Tahrir kışkırtması

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 18.05.2024 20:26
YAZI
A
 "Çevrecilik" diye başladı ama kısa sürede CHP-MHP-İP'nin ortak organizasyonu halinde bir kalkışma girişimine dönüştü.
Gümüşsuyu yokuşunda "Öl de ölelim" sloganları ile"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sesleri birbirine karıştı.

Bu, Silivri'de Ergenekon davaları sırasında ortaklaşan sesti.
Biz bu ortaklığı, Anadolu gezilerimizde geliştirilen organize protestolar sırasında gözlemledik.
Açık konuşalım: Tahrir hesabı bu.
Ve çok kötü bir hesap bu.

Legal muhalefetin marjinal gruplarla iç içe geçerek yürüttükleri bu hesabın içinden hiç kimseye hayır gelmez.
Puslu bir ortama doğru doludizgin koşudur bu.

Evet, polisin gaz ve tazyikli su operasyonlarından gına geldi.
Neredeyse akıl devre dışı kalıyor bu operasyonlarda, insani hassasiyetler devre dışı kalıyor, kuru-yaş ayırt edilmeksizin önüne gelen biçiliyor.
Hükümetin bu tür operasyonların tekrarlanmasına göz yumması tasvip edilemez.

Derin organizasyonlar

Ama Taksim'deki gösterilerde de sağduyu noktasında kalındığını söylemek mümkün değildir.
Orada gelinen nokta da, bir çevre duyarlılığını çok aşmış, öfke ve hesaplaşma ortamına dönüşmüştür.
Bulanık su gibidir şu anda Taksim etrafındaki iklim.

Balık avlamaya niyetli bütün derin güçler ava çıkmaya hazırdır.
Hele bir de bunu, ülke sathına yayabilirlerse, büyük balığa olta atmaları işten bile değildir.
Ben, Anadolu gezilerimizdeki örgütlü protestoları, asla masum hadiseler olarak görmedim. Başbakan'ın bile bir ara ifade ettiği "Derinlikler" bu olaylarda acaba devrede olamazlar mıydı?

Ve şimdi, bazı TV kanallarının şehir şehir sayarak hareketlendirmeye çalıştığı eylemler, böyle bir derin organizasyondan bağımsız mıdır?

Hatırlayalım, bu derin güçlerin uzantılarının her partinin bünyesinde bulunabileceği ifade edilmişti.
AK Parti iktidarından kurtulmak...

Tahmin edelim: Şu anda Türkiye'de hangi derin yapıların gündeminde olabilir?
Bakıyorum, TV kanalları birdenbire forma değiştiriyor ve "Tahrir hesabı"nın güç değerlendirmesinde rol almaya, "Ben de varım" demeye soyunuyor.

Bulanık su süreci

Şunu hatırlatalım:
Böyle bir bulanık su sürecinin CHP'ye bir getirisi olacağını düşünen varsa yanıldığını çok geç olmadan görecektir.
Altta kalırlar, bu kesin.

Ama hükümetin de olayları doğru okuması, asla küçümsememesi ve sürecin, emniyet birimlerinin aşırı güç kullanımı sonucu alevlenmesine yönelik herhangi bir gelişmeye imkan vermemesi gerekir.
Kesin olan şu ki, ülke için ve hükümet için, hatta muhalefet için hayırlı olan, sürecin bir an önce sükûnete ermesidir.

Bir tek kişinin dahi burnunun kanamaması noktasında azami hassasiyetin gösterilmesidir. Asla kurunun yanında yaşın da yanacağı, dolayısıyla ortaya çok geniş bir mağduriyet halkasının çıkacağı duruma imkan verilmemelidir.

İstanbul'un mülki amirleri bu tür büyük kitle olaylarında daha teskin edici yollar bulmalıdır.
Güvenlik güçleri asla "öfke" iklimine sürüklenmemelidir.

Gaz sıkmak bir tür şehvet haline gelmemelidir. Gözyaşına boğulan çocukların, sizin çocuğunuz, kadınların sizin eşiniz, anneniz olabileceğini unutmayın.

Bahçeli'nin dün akşam üzeri MHP'nin, olayların Tahrir benzeri bir süreç içine sürüklenmesine net olarak karşı çıktığını açıklamasını çok önemli bulduğumu belirtmeliyim.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları