Farklı bir muhasebe

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 20:58
YAZI
A
 Önce kısa bir hatırlatma:

AK Parti'nin inisiyatifiyle, Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu'nda, Abdullah Gül'ün görev süresinin 7 yıl olmasını ve ikinci defa aday olamayacağını öngören bir düzenleme yapılmıştı. Bu düzenlemeden Gül'ün rahatsız olacağı muhakkaktı. Muhtemel ki Sayın Gül, bu rahatsızlığını özel ortamlarda dile getirmişti. Ancak kamuoyu önünde bir karşı tavır sergilemedi.

Buna karşılık CHP kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu, AYM de, kanunun 7 yıl bölümünü onaylarken, ikinci defa seçilmeme bölümünü iptal etti.

Böylece Sayın Gül'ün rahatsızlığı bir başka platformda karşılık buldu.

Sayın Gül de, birlikte yola çıktığı camia ile çatışmamış oldu.

Burada Sayın Gül'ün böyle bir tavır sergilemesinin altında, kendi camiası ile ters düşmeme duyarlılığı kadar siyaseten çatışmanın bir yarar getirmeyeceği düşüncesi de bulunduğunu söylemek mümkün.
....
Buradan dershaneler meselesine gelirsek, hükümetin dönüşme vs. de dense, sonunda kapanma yönünde bir tasarrufu var. Belli ki Hizmet Camiası bu tasarruftan fevkalade rahatsız. Bu rahatsızlık en net çerçevede ortaya konmuş bulunuyor.

Ancak bu tavra rağmen hükümet tasarrufundan vaz geçmiyor.

Dershanelerin hukuki anlamda kapısına kilit vurulabilir mi, bu tasarruf uzun vadede AİHM'den dönmez mi soruları ortada. O süreç, bir şekilde devam edecek. Belki de uzun vadede, cumhurbaşkanlığı meselesinde olduğu gibi hükümet tasarrufuna set çeken bir durum ortaya çıkacak.
 
Hükümetten öte bir farklılaşma
 
Benim tahlil etmek istediğim husus, hükümet ile Hizmet Camiası'nın ilişkilerinde gelinen nokta.

Şu anda Hizmet Camiası, hükümet tasarrufuna karşı her şeyi göze almış bir tavır sergiliyor.

Bir güç mücadelesi verildiği açık.

Bu güç mücadelesinin, siyasi sonuçlarının nasıl olacağı sorusu da herkesin kafasını kurcalıyor.

Merak edilen soru şu:

Hizmet Camiası, mahalli seçimlerde başka partileri destekler mi? En azından oy vermeyerek AK Parti'ye desteğini çeker mi?

Şunu adım gibi biliyorum:

Hizmet Camiası, AK Parti'ye desteğini çekerse, bu noktada diğer hizmet gruplarıyla çok net bir farklılaşma içine girer.

Bu destek çekmenin başka partiye-partilere yönelme iddialarını gündeme getireceği, bunun da farklılaşmayı derinleştireceği çok açıktır.

Şu andaki tartışmada, taa Refah iktidarı döneminden bu yana, 28 Şubat uygulamaları da dahil Hizmet Camiası ile diğer hizmet grupları arasındaki farkların sayılıp döküldüğü gözleniyor. Bu alanlarda karşılıklı cevaplaşmaların, her çevreyi birbirinden çok daha uzaklara savurduğunu söylemek de yanlış olmaz.
 
İhtimallerin sonucu
 

Ne olacak?

-AK Parti iktidarı yapılan muhalefetle ortadan kalkarsa ne olacak?

-AK Parti iktidarı devam ederse ne olacak?

-Diğer hizmet gruplarıyla ilişkiler yaralanırsa ne olacak?

Her üç durumda Hizmet Camiası'nın hizmet alanlarının genişlemesi ve daralması ihtimalleri dikkatle değerlendirilmeli derim ben.

Ben kişisel olarak, dershane kapatılmasını onaylamıyorum. Bunu uygulanabilir de bulmuyorum.

Ama bu süreçteki mücadelede AK Parti'nin zaafa düşürülmesini de, bu süreçte, aslında Hizmet Camiası dahil bu nitelikteki bütün oluşumlara karşı olan odaklarla söylem paralelliği içine girilmesini de sağlıklı bulmuyorum.

Bence herkes eline, koluna, gözüne, kulağına, kalbine, dimağına bakmalı, bu yapılırsa "karşı taraf" diye farkında olarak olmayarak vurulan her darbenin kendi eline, koluna indiğini fark edecektir. "Ortak bünye" duyarlılığının olmaması durumu başka. Öyle bir ihtimal ise daha yaralayıcı.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları