Bir musahabe-muhasebe zemini

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 19:59
YAZI
A
 Güncel tartışmanın bir de gönüller platformunda devam ettiği boyutu var. Onun çok daha derin yara açma riskinden kaygı duyuyorum. Onun için bugün burada bir teklifte bulunmak istiyorum.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı organize edebilir bunu.

Bir gönül adamları platformu oluşturmak ve orada her şeyi konuşmak.

Sakin, her türlü medyadan uzak bir ortamda buluşmak, belki bir-iki gün beraber olmak. Birlikte namaz kılmak, dua etmek, sohbet etmek, belki gözyaşı dökmek ve her şeyi konuşmak. Dünyadan İslam dünyasına, oradan ülkemize, tek insanın, hizmet gruplarının üzerine düşen sorumluluğu konuşmak, belki hizmet bilgilendirmeleri yapmak... Sonra problemli alanlar üzerine değerlendirmeler yapmak. Sohbetleşmek, her şeyin enini-boyunu hesap etmek.

Bunların tamamını mahşer iklimini dikkate alarak yapmak.
 
Koca bir dünya varken
 
Dün bir mail aldım. Bir hizmet grubuna mensubiyeti bulunan bir dostum, Seul'deki Kur'an hizmetlerinden bahsediyordu. Evet Seul. Güney Kore yani. Ben biliyorum, Tayvanlı bir genç, Amerika'da, içinde yaşadığı genç Müslüman öğrencilerden etkilenerek İslam'ı seçti.

Güney Kore'den Amerika'ya kadar koca bir dünya... Son zamanlarda Afrika'ya gitti Türkiye'deki hizmet grupları. Orada, geçen 100 yıl içinde Afrika'nın nasıl bir kimlik değişimine maruz kaldığını, kimlik kaybının da İslam'ın zararına işlediğini gördüler.

Hizmetlere böylesine aç coğrafyalara vardığınızda birbirinizin ayağına basmanın İslami sorumluluk adına nasıl bir yanlışlık olduğunu ayan beyan görüyorsunuz.

Bazen alanı kendi kendimize daraltıyoruz ve mesela bir bina üzerinde, bir makam üzerinde, bir statü üzerinde yaman bir çekişmenin içine sürükleniyoruz.

Bunlarda ebediyet planını kaybetmenin, farkında olarak olmayarak dünyevileşmenin eserlerini görürüm ben.
 
Sorun nerede?

 
Onun için her şeyi yeniden düşünmeye ihtiyaç olduğuna inanıyorum.

İnandığımız değerlerin yaşadığımız sorunlar için çözüm vermediğini düşünmek, o değerlere bühtan olur. Ama tüm İslam dünyası olarak hem de birbirimizle ilişki noktasında problemler yaşadığımız da bir vakıa. O zaman sorun ne? Sorun inanç değerlerinde değilse nerede?
Bunun cevabı açık: Tabii ki bizde.
İlkeler orada duruyor, biz burada.
Bizim önümüzde duran bir "Rahmet önderi" yok mu?

O, her müminin şahsında bir "Rahmet insanı" inşa etmek gibi bir misyonla gelmedi mi?

İslam, aslında rahmet insanı, rahmet toplumu inşa etmeyi hedeflemiyor mu?

Hizmet grupları, aslında İslam'la ilişkiyi, ona göre kişilik inşasını en çok önemseyen yapılar değil mi?

Hatta bu hizmet grupları, İslam'ın olmadığı alanlara İslam'ı taşımak için, İslam'la yeni kişilikler inşa etmek için çaba sarf etmiyorlar mı?

Ne denir şimdi birisi çıksa ve "kendisi muhtac-ı himmet bir dede, nerede kaldı gayrıya himmet ede" cümlesini kursa?

Falanca mezhepten olduğu için onun camiini bombalayan adam nasıl "Rahmet Peygamberi"nin ümmeti olabilir ki?
 
Abant'ta toplayın
 
Diyorum ki, gönül adamları bir araya gelsin, bir gönül gündemi oluştursunlar ve oradan mümin gönüllerin sesi yankılansın. Şöyle güzel yüzlü insanlar Allah'ın kitabından ilham alarak desinler ki: "Kardeş olun ey Allah'ın kulları! Tefrikaya düşmeyin, dağılıp parçalanmayın. Sonra rüzgarınız gider, devletleriniz darmadağın olur."

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın kurucu üyesiyim. Oradaki dostlarıma buradan çağrıda bulunuyorum. Abant'ta toplayın gönül insanlarını, bugünlerde Abant güzeldir. Bana göre belki de Abant Platformları'nın en tarihi buluşması gerçekleşmiş olacaktır.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları