Başbakan'ın itibarı

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 19.05.2024 09:58
YAZI
A
Herkes "onurlu bir barış"ın altını çiziyor. Özellikle örgüt için "Dağa çiçek toplamaya çıkmamışlardı.

Evet silahları bırakma olsun ama onurlu bir şekilde olsun" talepleri seslendiriliyor. "Barışa gidilsin ama Öcalan'ın itibarı da korunsun" deniyor. "BDP'lilerin itibarı" üzerine de epeyce bir şey söyleniyor.
Ben burada "Başbakan'ın itibarının korunması" üzerine yazacağım.

Çok açık ki, bu işin merkezinde "Tayyip Erdoğan'ın çözüm iradesi"var. Evet, herkes var ama tayin edici olan Başbakan Erdoğan. Leyla Zana da, Şerafettin Elçi de, "Çözerse o çözer" dediler. "Çözerse Abraham Lincoln olur" bile deniyor.

Ya çözemezse... Ya altında kalırsa...
Ne diyor Başbakan: "Zehir olsa içerim" diyor "Yeter ki terör sorunu çözülsün." Elini değil bedenini taşın altına koyduğunu söylüyor.

Tabii ki Başbakan içtiği şeyin zehir olmasını istemez. Bedeninin taşın altında ezilmesini de istemez. Kaldı ki içtiği şey zehir olursa ya da Erdoğan taşın altında ezilirse, sorunun çözülmesi de mümkün olmaz. Başbakan "zehir" metaforunu, yaptığı işin kendi geleceği açısından nasıl bir tehlike içerdiğini anlatmak bakımından söylüyor.

Zehir nasıl bir şey?

Peki Başbakan'ın içmek zorunda kalacağı zehir nasıl bir şeydir?
Tabii ki siyasi bedeldir, ortaya koyduğu iradenin toplumda karşılık bulmaması, reddedilmesi, iğne ile kuyu kazarcasına, bir dünya fedakarlıkla kurulan itibar anıtının devrilmesidir. Eğer siyaset bir misyon için yapılıyorsa, misyonun sekteye uğramasıdır.

Soru şu:

Öcalan'ın, Kandil'in, BDP'nin kendi kamuoyları var da Erdoğan'ın yok mu? Öcalan düştüğünde nereden düşecek, Başbakan düştüğünde nereden düşecek?

Şehitler gözünün içine bakıyor Erdoğan'ın... Şehit anneleri gözünün içine bakıyor. "Kürt sorunu"nu bölücülük boyutunda algılayan duyarlılıkları bilenmiş farklı toplum kesimleri gözünün içine bakıyor.

Evet, Erdoğan çok başat bir siyasetçi ama devlet Erdoğan'dan ibaret değil, devletin ikna edilmesi lazım.Erdoğan siyasetin tek oyuncusu değil, muhalefetteki diğer oyuncuların yok edici hamlelerine karşı savunma setlerinin olması lazım. MHP'nin Erdoğan'a yönelik yıpratma taktiğinin, toplumu hiç etkilemediği söylenebilir mi?
Bu, herkesten çok Erdoğan için sırat köprüsü niteliğinde bir yürüyüş. Belki de siyasi hayatının en riskli hamlesi. Türkiye için de hayati, kendi geleceği için de...

Hedefin şaşmaması lazım

Onun için şu ana kadar hükümet cenahından yapılan bütün açıklamalar, toplum duyarlılığını dikkate alarak, "silah bıraktırma" vurgusu yapıyorlar.

Beşir Atalay bir kere daha söylemiş: "Hedef silah bıraktırmak."
Yani, "Kürt vatandaşlarımızın sorunları"nın, Öcalan'la ya da Kandil'le veya sırf BDP ile görüşülmediğini anlatmaya çalışıyorlar. Çünkü böyle bir yolun, bu yapıyı "Kürtler'i temsil yetkisi" ile donatmak anlamına geleceğini ya da böyle algılanacağını biliyorlar.

Buna karşılık, mesela Karayılan, İmralı'dan beklentisini şöyle açıklıyor: "Önderliğimiz onların istediği gibi tek taraflı bir çağrı değil her iki tarafa çağrı anlamına gelen yeni Yol Haritası'nı sunabilir."
Öcalan yol haritası sunacak, "her iki taraf" da o yol haritasına uygun adım davranacak!Yani merkez irade Öcalan olacak.

Başbakan sık sık süreçte rol alacak olanlara söylemde ayar vermeye çalışıyor.
Asla haksız değil.
Sürecin Başbakan'ın güven kaybına uğrayacağı bir mahiyet kazanması, akamete uğramasının da yolunu açacaktır. Benden söylemesi.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları