Bakanlarımız niye Konya’ya gelmedi?

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 19.05.2024 01:47
YAZI
A
 Haftanın her günü çalışan ve bir gün sonrası için kendisini kodlamaya çalışan yerel bir basın çalışanı olarak Cuma gününden cumartesi programına baktığımız zaman tek kelime ile göçmüştük.

Çünkü öyle bir program vardı ki, kendimizi kopyalasak, takip etmeyi orada bulunmayı arzu ettiğimiz bazı programlara dahi yetişmemiz mümkün değildi.

Kamuoyu olarak belki siz değerli okurlarımız sadece gazete ve televizyonlara yansıyanları takip edebiliyorsunuz.

Ama size cumartesi ile ilgili olarak tek bir kişiden örnek vereceğim.

Sadece onun peşine bir muhabir koysak gün boyu haber çıkar. Ya da çıkabilirdi.

Ama onu haber yapabilir miyiz?

Orası şüpheli işte. 

Bu yüzden de CHP milletvekili Atilla Kart Bey’in cumartesi programını takip etmeyi programımıza bile almamıştık(!)

Bizi en çok yoracak olan Başbakan Yardımcımız Sayın Bülent Arınç Bey’in programı ile SayınBakanımız Ahmet Davutoğlu’nun katılacağı programlar idi.

Gerçi Cuma günü minik kuşların bize fısıldadığı bilgiler her iki değerli büyüğümüzün de Konya’ya gelmeyeceği yönünde idi. Ama biz o minik kuşlarımıza güvenmedik ve davetiyeye tekrar alıp okuduk. 

Konuşulanlardan çok yazılanlara inanmamız gerekir değil mi?

Ama günün ilerleyen saatlerinde görüyorduk ki ne Sayın Arınç, ne de Sayın DavutoğluKonya’mızdaydılar.

Tabii ki bu büyüklerimizin daha yoğun programları vardı.

Mesela Sayın Bakanımız Davutoğlu Bey Türkiye’de bile değildi.

Sizce bu gelmeyişler normal karşılanabilir.

Ama biz biliyoruz ki Sayın Bakanlarımızı şehrimizde ki bazı açılışlara, programlara davet için taaaa Ankara’lara gidenler; davetiyeli bizzat ellerine veren dostlarımızı biliyoruz.

Ama sonuçta ne oluyor biliyor musunuz?

Sonuçta hep cumartesi gün ki elimiz boş kalıyor.

Biz tam bunlara takılmışken birden Sayın Başbakanımızın Adana’da ki mitingini canlı yayındanizlemeye başladım.  

Düşündüm.

Sayın Başbakanımız bile Konya’ya hiç olmazsa biri 17 Aralık Şeb-i Arus töreni olmak üzere yılda iki defa geliyordu.

Çünkü Başbakan Konya’yı siyaseten değil yürekten seviyordu.

Peki bizi diğer büyüklerimiz niye Başbakan kadar özden sevmiyorlar mıydı?

Sizlere soruyorum ama cevabını bende biliyorum.

Çünkü, Konya sandıkta hep çantada keklik.

Yoksa öyle değil mi?

Yanılıyor muyum?

Ya da… Ya da… İğneyi kendimize batıralım.

Bizim Konya olarak gücümüz bu kadar mıydı?

 ………….

Anlayacağınız bu satırları yazarken şehir anlamında biraz kırgın biraz da negatif idim.

Bilmediğimiz başka bir konu varsa ve de bizde bu cahilliğimiz ile büyüklerimizi üzmüş ise af ola.

………….

Bu arada belki Konya kamuoyunun pek haberi yok ama Konyalı firmalarımız Almanya’da Köln Anuga fuarında.

Fuar ile ilgili bilgileri ve fotoğrafları da biz şehrin gurur veren markalarından Cebel’in başarılı ismiOsman Suda sayesinde alıyoruz.

Osman Bey sayesinde bu fuarda Ali Tabak ve Ali Kaya Beylerin, dostumuz Bahri Karapınar’ın bulunduğunu öğreniyorduk. Osman Bey fuardın açıldığı ilk günden beri Konyalı firmaları yalnız bırakmayan eski Başkan Tahir Büyükhelvacıgil’e de teşekkür ediyordu.

Biz de Konya’dan bu fuarın tüm Konyalı firmalara hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz.

………………..

Dünkü yazımıza bu şehrin siyasi iktidarında etkili ekonomisinde de güçlü isimlerden abimiz Tuncay Özkan Bey şöyle bir yorum yapmış;

”Polis Konya’ya trafik cezası kesmekle meşgul. Türkiye’nin 6 da 1 cezası Konya’da yazılmış dilenci ye para cezası mı kesecek?

Aynı yazıya Sayın Atilla Kalaycı Bey ise şöyle bir değerlendirme yapıyordu;

“Abi bu görev polis ve zabıtanın ise de biz Konyalılar yakınlarımıza yardım etmezler ta Afrikalılara, Iraklılara, Suriyelilere ve sokak ve caddeler de gezen dilencilere yardım etmeyi severler.

İnsan önce kendi fakirlerine yardım etse, dilencilere para vermese bu insanlar diğer şehirlerden ve ülkelerden Konya’ya gelmezler. Bizler kendimiz polis ve zabıta olmamış lazım. Bu dilenciler Konyalı değiller....”

Tabii bu da farklı bir görüş.

Biz her görüşe saygılıyız.

………..

Öte yandan bur dostumuz aracılığı ile bir vatman okurumuz geçtiğimiz hafta yine bir okurumuzun sitemini köşemize taşıdığımız için bize kızmış dahası hakkını bile helal etmiş. Ve bakın biz de durumu şu satırlardan öğrendik;

“Birine yazı yazmışsın. Vatman Selçuk diye birine. Adam Uğur abi bizi kaleme almış hakkımı helal etmiyorum keşke birde bizi dinleseydi de öyle yazsaydı. O şahıs bize hakaret etti. Küfretti. Yolcular şahit.  Bense kendisine yardımcı oldum.  Tabii ki ismimi söyledim. Haklı olduğum için selamda söyledim.” demiş.

Ne diyelim. Herkesin canı sağ olsun. Vatmanlarımızın hakkını savunduğumuz zaman nasıl bir teşekkür beklemiyorsak, eleştirdiğimiz konularda nasıl küfür işittiğimizin bilincindeyiz.

Biz sadece Cenab-ı Allah’ın adaletine güvenip ona sığınıyoruz.

İnşallah o gün Cenab-ı Allah’ım hakkımızda ne hayırlı ise ona hükmedecektir.     

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bütün düşmanlıkların sevgiye dönüşmesi umulur. Fakat hasetten dolayı olan düşmanlık böyle değil.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sanayi çıkışlarında bisikletliler ana caddelerde ters yönde bisiklete binmedikleri zaman ADAM oluruz 

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları