Mağrip'te...

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 19.05.2024 00:50
YAZI
A
 "Tüllenen mağribi akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana."

Mehmet Akif'in "Çanakkale Şehitlerine" şiirinde tüllerin güzelliğine büründürdüğü "mağrip" o mağrip. Yalnız onunkisi memleketin mağribi, yani gün batım yeri, bizimkisi yer kürenin mağribi. Osmanlı'nın lügatinde Fas, Tunus, Cezayir, yani Afrika'nın kuzeybatısı, İstanbul'a göre mağrip olmuş.

Neyse, ilk durağımız Fas oldu Sayın Başbakan'ın gezisinde. Rabat şehri. Atlas Okyanusu'nun kıyısında, okyanus rüzgarının serinlettiği bir şehir. Güzel bir şehir.
Birçok bakanın ve 200 kadar iş adamının katıldığı bir gezi bu.

İTO, MÜSİAD, TUSKON üyeleriyle burada. Ekonomik ağırlıklı bir gezi ama "Bahar"ın en çok konuşulduğu ve Suriye'de baharın en kanlı günlerinin yaşandığı bir zamanda, bu coğrafyada hiçbir temasın sadece ekonomik ağırlıklı kalması mümkün değil.

Biz ise Taksim'den başlayıp İstanbul'un bütün semtlerine ve sonra da tüm Türkiye'ye yayılmak istenen olayların içinden çıkıp gelmişiz. Bizim gündemimizde de her daim "Gerçekte ne oldu, ne olacak" soruları var.

Şerden hayır umudu

Başbakan'ın özel uçağında seyahat eden gazeteciler olarak birbirimizle de en çok bunu konuşuyoruz, Başbakan'ın etrafındaki halka ile de, iş adamlarıyla da...
Karşılaştığımız her işadamı, bizlerden "Nereye gidiyoruz"un cevabını almaya çalışıyor.

Bakıyorum Başbakan'ın çevresinde fark edilir bir özeleştirel dil var.
Olayın algılanması, müdahalenin niteliği, yönetim üslubu, algı yönetimindeki zaaflar, ülkenin imajına etkisi... AK Parti iktidarının seyir grafiğinde oturduğu yer... Elhasıl bütün parametreler zihin dünyasında masaya yatırılmış durumda.

Yerel seçimler ve İstanbul'u alma mücadelesi geliyor gündeme.
"Şerden hayır umudu" seslendiriliyor kimi ortamlarda.

Bu "şer", iktidar adına yapılanların, toplumun bir kesiminde oluşturduğu birikimin "şer odakları"tarafından en kötü biçimde istismar edilmesinin doğurduğu şerdir, "hayır umudu" ise hâlâ sandıkta bir alternatifi bulunmayan ve ülkeye 10,5 yıl içinde ciddi hizmetleri olan bir iktidarın,"hizmet" çerçevesinde yaptığını düşündüğü şeylerin nasıl farklı ve olumsuz algılandığını görmesi ve 2014'ün seçim iklimine daha sağlıklı bir algı yönetimi oluşturarak, toplumun "öfkeli, saygı isteyen, hiç dikkate alınmadıkları duygusu yaşayan" kesimleriyle daha çok diyalog kurarak yürümesi ihtimalidir.

2000 Türk-Faslı evliliği

Fas'tan Cezayir'e geçtik.
Fas ile ilgili daha hoş birkaç notu sizlerle paylaşarak bitirelim bu yazıyı:
Fas'ta 2000 kadar Türk-Faslı evliliği gerçekleştiğini öğrendik bu gezide. İlginç, Fas'ta nüfus dağılımında kadınlar ağır basıyormuş.

Yüzde 65-35 gibi bir rakam verildi doğru ise. Kadınlar lehine. Bunun doğurduğu bazı sosyal sorunlara işaret edildi.
Türk dizileri büyük ilgi görüyormuş.

"Tayyip Erdoğan" ve "Türkiye rüzgarı" buralarda da esmiş, esiyor.
Anne babalar çocuklarına "Tayyip" ismi veriyorlarmış.

Ve meşruti monarşi ile yönetilen Fas'ta, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin büyük ortağı olduğu bir koalisyon hükümeti var.

Ama genç Kral 6. Muhammed, sistemin en tepesinde ve ülkesini vaktinde devreye soktuğu reformlarla "Bahar sarhoşluğu"ndan çekip almayı başaran bir isim.
Bu vesileyle Mirac Kandili'nizi tebrik ediyor, her anımızın Mirac bilinci içinde yaşanmasını niyaz ediyorum.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları