İyilikleri konuşmak

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 21:29
YAZI
A
 Bugün "iyilikleri konuşmak" üzerine yazmak istiyorum.

Bazen iyiliklerin unutulduğu savrulmalar yaşar birbirine çok yakın insanlar.

Bir çift tanıyorum. Sanıyorum 80 yaş civarındaydılar. Aşağı yukarı 60 küsur yıllık evliydiler. Bu süre zarfında 10 kadar çocukları dünyaya gelmişti. Ve onlar zaman zaman yaşadıkları küslüklerinin en sonuncusunda birbirlerine çok kırılmışlardı.

Erkek şehrin yakınındaki bağ evinde kalmaya başlamıştı ve "Bu iş bitti artık" diyordu.

Büyük oğulları gitti babasının yanına, onu bağ evinde buldu. Uzun uzun konuştular. Baba "Bu iş yürümüyor oğlum" diyor, başka bir şey demiyordu.

Oğul çok şey söyledi. Bu arada en son şunu söyledi:

-Baba, dedi, 60 küsur yıldır evlisiniz. 10 çocuğunuz dünyaya geldi. Bu kadar süre içinde hiç mutlu olduğunuz zaman olmadı mı?

Baba bu söz üzerine daldı gitti. 10 çocuk ve bir tek mutluluk anı yokmuş gibi bir duygu yıkılması...

Elbet böyle değildi.
Sonra yeniden barıştı 80'lik ihtiyarlar.
Sonra başka bir şey oldu.
Hanımefendi ağır bir hastalık dönemi geçirdi.

Öyle ki, bir zaman oldu, kız çocukları annelerini kendi elleriyle beslemek durumunda kaldılar.

Sonunda hanımefendi vefat etti.
Baba, yalnız kaldı evde. Yapayalnız hissetti kendini kendi evinde. Oysa etrafında çocuklar, torunlar vardı. Ama o 60 yıl sonra küstüğü eşi yoktu.

Bir gün oğluna şöyle dedi:
-Oğlum, annenizin şurada sadece nefes alıp vermesi önemliymiş.

Sadece nefes alıp vermek...
Bunun bile arandığı, yalnızlığınıza çare olduğu zamanlar oluyor hayatta.

Aile içi gerilimlerde buna ne kadar rastlanır değil mi? Her şey unutulur ve hep hatalar, hatta kötülükler hatırlanır.
 
Hükümet-Cemaat ilişkisinde

 
Şu Hükümet-Cemaat ilişkilerinde de yaka silkmek, bitti bu iş demek, hep negatifleri sayıp dökmek yerine, "iyilikleri hatırlamak" gibi bir farklılık gerçekleştirsek.

Diyelim, Zaman'ın Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı dostum ile, Başbakan'ın en yakın danışmanlarından Yalçın Akdoğan dostum böyle bir farklılık başlatsalar.

Ekrem Dumanlı otursa ve 11 yıllık AK Parti iktidarında Hizmet ve diğer dost yapılar için, Türkiye için ortaya koyduğu pozitif politikaları saymaya başlasa. Sayacağı, bir, üç, beş hiçbir şey yok mudur? Dün Fehmi Koru yazmış, Hizmet hareketinin son 11 yılda "En fazla himayeye mazhar" grup olduğunu ifade etmiş. Onun durduğu yerden böyle görülüyor demek ki. Acaba Ekrem Bey'in durduğu yerden nasıl görünüyordur? Başbakan'ın Olimpiyat Stadı'nda Türkçe Olimpiyatları toplantısında gelip konuşması kötü değildi herhalde. Türk okullarına gösterilen ilgi kötü değildi herhalde. Ne bileyim, hiç olmazsa Türkiye'deki nefes alma ortamının değişmesi, özgür hizmet ikliminin oluşması kötü değildi herhalde. Böyle 10 madde sıralanamaz mı?

Benzeri bir tavrı Yalçın Bey ortaya koysa.
Eminim ki bu tür, hükümet dışı sivil hizmet yapılarının her ülke için ve tabii Türkiye için hayati önemini bilen bir insandır. Geçmişte kendisi de benzeri hizmet kurumları içinde yer almıştır. Hizmet camiasının yurtdışında-içinde insana yaptığı yatırımı önemsediğini sanıyorum. Türk okulları ile dünyada ciddi bir Türkiye yatırımı yaptıklarını takdir edeceğini düşünüyorum. Bunun gibi on madde sıralasa Hizmet'in pozitiflerine dair.

Bunlar iklimi değiştirecektir. Bana göre, inanç değerlerimiz açısından da artıları saymak çok daha risksizdir. Çünkü birisine bir günah isnat edersiniz, kul hakkı riskine maruz kalırsınız. Ama iyilik izafe ettiğinizde, yanılsanız bile kayba uğramazsınız.

Bence bu süreçten sağlıklı çıkmak için herkes karşıdakinde iyilik görme tecrübesi yaşamalı.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları