Hakan Şükür ve ben

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 19.05.2024 11:43
YAZI
A
 Hakan Şükür AK Parti'den istifa etti.

İyi mi etti?

Bana göre iyi etmedi.

İstifa "Cemaat adına" AK Parti'ye yönelik bir yaptırım niteliği taşıyor. Hakan Şükür'ün istifası partisi ile ilişkide "sözün bittiği" yere gelindiği ve "safların seçildiği" izlenimi veriyor.

Acaba gerçekten sözün bittiği, safların ayrıştığı noktaya gelindi mi?

Hakan Şükür, bundan sonra AK Parti yönetimine, mesela gördüğü "haksızlıklar"a ilişkin bir şey söyleyemeyecek. Sadece dışarıdan tepki gösterecek.

İşin ilginç yanı AK Parti de bundan böyle Hakan Şükür'ün tepkilerini "içeriden" değil"dışarıdan" olarak okuyacak.

Hakan Şükür'ün geldiği nokta, Cemaat adına artık her şeye "dışarıdan" bakıldığı anlamını mı içeriyor?

"Hakan Şükür iyi etmedi" sözü tabii ki "bana göre" çerçevesi taşıyor. İstifadan, hükümetin durduğu yerin zayıflaması adına heyecan duyan dostlar olabilir. Ben heyecan yerine üzüntü duyuyorum.

Acaba Hakan Şükür'ün hislerini taşıyan başka milletvekilleri de, hükümetin durduğu yeri zayıflatmak adına bu "ayrışma" sürecine dahil olur mu?

Bugüne kadar iktidara da bir şeyler söyledim, Hizmet camiası adına tavır sergileyenlere de.

Gittikçe söz söyleme alanımın daraldığını hissediyorum.

"Kardeşlik"ten söz etmek artık uçuk bir yaklaşım olarak görülebilir endişesi taşıyorum.

Yazdığım gazete, Hizmet camiasına yakın duruyor. Aksiyon'da yazıyorum, Burç FM'de hafta içi her gün "Günün yorumu" başlığı altında konuşuyorum. Bunlar da Hizmet camiası içinde yayın yapan medya kuruluşlarımız.

Bugüne kadar hep olumlu bir iklim buldum yazılarım için.

Bugünlerde Hizmet medyasının diliyle uyum arz edemediğimi görüyorum.

Ben bu süreçten hükümetin ve Hizmet camiasının yaralanarak çıkmaması konusunda hassasiyet taşıyorum.

Ama ortada her iki taraf için "Kavgada yumruk sayılmaz" duygusunun hakim olduğunu gözlüyorum. Hükümetin yanlışlarını yazmaktan kaçınmadım bugüne kadar, o yüzden AK Parti ile ilişkimde de problemler oldu ama bu hükümetin Türkiye için bir fırsat olduğuna da inandım ve eleştirilerimin başarısızlık ihtimalinin önlenmesi istikametinde olmasına dikkat ettim. "Gitsin bunlar" demekle, "Yanlış yapmasınlar ve başarsınlar" demek arasında fark var.

Gerilimin tarihi yeni değil, biliyorum ve dost ortamlarında bunları değerlendirdiğimizi ifade etmek isterim.

Keşke o dost ortamlarında yaptığımız değerlendirmelerin bir sonucu olsaydı.

Birikti birikti ve bugünlere gelindi.

Bir kere daha söyleyeyim:

Bu gerilimin varacağı yer ne hükümete bir şey kazandırır ne Hizmet camiasına.

Olacak olan birlikte zaafa düşmektir.

Şu anda, milyonlarca ortamda "Nerede durur bu sancı" sualinin sorulduğunu biliyorum.

Yüce Kur'an'ımızın "Fırka fırka olmayın, paramparça hale gelmeyin, zaafa düşersiniz ve rüzgarınız gider" uyarısı, inananlara yönelik bir uyarıdır. Muhatabı kim acaba şu yapılan mücadelede? Zaafa düşecek olan kim, rüzgarı, (bir başka anlamlandırmada) devleti gidecek olan kim?

Bilmiyorum, Sıffin'de karşı karşıya gelenler, ahirette karşılarına çıkacak hesap için ne düşünmüşlerdi.

O kadar zormuş ki zor anlarda normal zamanlarda hassasiyet gösterilen ölçülere uymak.

Gidiyoruz ya da sürükleniyoruz bakalım nerede duracağız?

Allah'tan hayırlısı.
 
Operasyon:
 
İlginç operasyon. AK Parti iktidarında AK Parti'yi vuracak operasyon. Derin siyasi çalkalanma oluşturacak bir operasyon. Çok ilginç günlere doğru yol alıyoruz.

Allah'tan hayırlısı.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları