Ah şu akillik!

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 18.05.2024 13:45
YAZI
A
 Doğan Haber Ajansı'nın (DHA) internet sitesine "Akil insana cinayet şoku" başlığı ile giren bir haber. Yanda Ahmet Taşgetiren'in fotoğrafı. Ne anlarsınız böyle bir haberden? Herkes anlayacağını anladı ve telefonlara sarıldı. Benim bu telefonlarla haberim oldu.

Meğer Kahramanmaraş'ta Lütfi Taşgetiren isimli bir zat boğularak öldürülmüş, bu zat benim "kuzenim" olmuş, sonra benim "akil insan" hüviyetimle birleşmiş ve haber patlamış.

DHA'dan sonra Milliyet'in internet sayfası, sonra öteki siteler... Haberin sunumu tam sanal dünyaya layık. Sonra bizim düzeltme çabalarımız: "Lütfi Taşgetiren'i tanımıyorum, kuzenim değil, hayatımda bir kere bile görüşmedim. Vefat edene Allah'tan rahmet dilerim." 

"Akil insan" olunca bir soyadı benzerliği medyanın aklını başından alabiliyor.

Ve cumhuriyet

Medyanın bütün alanlarında bulundum. Muhabire saygım var. Onların haber alma çalışmalarını mümkün olduğunca kolaylaştırmak isterim.

Cumhuriyet Gazetesi'nden bir muhabir, bizim İç Anadolu gezilerimizde bulundu, dürüst haberler yaptı, sonra özel görüşmelerimizle ilgili de sağlıklı haberlere imza attı.

En son olarak bir başka cumhuriyet muhabiri aradı, benim "İç Anadolu izlenimleri ve başkanlık" üzerine yaptığım değerlendirmelerden yola çıkarak, bunların 10 Mayıs'ta Başbakan'la yapılan görüşmelerde gündeme gelip gelmediğini sordu.

Ben de "Bunları Sayın Başbakan'la izlenim olarak paylaştık, başka bölgelerden de böyle izlenimler yansıdı, insanlar başkanlıkla çözüm sürecinin iç içe gelmesinden kuşkulanıyorlar" cevabını verdim. "Ben de başkanlıkla sürecin iç içe girmesini doğru bulmuyorum" dedim. Bu kadar. Bu sözlerde "Başbakan'a yönelik "Başkanlıktan vazgeçin" gibi bir çağrı" var mı?

Ama haber Cumhuriyet'e, birinci sayfadan dört sütuna "Erdoğan'a 'başkanlık sisteminden vazgeçin' önerisi götürüldü" üst başlığı altında "Akiller de karşı" büyük başlığı ile yansıdı.

Haberin içine ise benim Başbakan'a "başkanlık sistemi önerisini bir kez daha düşünmesini, yeniden gözden geçirmesini önerdiğim" ifadesi yerleştirildi.

Akil insan olunca...

Bu doğru değil. Sayın Başbakan'la yapılan toplantı, "akil insanlar"ın bölgelerindeki izlenimleri paylaştığı bir toplantı. Akil insanların, hükümete politika empoze etmek gibi, hele anayasa yapımı gibi bir alanda "çağrıda bulunmak" gibi bir konumları yok.


Bunu ben de, o ortama saygısızlık olarak telakki ederim. Ama Başbakan-Hükümet, süreci yönetirken, akil insanların sunduğu alan izlenimlerinden çıkarsamalar yapıp, yeni politikalar oluşturursa bunun da önü açık.

Benim kendi görüşlerime gelince, ben toplumdan aldığım izlenimlerle başkanlığın bir heyecan uyandırmadığını ancak Tayyip Erdoğan'ın icranın içinde olması talebinin bulunduğunu yazarak geliyorum. Çözüm süreci içinde başkanlık tartışmalarının da muhalefetin pazarlık spekülasyonuna imkan verdiğini belirtiyorum.


Bunlar benim "akil insan" olma dışındaki siyasi analizlerim. Ancak süreçte her hareketimiz, bu statü ile birlikte değerlendirildiği için özel önem atfediliyor, vitrine çıkarılıyor. Hatta bir "cinayet"bile bize monte edilince flaş haber haline geliyor. Bu yanlış.

Gazeteci dostlar, bunu hiç olmazsa birbirimize yapmayalım. Ben, telefon irtibatlarının böyle sapmalara yol açtığını bildiğim için uzun süre ancak yazılı sorulara cevap verdim. Son dönemde biraz açılım yaptım, yine saptırmalarla karşılaştım. Allah siyasetçiye kolaylık versin. Azıcık"siyasetçi" gibi bir konuma itildik, neler oluyor görüyoruz.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları