Reyhanlı ve ötesi

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 22:20
YAZI
A
 -İslam coğrafyası 100 yıllık çarpıklıktan kurtulmaya çalışıyor.

-Önce açık-örtülü sömürge dönemi. Sistemlerin, yönetimlerin, sınırların ve ülkelerarası dış politikaların dışarıdan belirlendiği dönem. Sonra sömürge statüsünden çıkış ama yönetimlerin kontrollü oluştuğu dönem. Ve ülke ülke bahar arayışları dönemi.

-Türkiye, bu süreçte yaşanan sancılara rağmen, en önce çıkışlar gerçekleştiren ülke.

-Türkiye, İslam coğrafyasıyla ilişkilerini en aza indirgeyip, bütünüyle Batı'nın uzantısı olabilir mi?

Olamaz, olsa bile güçlü olamaz çünkü Batı dünyası ancak "uydu" niteliğinde bir Türkiye öngörüyor.

-Türkiye'nin stratejik derinliği, İslam coğrafyası ile ilişkilerini zenginleştirmesine bağlı.

-O yüzden İslam coğrafyasında olan biten her şey, Türkiye'yi birebir ilgilendiriyor.


-İslam coğrafyasında olan biten her şey, Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, bu coğrafya ile ilgilenen tüm güçlerin de acil gündemi durumunda.

Türkiye Ortadoğu'dan soyutlanabilir mi? 

-"Ortadoğu'ya girmenin bedeli" denen ve negatif algılar oluşturmayı hedefleyen şey, Türkiye'nin olmazsa olmazıdır. Türkiye, en azından coğrafi irtibatı sebebiyle Ortadoğu'nun parçasıdır, kültürel-tarihi ilişkiler bu ilişkiyi kaçınılmaz kılmaktadır. Türkiye Amerika'dan, Rusya'dan, İran'dan daha fazla bu coğrafyada olan bitenle irtibatlı olmak zorundadır.

-Türkiye-Suriye ilişkisi hem komşuluk hem de komşuluktan öte Hatay ve mezhep alakaları sebebiyle son derece hassastır. Türkiye bu ilişkiyi "hassas" olmaktan çıkarmaya uğraşmış ancak Suriye iktidarı, günahlarının üzerinden kalkamamış, cinayet işlemeyi ana politika haline getirmiş ve bu da tüm Suriye komşuları gibi, Türkiye'yi de etki alanına almıştır. Davutoğlu'nun "Tecavüz edilmek istenen hamile kadına kapılarınızı kapatabilir miydiniz" sorusu, Suriye meselesinin en can alıcı sorusudur.

-Tunus'ta, Libya'da, Mısır'da olan biten her şey, uluslararası politikanın ilgi alanına girdiği gibi, Suriye'nin geleceğinin de uluslararası politika alanına girmesi kaçınılmazdır. Türkiye, tüm coğrafyada yaşanan altüst oluşlar içinden kendisi için en iyi sonucu çıkarmaya çalışmakla yükümlüdür.

Ve Reyhanlı

-Reyhanlı çok acıdır. Ama beklenmeyecek bir acı değildir.

-İran, çok kötü oynuyor. Mezhep oyunu ile Esed yönetimi gibi bir cinayet şebekesinin kan banyosunu besliyor.

-Mezhep oyununda, Türkiye'nin içine yönelik de bir sinsi plan var.

-Türkiye, "çözüm süreci" ile "Kürt sorunu" etrafındaki terörü ve kan akışını durdurmak için çok hayati bir adım attı. Paralelinde sistem restorasyonu gerçekleşecek.

-Sistem restorasyonu, aynı zamanda inanç özgürlüğü alanında da hayati açılımlar yapmayı gerektiriyor.

-Ve Alevilik. Hükümetin bir ara "Açılım" politikaları içine yerleştirdiği bir hayati mesele. BakanFaruk Çelik'in koordine ettiği görüşmeler, çok önemli bir birikim ortaya koydu. Sonra o süreç durdu.

-"Akil İnsanlar Heyeti"nin Anadolu'daki temasları sırasında, Kürt vatandaşlarımızın beklentileri, Türk vatandaşlarımızın hassasiyetleri yanında Alevi vatandaşlarımızın şikayet ve talepleri de kayda geçti.

-Alevi vatandaşlarımız barış sürecini destekliyor ancak kendi sorunlarının da çözülmesini talep ediyorlardı.

-Alevilik ekseninde Türkiye'nin içi ile oynanacak. Avrupa kaynaklı oyunlar da olabilir, İran-Suriye kaynaklı oyunlar da. "Alevilik bir ulustur" söylemi bu oyunun izdüşümüdür. Türkiye, yeni bir çözüm süreci ile bu oyunu bozmalıdır.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları