Bir fotoğraf

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 19.05.2024 04:31
YAZI
A
  -Tayyip'e oy vermek gelmiyor içimden dedi genç kadın.

-O zaman Kılıçdaroğlu'na verirsin diye mukabele etti gülerek karşısındaki yakını.

-Yok dedi, Kılıçdaroğlu'na vermem. Asla.

Refleks halindeydi sözleri.

-Ne olacak o zaman dedi yakını sonra.

Hizmet içinde olan olmayan pek çok insan sohbet ediyorlardı. Hizmet içinde olmayanlar da Hizmet'in hizmetlerine dostça, beğeni ile bakan insanlardı. Yaşanan gerilim herkesi huzursuz ediyordu. Tabii sözler gelip, Tayyip'e, yani hükümete karşı nasıl tavır takınılacağı noktasında toplanıyordu.

Tayyip'e kızılıyordu besbelli Hizmet Camiası'nda. Bu kızgınlık en tabanlara kadar yansımıştı.

Ama işte seçimler yaklaşıyordu ve bir tercih yapılması gerekiyordu.

Hizmetin içindeki-dışındaki herkesin zihni, seçimlerde nasıl bir tercihte bulunulacağı noktasına odaklanmıştı.

Hiç şüphesiz, her tercih uzun zamanlar boyunca değerlendirme konusu olacaktı.

Hizmet, diğer hizmet grupları gibi muhafazakâr bir camia bünyesinde oluşmuştu.

Bir ayrıksılık yadırgandı

Bu muhafazakâr camianın, ülkenin son dönem tarihinde siyasi bir duruşu vardı. Bu duruş genelde, statükoyu temsil eden CHP dışında, CHP'ye karşı nitelikteydi. Belki oylar, bugün AK Parti, MHP, BBP tarzı bir dağılım sergilemişti ama bu dağılım da muhafazakâr özelliği gözardı ederek oluşmuş değildi.

-Sola giden bir muhafazakâr oy, hele bir cemaat kararı ile giden oy, camia bütünlüğü içinde ayrıksı bir duruş sergilemiş kabul edilir, bu ayrıksılık yadırganırdı.

Hizmet'in oyları, İstanbul'da, Sarıgül aday olursa ona gider miydi?

"Tayyip'e oy vermek içimden gelmiyor" diyen genç hanım, "Olmaz" dedi yine.

-Belki sandığa gitmem dedi bu defa.

Oradakiler bunun üzerine "AK Parti İstanbul'u kaybeder, CHP iktidara gelirse" ihtimalini gündeme getirdiler. "Acaba böyle bir ihtimalin sorumluluğu bugün yaşanan gerilime bağlanır, dolayısıyla Hizmet Camiası bundan sorumlu tutulur muydu?"

Genç kadın Hocaefendi'yi çok seviyordu. Hizmet'in içinde her türlü etkinlikte vardı. Burs veriyordu, burs buluyordu, gönülden dua ediyordu. "Hizmet bunu hak etmiyor, Tayyip bunu yapmamalı"derken gözleri doluyordu.

Ama Hizmet'in eski günleri ile yeni günleri arasında da farklar görmeye başlamıştı.
....

Bu, Türkiye'de, Hizmet'ten birisi olsun olmasın, belki iki dindar insanın bir araya geldiği her ortamda yaşananlardan bir enstantane.

Hizmet ve Hizmet dışı diye tanımlamak mümkünse, öyle ortamlarda köşeleri daha keskinleşen durumları da varsaymak lazım.

Şunu biliyorum:

Hizmetin içinde farklı saiklerle bulunan insanların duygu dünyasında, dershane konusunda hükümetin tavrına tamamen karşı olsalar da, ciddi bir karmaşa yaşanıyor.

Hizmet Camiası, diğer İslami camialarla iç içe ve bunu değiştirme imkanı yok. Aynı ailede bile farklı alakalar söz konusu.

Ben, bütün İslami camiaların, belki çok az istisnalar dışında AK Parti hükümetinin gidip, başka mesela CHP'li bir koalisyonun gelmesini asla istemiyor olmakta ittifak halinde bulunduklarından eminim.

Şundan da eminim: Gerilim sürdükçe herkes kaybedecek. En azından dostluktan, kardeşlikten kaybedecek. Gıybet vs. gibi sapmalarla, kişilik aşınmaları yaşanacak.

Siyasi iktidar da kaybedecek. En azından duadan kaybedecek. Sevgiden kaybedecek.

Sorun gerçekte nedir diye bir başlık açmak lazım.

Belki şöyle bir soru sormalı:

Böyle, hani aynı iklimde oluşmuş bir siyasi iktidar döneminde, bir siyasi parti ile hizmet grubunun konumları nasıl olmalı? Acaba gerilim, sınırlar yeterince belirlenmediği için mi meydana geldi?

Yani, Dershaneden öte ne var gerilimin arkasında?
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları