İllegaliteyi bitirmek
Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 21:21
Yaşanan süreçte herkesin bir gelecek öngörüsü var. Mesela BDP Milletvekili Aysel Tuğluk, "Süreç, sonuç değil başlangıç"başlığını koymuş Radikal'deki yazısının başlığına.
Ve mesela, kendi kamuoyu açısından "En can alıcı" notunu düştüğü "İyi güzel de PKK ne olacak" sorusuna, herkesin önemsemesi gereken "açık yürekli" bir cevap üretmiş. Gelin o cevabı okuyalım:
"En az önümüzdeki çeyrek asır boyunca Kürtlerin var olduğu her yerde PKK da çeşitli biçimlerde olacak. Suriye'de bir süre daha silahlı; İran'da yakın gelecekte tekrar silahlı; Avrupa'da kurumsal vs. Bunu herkes bilmek durumunda. Ve bu tespiti yaptıktan sonra Türkiye ile PKK konusunda bir hususu tekrar ve özenle vurgulamak gerekiyor; PKK, Türkiye'de de çeşitli biçimlerde olacak. Programları, fikirleri, etki alanındaki siyasi ve sosyal kurumları, demokratik aktiviteleri vs. ile olacak." (Radikal, 11 Nisan 2013)
Tuğluk bundan sonra, "Öcalan'ın yeni dönem kurgusunda -risk alarak- PKK'nın silahlı güçlerini Türkiye siyasal sahasının dışına geri dönüşsüz biçimde çıkarmak" olduğu notunu düşüyor,Öcalan'a bu noktada destek olmak gerektiğini ifade ediyor.
Tuğluk'un dünyasında yeni dönemin adı "Demokratik mücadele stratejisi"dir.
Başta da ifade ettiğim gibi, Tuğluk bir yerde "Acaba yine aldatılıyor muyuz" kaygısına kapılan kendi kamuoyunu tatmin amacı taşıyor.
Ama bunların, Türkiye'nin diğer kamuoyuna yönelik bir anlamı olduğu da kuşkusuz.
Sorgulamalar
Peki oradan bakıldığında görünen ne?
Bir: Ülke içinde silah devreden çıkıyor. Bu kesinlikle olumlu bir durum.
İki: Suriye'de bir süre daha, İran'da ise yakın gelecekte tekrar silahlı mücadele devrede olacak.
Üç: Bu durumda Türkiye dışında, Suriye ve İran'da efektif, Türkiye'ye karşı da potansiyel bir silahlı yapı var olmuş olacak.
Dört: Türkiye'de PKK, hangi boyutta var olacak sorusunun cevabı henüz netleşmiş değil.
Beş: PKK'nın güncelleşmiş isminin KCK olduğu ve KCK'nın, geçtiğimiz yıllar içinde, alternatif bir devlet yapılanması halinde örgütlendiği biliniyor. Yeni dönemde KCK illegal bir yapı olarak varlığını sürdürecek mi yoksa bütün birimleriyle lağvedilecek mi?
Bunlar sorgulanacaktır çünkü Tuğluk'un ifadesine göre "Önümüzdeki çeyrek asırlık bir PKK var oluşu"ndan söz edilmektedir.
Ve önce PKK sonra KCK yapılanmaları, "Legal görünümde olan Kürt siyaseti"ni ipotek altında tutagelmiştir.
Adayların belirlenmesinde karar vericilik o odakta olmakta, sonraki icraatta da, üst bir denetim mekanizması rolü oynanmaktadır.
Öcalan'ın şu andaki rolü bile, üst bir tayin edici rolün, legal kadrolar için ne kadar belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır.
Zihniyet devrimi
Bunlar, diyelim BDP'li Kürt siyasetçiler açısından tolere edilebilir. Ama böylesi bir ipotekli siyasi yapının, genel siyasi alanı zehirleme riski her zaman vardır.
Şimdi diyelim, Nevruz alanında Kutlu Doğum programı yapmaya BDP'li belediye izin vermiyor.
Üniversitedeki kutlamaya, militan kadrolar baskın düzenliyor. Neden?
Çünkü bunu rakip Kürt kadrolar, adını da koyalım, Hizbullah eksenindeki Peygamber Sevdalıları grubu düzenliyor. Oldu mu şimdi?
PKK-KCK nasıl yer alacak?
Soru bu. BDP'nin gençlik kolu gibi mi, bindirilmiş kıtaları gibi mi, teorik mutfağı gibi mi?
Bence, gelinen nokta "Demokratik mücadele" kararı ise, legal siyaset kadrolarının özgüven kazanması, illegal olanların da bir zihniyet devrimi geçirmesi gerekiyor. İllegalite bitmeli vesselam.
Ve mesela, kendi kamuoyu açısından "En can alıcı" notunu düştüğü "İyi güzel de PKK ne olacak" sorusuna, herkesin önemsemesi gereken "açık yürekli" bir cevap üretmiş. Gelin o cevabı okuyalım:
"En az önümüzdeki çeyrek asır boyunca Kürtlerin var olduğu her yerde PKK da çeşitli biçimlerde olacak. Suriye'de bir süre daha silahlı; İran'da yakın gelecekte tekrar silahlı; Avrupa'da kurumsal vs. Bunu herkes bilmek durumunda. Ve bu tespiti yaptıktan sonra Türkiye ile PKK konusunda bir hususu tekrar ve özenle vurgulamak gerekiyor; PKK, Türkiye'de de çeşitli biçimlerde olacak. Programları, fikirleri, etki alanındaki siyasi ve sosyal kurumları, demokratik aktiviteleri vs. ile olacak." (Radikal, 11 Nisan 2013)
Tuğluk bundan sonra, "Öcalan'ın yeni dönem kurgusunda -risk alarak- PKK'nın silahlı güçlerini Türkiye siyasal sahasının dışına geri dönüşsüz biçimde çıkarmak" olduğu notunu düşüyor,Öcalan'a bu noktada destek olmak gerektiğini ifade ediyor.
Tuğluk'un dünyasında yeni dönemin adı "Demokratik mücadele stratejisi"dir.
Başta da ifade ettiğim gibi, Tuğluk bir yerde "Acaba yine aldatılıyor muyuz" kaygısına kapılan kendi kamuoyunu tatmin amacı taşıyor.
Ama bunların, Türkiye'nin diğer kamuoyuna yönelik bir anlamı olduğu da kuşkusuz.
Sorgulamalar
Peki oradan bakıldığında görünen ne?
Bir: Ülke içinde silah devreden çıkıyor. Bu kesinlikle olumlu bir durum.
İki: Suriye'de bir süre daha, İran'da ise yakın gelecekte tekrar silahlı mücadele devrede olacak.
Üç: Bu durumda Türkiye dışında, Suriye ve İran'da efektif, Türkiye'ye karşı da potansiyel bir silahlı yapı var olmuş olacak.
Dört: Türkiye'de PKK, hangi boyutta var olacak sorusunun cevabı henüz netleşmiş değil.
Beş: PKK'nın güncelleşmiş isminin KCK olduğu ve KCK'nın, geçtiğimiz yıllar içinde, alternatif bir devlet yapılanması halinde örgütlendiği biliniyor. Yeni dönemde KCK illegal bir yapı olarak varlığını sürdürecek mi yoksa bütün birimleriyle lağvedilecek mi?
Bunlar sorgulanacaktır çünkü Tuğluk'un ifadesine göre "Önümüzdeki çeyrek asırlık bir PKK var oluşu"ndan söz edilmektedir.
Ve önce PKK sonra KCK yapılanmaları, "Legal görünümde olan Kürt siyaseti"ni ipotek altında tutagelmiştir.
Adayların belirlenmesinde karar vericilik o odakta olmakta, sonraki icraatta da, üst bir denetim mekanizması rolü oynanmaktadır.
Öcalan'ın şu andaki rolü bile, üst bir tayin edici rolün, legal kadrolar için ne kadar belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır.
Zihniyet devrimi
Bunlar, diyelim BDP'li Kürt siyasetçiler açısından tolere edilebilir. Ama böylesi bir ipotekli siyasi yapının, genel siyasi alanı zehirleme riski her zaman vardır.
Şimdi diyelim, Nevruz alanında Kutlu Doğum programı yapmaya BDP'li belediye izin vermiyor.
Üniversitedeki kutlamaya, militan kadrolar baskın düzenliyor. Neden?
Çünkü bunu rakip Kürt kadrolar, adını da koyalım, Hizbullah eksenindeki Peygamber Sevdalıları grubu düzenliyor. Oldu mu şimdi?
PKK-KCK nasıl yer alacak?
Soru bu. BDP'nin gençlik kolu gibi mi, bindirilmiş kıtaları gibi mi, teorik mutfağı gibi mi?
Bence, gelinen nokta "Demokratik mücadele" kararı ise, legal siyaset kadrolarının özgüven kazanması, illegal olanların da bir zihniyet devrimi geçirmesi gerekiyor. İllegalite bitmeli vesselam.
Ahmet Taşgetiren
