CHP'ye ithal aday
Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 23:03
CHP, İstanbul'a başkan adayı olarak kimi koysun?
Oğuz Salıcı mesela. İl Başkanı. Olmaz mı?
Gürsel Tekin mesela. Genel Başkan Yardımcısı. Olmaz mı?
Hatta Kemal Kılıçdaroğlu mesela. Genel Başkan. Olmaz mı?
Olmaz. Eğer İstanbul'da seçimi almak istiyorsanız olmaz. Olmayacağından CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dahil herkes emin. Kılıçdaroğlu geçen dönem denendi ve olmadı, bittecrübe sabit Sayın Kılıçdaroğlu'nun kazanamayacağı. Kazanmak isteyen, onu aday göstermez.
Aslında olay şu:
CHP şu anda kendi bünyesinden İstanbul'u alma ihtimali bulunan bir kişi çıkaramıyor.
O zaman "ithal aday" arıyorsunuz.
Mustafa Sarıgül ismi burada devreye giriyor.
Sarıgül, CHP'den ihraç edilen bir politikacı. Yani CHP formatının en azından bir kısmı ile "ihraç edilecek ölçüde farklılık-belki uyumsuzluk" taşıyor.
Ama "İstanbul'u alma" heyecanı, (hırsı mı demek lazım) bu tür fark veya uyumsuzlukları görmekten (Henüz Sarıgül'ün gelişi netleşmemiş olsa da) alıkoyuyor.
İthalin gerekçesi
Sarıgül'ün "başkan adayı" olarak tercih edilmesinde belli ki "CHP formatı"nı aşan sebepler var.
Sarıgül, Şişli'de açık farkla seçiliyor. Bilinen şu: Bölgedeki her toplum kesimiyle diyaloğu var. Bu"her toplum kesimi" içine, cami cemaati ile cemevi cemaatinin de girdiğini, laik, Beyaz Türk gibi dünyaların da ona uzak olmadığını söylersem, Sarıgül'ün diyalog dünyasına dair yeterli ipucu vermiş olabilirim.
CHP Sarıgül'ü ithal ederek, bir anlamda onun bu diyalog hinterlandını da üstelik tüm İstanbul çapında ithal edebileceğini düşünüyor.
Acaba bu mümkün mü sorusu, bu projenin anahtar sorusu durumunda, bir.
Bu soru, öncelikle İstanbul halkının, Sarıgül'e Şişli gibi sahiplenip sahiplenmeyeceği sonra daSarıgül ile CHP'yi ayrıştırıp ayrıştırmayacağı sorusunu barındırıyor.
Yani soru şu:
CHP'nin genel başkanı dahil herhangi bir adayına oy vermeyecek olan İstanbullu Sarıgül CHP'li olunca neden versin?
Sarıgül CHP'de köklü bir kan değişimini mi gerçekleştirecek?
Sarıgül, bir CHP kadrosu ile mi gelecek, tek başına mı, CHP kadrosu ile geldiğinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni CHP'lileştirmiş olmayacak mı?
Sarıgül ve bir proje
Aslında Sarıgül ismi, bir "proje" ile de iç içe konuşuluyor.
Proje, sadece İstanbul Büyükşehir'i ilgilendiren nitelikte değil, CHP'nin geleceğini ilgilendiren nitelikte. Sabah'ta Sevilay Yükselir yazmış dün, "Sarıgül İstanbul'u kaybetse bile müstakbel CHP Genel Başkan adayı" gibi görülüyor kimi mahfillerde. Şu notlar Sevilay Yükselir'e ait:
"Dışarıda Hüsamettin Özkan'ın başını çektiği bu görüşmelerin içerideki bağlantıları ise Aydın Ayaydın ile Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ve İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı oldu.
Tabii bu süreç, bu görüşmeler olağanüstü bir lobi tarafından da destek buldu. Koç Ailesi, Doğan Grubu, Boynerler, Mehmet Emin Karamehmet, Zafer Mutlu ve daha birçok mühim sima CHP'nin Sarıgül başkanlığında şekillenmesi yani yeniden dizaynı için çaba gösterdi."
Kılıçdaroğlu hangi derinliklerin projesi olarak CHP'nin başına geldi, bu irdelenip duruyor.
Sarıgül ile ilgili derinlikler nasıl bir gelecek biçiyor CHP'ye, bunu da epeyce konuşacağız.
"AK Parti iktidarından kurtulma" sendromu, CHP'den bir iktidar adayı çıkarma, bunun için de partiyi Kılıçdaroğlu ile olmayan şey için bir başka isim etrafında dizayn etme girişimlerini yoğunlaştırıyor.
Önümüzdeki iki yıl içinde yaşayacağımız üç seçim çok önemli. "Normalleşme" sürecini durdurmak ve Türkiye'yi yeniden almak istiyor CHP ile sembolleşen "derin misyon." Görelim bakalım Türkiye nasıl bir sınav verecek?
Oğuz Salıcı mesela. İl Başkanı. Olmaz mı?
Gürsel Tekin mesela. Genel Başkan Yardımcısı. Olmaz mı?
Hatta Kemal Kılıçdaroğlu mesela. Genel Başkan. Olmaz mı?
Olmaz. Eğer İstanbul'da seçimi almak istiyorsanız olmaz. Olmayacağından CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dahil herkes emin. Kılıçdaroğlu geçen dönem denendi ve olmadı, bittecrübe sabit Sayın Kılıçdaroğlu'nun kazanamayacağı. Kazanmak isteyen, onu aday göstermez.
Aslında olay şu:
CHP şu anda kendi bünyesinden İstanbul'u alma ihtimali bulunan bir kişi çıkaramıyor.
O zaman "ithal aday" arıyorsunuz.
Mustafa Sarıgül ismi burada devreye giriyor.
Sarıgül, CHP'den ihraç edilen bir politikacı. Yani CHP formatının en azından bir kısmı ile "ihraç edilecek ölçüde farklılık-belki uyumsuzluk" taşıyor.
Ama "İstanbul'u alma" heyecanı, (hırsı mı demek lazım) bu tür fark veya uyumsuzlukları görmekten (Henüz Sarıgül'ün gelişi netleşmemiş olsa da) alıkoyuyor.
İthalin gerekçesi
Sarıgül'ün "başkan adayı" olarak tercih edilmesinde belli ki "CHP formatı"nı aşan sebepler var.
Sarıgül, Şişli'de açık farkla seçiliyor. Bilinen şu: Bölgedeki her toplum kesimiyle diyaloğu var. Bu"her toplum kesimi" içine, cami cemaati ile cemevi cemaatinin de girdiğini, laik, Beyaz Türk gibi dünyaların da ona uzak olmadığını söylersem, Sarıgül'ün diyalog dünyasına dair yeterli ipucu vermiş olabilirim.
CHP Sarıgül'ü ithal ederek, bir anlamda onun bu diyalog hinterlandını da üstelik tüm İstanbul çapında ithal edebileceğini düşünüyor.
Acaba bu mümkün mü sorusu, bu projenin anahtar sorusu durumunda, bir.
Bu soru, öncelikle İstanbul halkının, Sarıgül'e Şişli gibi sahiplenip sahiplenmeyeceği sonra daSarıgül ile CHP'yi ayrıştırıp ayrıştırmayacağı sorusunu barındırıyor.
Yani soru şu:
CHP'nin genel başkanı dahil herhangi bir adayına oy vermeyecek olan İstanbullu Sarıgül CHP'li olunca neden versin?
Sarıgül CHP'de köklü bir kan değişimini mi gerçekleştirecek?
Sarıgül, bir CHP kadrosu ile mi gelecek, tek başına mı, CHP kadrosu ile geldiğinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni CHP'lileştirmiş olmayacak mı?
Sarıgül ve bir proje
Aslında Sarıgül ismi, bir "proje" ile de iç içe konuşuluyor.
Proje, sadece İstanbul Büyükşehir'i ilgilendiren nitelikte değil, CHP'nin geleceğini ilgilendiren nitelikte. Sabah'ta Sevilay Yükselir yazmış dün, "Sarıgül İstanbul'u kaybetse bile müstakbel CHP Genel Başkan adayı" gibi görülüyor kimi mahfillerde. Şu notlar Sevilay Yükselir'e ait:
"Dışarıda Hüsamettin Özkan'ın başını çektiği bu görüşmelerin içerideki bağlantıları ise Aydın Ayaydın ile Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ve İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı oldu.
Tabii bu süreç, bu görüşmeler olağanüstü bir lobi tarafından da destek buldu. Koç Ailesi, Doğan Grubu, Boynerler, Mehmet Emin Karamehmet, Zafer Mutlu ve daha birçok mühim sima CHP'nin Sarıgül başkanlığında şekillenmesi yani yeniden dizaynı için çaba gösterdi."
Kılıçdaroğlu hangi derinliklerin projesi olarak CHP'nin başına geldi, bu irdelenip duruyor.
Sarıgül ile ilgili derinlikler nasıl bir gelecek biçiyor CHP'ye, bunu da epeyce konuşacağız.
"AK Parti iktidarından kurtulma" sendromu, CHP'den bir iktidar adayı çıkarma, bunun için de partiyi Kılıçdaroğlu ile olmayan şey için bir başka isim etrafında dizayn etme girişimlerini yoğunlaştırıyor.
Önümüzdeki iki yıl içinde yaşayacağımız üç seçim çok önemli. "Normalleşme" sürecini durdurmak ve Türkiye'yi yeniden almak istiyor CHP ile sembolleşen "derin misyon." Görelim bakalım Türkiye nasıl bir sınav verecek?
Ahmet Taşgetiren
