Amerikan ağzıyla

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 16:14
YAZI
A
 Bir Amerikan gazetesi (Washington Post) “Türkiye Amerika’nın müttefiki mi?” diye bir soru sorar. Amerika’nın veya oradaki herhangi bir lobinin sözcülüğünü yapar.

Türkiye’de bir medya organı, bunu alıp kendi ülkesine taşırken, içindeki “Amerikan ağzı”nı arındırmak zorundadır. Amerikan ağzı’nı, yani Amerikan çıkarına göre düzenlenmiş kurgusunu.

Bir Amerikan gazetesi (New York Times), “Ankara, IŞİD’in kaçak petrol satışını kesmede işbirliği yapmıyor” cümlesini kurar. Amerika’nın veya oradaki herhangi bir lobinin sözcülüğünü yapar.

Türkiye’de bir medya organı, bunu alıp kendi ülkesine taşırken, içindeki “Amerikan ağzı”nı arındırmak zorundadır. Amerikan ağzı’nı, yani Amerikan çıkarına göre düzenlenmiş kurgusunu.

Bir Amerikalı yazar “Türkiye’de IŞİD destekçisi alt yapı var” ifadesini kullanır. Bu da, Türkiye’ye yönelik kuşatmayı daraltma yolunda bir adımdır.

Türkiye’de bir medya organı, bu “Amerikan ağzı”nı alıp manşete çekmez. Çünkü bu tür çıkışların, şu veya bu ülkenin çıkar süzgecinden geçerek medya ortamına düştüğünü bilir.

Türkiye’de bir medya organı, mesela Suriye’deki ikircikli tutumuna bakıp “Amerika Türkiye’nin müttefiki mi?” sorusunu sorabilir, IŞİD’in terörü karşısındaki hassasiyet yanında Esed’in ve İsrail’in vahşeti karşısında Amerika’nın sessizliğini, Mısır’daki darbe yandaşlığını ve demokrasi çizgisindeki etik savrulmasını sorgulayabilir.

“Türkiyeli” olunca bu olur, Amerikan ağzına göre kurgulanınca değil.

Türkiye’de Hükümetle hesaplaşma yaşayan yapılar var. Muhalefet yapmayı anlıyorum. “Türkiye öncelikli” düşünürsünüz, Hükümetin politikalarını da “Türkiye öncelikli” olarak eleştirirsiniz.

Ama muhalefet için yola çıkıp, işi “Türkiye’yi çökertme”ye vardırıyorsanız, orada durmak gerekiyor.

Ana muhalefet liderinin dilinin zaman zaman uluslararası camiada Türkiye’ye karşı sürdürülen köşeye sıkıştırma ve uluslararası stratejilere boyun eğmeye zorlama istikametinde oluştuğuna tanık olunuyor. Bazen Amerikan ağzı, bazen AB ağzı ve bazen mesela Esed ağzının Kılıçdaroğlu’nun söyleminde ete kemiğe büründüğü gözleniyor. Bu “milli” ana muhalefet adına çok sorunlu bir durum. Toplumun, Hükümet’ten olduğu kadar, muhalefetin her boyutundan da “milli hassasiyetler” içinde olmasını bekleme hakkı vardır.

“Milli hassasiyet nedir?” sorusu tabii ki sorulabilir. Bunun da kriteri, toplumun kalbinde oluşturduğu yankıdır, denebilir.

Bu meselede en dikkat çekici görüntünün, “Camia” diye nitelenen yapının medyasında göründüğünü belirtmemiz gerekiyor.

Orada gözlenen şu:

The Wall Street Jurnal’i al, Türkiye’ye vur.

The New York Times’ı al, Türkiye’ye vur.

ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi Ricciardone’yi al Türkiye’ye vur.

Henry Barkey’i al, Türkiye’ye vur.

“Biz Türkiye’ye değil, Hükümete vuruyoruz!”

Hayır beyler, öfkeniz kurduğunuz cümlelerden taşıyor, tüm medyanızı bürüyor.

Allah için,Türkiye ile ilgili bir tane olumlu haber verin de çizginizde samimiyet dozu arayalım.

“Barajlarda su yok! Trafik kazaları almış başını gidiyor. Eğitim çökmüş. Gençler uyuşturucu tuzağında. Her şey çöküyor bu memlekettte! Ah şu Hükümet!”

Acaba Hükümetin şu andaki yüzde 51.7’lik desteğini nasıl yorumlamalı?

Çoğunluk zulmü canım. Ver Kur’an’dan bir ayet!

“Sakın yağmur yağmasın”duasına çıkmak lazım belki şu sıralar, bazı vatandaşlarımızın yüreğinin soğuması için... Millet o zaman rahmet ve bereketin ülke üzerinden kalktığına daha iyi inanabilir, değil mi?

Saplantı... Hükümete yönelik öfkeye yenik düşme. Ruhen ülkeye yabancılaşma.

Bu çıkar yol değil. Haliniz okunuyor ve hiç de sağlıklı görülmüyor beyler.

CHP’li Bekaroğlu

Artık böyle haberler yapılacak değil mi?Bilmem sayın Bekaroğlu yadırgar mı bu tür haberleri. Ama ilginç bir olay yaşanıyor Bekaroğlu’nun CHP’lileşmesi ile. Kimbilir belki de CHP, Bekaroğlulaşıyordur... Ne verildi ne alındı kimlik boyutunda zaman gösterecek. Bekaroğlu misyon adamıdır. Şu an arayış halinde bulunan CHP’ye kendisinden bir şeyler vermek isteyeceğindden eminim. CHP de misyon partisidir, onun da içine aldığı insanı dönüştüreceği düşünülebilir. Bakalım melezleşme arayışı CHP’de nasıl sonuç verecek?

ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları