık süper lüks otomobilini sattı, onun yerine 100 bin liralık yine lüks ama daha az lüks bir otomobil aldı, kalan 400 bin lira ile küçük bir iş yeri açtı, beş vatandaşa istihdam iş imkanı sağladı.
*İslamî kesimin on beş büyük şahsiyeti, mütevazı bir iftar ziyafetinde bir araya geldi, Müslümanların birlik olması konusunda yemekten sonra bir bildiri yayınladılar.
*Filan camide teravih namazları Enderun usulüyle kılınıyor. Kıraati avludan dinleyen yabancı turistler hayran kalıyor.
*Tergibat ilçesi müftülüğü cami ve minare hoparlörlerinin 65 desibelden fazla açılmasını yasakladı.
*Filan İmam-Hatip okulunda vakit namazlarının bütün öğrenciler tarafından cemaatle okul camiinde, okul imamının ardında kılınması mecburî oldu.
*Filan ilçede, sağlığa zararlı olduğu için bembeyaz ve en beyaz francala ekmeği yapılması yasaklandı.

Milli Gazete

ETİKETLER:

Mehmet Şevket Eygi

Mehmet Şevket Eygi

Yazarın Diğer Yazıları