Kenan Ağabey için...

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 18.05.2024 07:58
YAZI
A
 80 yaşındaydı. Fizik bünyesi akciğer kanseri ile mücadele ediyordu.

Ama o sanki bünyesinin içinde bulunduğu mücadeleden habersizdi. Acı duyulmaz mı? Belli ki beden acısı çoktu. Ama o sanki bu fiziksel acıyı çalımlayıp yine kendi bildiğini yapabilirmiş gibi çırpınıyordu.
Neye çırpınıyordu?

Eli kemoterapiye girerken telefondaydı, çıktıktan sonra telefondaydı.

Bekir Karlığa'yı arıyor, Vehbi Vakkasoğlu'nu arıyor, Ahmet Taşgetiren'i veya Şaban Kurt'u arıyordu.
Sanki son nefesini vermeden bu işi bitirmek istiyordu.

İş. Asım Vakfı idi. Maraş'ın bünyesinden son olarak Mehmet Akif'in Asım'ı adına bir vakıf inşa ederek göçecekti. İçinde yaşadı mı bilmiyorum ama belki de yanına giderken Akif merhuma, "Bak işte, senin idealini hayata geçirecek bir vakfın temellerini attım da geldim" demek istiyordu.

Kenan Ağabey. Kenan Seyithanoğlu'nun, yani bizim neslimize, 1960'larda Maraş İmam Hatip Okulu'nda okuyan gençlere, İmam Hatip Okulu Mezunlar Cemiyeti'nde "Ağabeylik" yapan kişinin, bizdeki ismidir.

Küçücük bir odadır orası. Ulucami'nin Çarşıbaşı'na doğru giden tarafına bitişmiş küçücük bir oda. İçi kitap dolu. Bugün fikir, edebiyat dünyasında ismi geçen pek çok Maraşlı'nın ikinci adresi orası idi ve orası Kenan Ağabey'in "Ağabeyliği"nde bir mektep hüviyetinde idi.

Bize sorulur:

-Maraş'ın havasında, suyunda, toprağında mı bir şey var ki, yazı hayatında bunca Maraşlı bulunuyor?

Merhum Üstat Necip Fazıl'dan başlanır sayılmaya, sonra... Rasim ÖzdenörenNuri PakdilBahattin-Abdürrahim KarakoçCahit ZarifoğluErdem BayazıtAhmet BayazıtAlaaddin ÖzdenörenBekir Karlığa (Maraşlılaştırılanlardandır), Ziya Kazıcı (Maraşlılaştırılanlardandır), İsmail KıllıoğluOsman Sarı,Vehbi VakkasoğluAhmet Taşgetiren... Sayılır gider.

Sezai Karakoç da Maraşlı bilinir. Belki en çok seveni Maraşlılar'dan olduğu için. Maraşlılar onu kendilerinden bildiği için. Maraş'ta ortaokulu okuduğu için. Diğer Karakoçlar'la irtibat kurulduğu için. Ama o Diyarbakır-Ergani'dendir. Biz ise bizden bilmekte ısrar ederiz.

Maraş'ın fikir adamlarının hepsini sayabildiğimi sanmam. Mutlaka eksikliklerim olmuştur. Bir de saklı hazinelerimiz vardır fikir pazarında, Yaşar Alpaslan gibi. Son birkaç sene içinde Maraş'ta, Maraş'ın tarihine, kültürüne ilişkin öyle kitaplar hazırladı, yayınladı ki Serdar Yakar'la birlikte, alnından öpmek gerekir.

Ben derim ki:

Maraş'ın havasında, suyunda ne var bilmem ama Maraş'ta bir fikir ve sanat iklimi var. Mutfaklar var, ocaklar var, mektepler var. "Ağabey"ler var. Maraş'ın Sütçü İmam'dan, Rıdvan Hoca'dan, Mıllış Nuri'den, Senem Ayşe'den gelen bir ruhu da var. İşte onların içinde bir fikir mecrası kaynaklanıyor, nehir akıp geliyor.

"Kenan Ağabey" kendisi de, o tadına doyum olmaz rubaileri ile şiirde bir çığır olmanın yanında, "Yıldız"üretimine adanmış bir "Ağabey"dir.

Yüreğinde dava aşkı olan adamdır.
Proje adamıdır.
İslam'ın garipliğine yanan ve bir çıkış yolu arayan adamdır.
"Ağabey"liği omuzunda bir sorumluluk gibi taşımıştır.
En son Asım Vakfı'nı kurdurarak yola çıkmıştır.

Pazar günü, Ihlamurkuyu Mezarlığı'nda ebedi aleme uğurladık kendisini. Özleyeceğiz. Eksildik epeyce. Hayırla yâd edenleri çok olacak eminim. Asım Vakfı'nda doğan her yıldızda onun payı olacak. Sonsuz rahmet diliyorum. Ailesine, dostlarına başsağlığı ve sabrı cemil niyaz ediyorum. Bir rubai ile veda edelim:

MARAŞ

Rıdvan Hoca'ya

Ay yıldızı şahit tuttuk hutbemize
Yazdık Maraş'ın ismini gök kubbemize
Senden alarak emrini Rıdvan Hocamız
Bastık ebedi mührünü son rütbemize.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları