Uluslararası çadır fuarı çökmüş!

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 04:31
YAZI
A
 Uluslararası çadır fuarı çökmüş!

Çok olmadı daha 4 gün önce Tarım ve Hayvancılık Fuarı’nın VIP açılışını gazetelerde televizyonlarda görünce çok hoşuma gitmişti. Ben de milletimiz gibi şehrimizde yapılan her güzellik ile doğal olarak mutlu oluyorum. Ama Allah var.Açılış niye halk ile değil, çiftçi ile değil de sadece protokol ve basın ile yapılıyor diye düşünmeden de edemiştim.

Adı da VIP di yaa. Oraya giden herkes bir havaya girmişti. Niye? Çünkü VIP açılışa katılmışlardı.

O günden 3 gün sonra perşembe günü öğle saatlerine doğru şu fuar alanını bir de ben gezeyimdiyerek fuara gittim. Gittim, gezdim, gördüm. Sonra fuar alanından çıkıp Aksaray yoluna düşünce kendime sövüyordum “A be salak oğlum senin ne işin vardı burada? Fuardan sana neydi ki?”

Evet o uluslar arası fuar alanında iki saat filan kalmıştım. Ancak park alanından stantlara kadar tam bir kepazelik görmüştüm.

Fuar gerçektende büyüktü. İlgi de süperdi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen otobüslerle insanlar cıvıl cıvıl idi. Yalnız tüm bu ilgiye rağmen görüntü uluslar arası bir fuardan çok panayırı andırıyordu.

Oysa biz fuar açılmadan köfteciye takılmıştık. Gördüğüm manzara karşısında o köfteciyi bulup helalleşmek istedim. Köfteci de ne vardı ki pantolon, etek, don bile satılıyordu.  

Manzara fuarın büyüklüğünü gölgelemişti.

Onca polisin, özel güvenlik görevlisinin çabasına rağmen trafik keşmekeşti. Asfalt bile olmayan oto parkta gidişi gelişi curcunaydı. Kafa kafaya gelen otobüs şoförleri direksiyonlardan inip gırtlak gırtlağa giriyorlardı. (Ben de fotoğrafları mevcut)

Daracık fuarın içinde ise nefes almak bile mümkün değildi. Çünkü stantlar küçük ve sık kurulmuştu.İnsanlar birbirinin üzerine çıkmamak adına sağına soluna bakmak yerine ancak önüne bakabiliyordu.

Bu ve bunun gibi olumsuz yorumları fuar bittikten sonra şöyle bir yazıp geçmeyi düşünüyordum. Gel gelelim dün öğle saatlerine doğru fuar alanında çadırların yıkıldığını en az 10 kişinin (Sonradan Sayın Valimizin yaptığı resmi açıklama ile yaralı sayısının 17 oyduğunu öğrendik) yaralandığını çadırların içinde yaşanan korku ve paniği gazetedeki arkadaşlarımız anlatınca, şehir adına üzüntüm, bu ucuz çadır zihniyetine karşı öfkeye dönüşmüştü.

İşte başta biz basın mensupları olarak şişirip şişirip deve yaptığımız fuar tek kelime ile çökmüştü. Bu kötü haberleri aldıktan sonra tekrar dışarıya baktım.

Evet sabahtan beri şehirde bir fırtına vardı. Ama bu kesinlikle afat şeklinde değildi. Mesela saat 10 sularında Alaaddin çevresinde, Kayalıpark’ta, Türbe caddesinde, Selimiye ve Şerafettin’in bulunduğu bölgelerde sert esintiden dolayı kenarda köşede ne kadar çer çöp, kağıt, naylon, teneke varsa küçük küçük yığınlar yapıyordu.

Yani gözlerden uzak kalan pisliklerimizi caddenin ortasına caminin avlusuna topluyordu. Bunu normal kabul edebilirdik. Ancak kesinlikle pireyi deve yapmamız gerektiği bu çadırın çökmesiyle bir kez daha ispatlandı. Çadır çöktü, tıraşımız önümüze dökülüverdi.

Çadırlar çöküp insanların kafasını yarmasaydı, panik korku yaşanmasaydı farklı bir eleştiri yapmayı düşünüyordum. Şimdi üzüntüden dolayı fazla ağır konulara girmek istemiyorum. Bu fuarı yıllar öncesinden düşünüp yapanlardan Allah razı olsun. Ne var ki bir kez daha görüldü ki biz hala oralardayız.

Geliştirme ve yenileme adına daha çoook pilav yememiz gerekiyor diye düşünüyorum.

Haa bizim gibi düşünmeyenlerin kafasına o çadırlar gün gelir bir gün çökerse belki onlar da hizaya gelir diyorum.          

………..

Bu arada Meram Tıp Fakültesi Çocuk Servisi ile ilgili bir hasta yakının şikayeti ile ilgili olarak dün sabah hastane yetkilileri aradılar. Bu servisin hastanenin en iyi servisi olduğunu ve bizim yazımızdan dolayı başta Sabri Hoca olmak üzere birçok yetkiliyi üzdüğümüzü belirttiler.

Biz yazılarımızla pek çok insanı üzdüğümüzü dahası kırdığımızı biliyoruz. Bize kızanlara küsenlerden sadece empati yapmalarını ve kendilerini de bizim yerimize koymalarını rica ediyoruz.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ  

Her korkan kaçmaz. Ama her kaçan, korkaktır.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Küçük çaplı doğa olaylarını görüp kendimizi vicdanen adam gibi test ettiğimiz zaman ADAM oluruz.

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları