Manete muhtaç olma...

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 03:28
YAZI
A
 Manete muhtaç olma ama bazı değerlerini de koru

Büyüklerimizin tüm anlattıklarından kendimizce bir ders çıkarmaya çalışırız. Çünkü bizden büyük her insanın hayat tecrübesi, bizden kat be kat fazladır. Anlattıkları, o güne kadar ki fikri, zikri bize uysa da oymasa da hayat tecrübesinden kendi çıkınımıza bir şeyler koyarsak, o sohbetten kazançlı çıkarız.

İşte ziyarete gelen büyüklerimizden biriside Sayın Durmuş Alagöz idi. İzninizle Durmuş Ağabeyime,Sayın demeyeceğim çünkü kendisi basın hayatına atıldığı ilk günkü patronum idi.

O yıllarda kendisi ile iyi kötü, acı tatlı pek çok olayı yaşadık. Benim üzerimde gerçekten büyük hakkı vardır.

Bu mesleğin bir çile mesleğini olduğunu ve acımasızlığını o günlerde yaşadıklarımızla öğrendim.

Durmuş abimiz Konya basını ve Konya siyaseti içinde kendi fikri alanında yaşayan kara kutulardanbirisidir.

Durmuş abi ile sade kahvelerimizi yudumlarken her anlattığı olayı yaşamaya çalışıyordum. Basınla ilgili nasihatlerini kafama yazmaya çalışıyordum. Durmuş abimizi tanıyanlar kendisini sever veya sevmeyebilir. Siyasetini ve çizgisini destek ya da eleştirebilir.

Ama benim bildiğim, yaşadığım ve inandığım bir gerçek vardır ki o bir gazete patronu iken, siyasi görüşünü hiçbir zaman, hiçbir şekilde çalışanlarına baskı unsuru olarak kullanmamıştır.

Kısaca daktilolarımızın haczi yapıldığı günde de, kağıt parası bulunmadığı anda da biz çalışanlarına siyasi baskı yapmamıştır, siyasi haber yapın talimatı vermemiştir.

Bunları düşünürken de kendisine olan saygım yüreğimde daha da büyüyordu. Durmuş abi bu sohbetinde bir ara “Uğur bak seni nasıl sevdiğimi biliyorsun. Ben çok hatalar yaptım. Ama sen yapma. Bugün hayatını idame ettirmeye çalışırken yarın manete muhtaç olmama adına akıllı ol. Ama görüyorum ki ısrarla taşımaya çalıştığın basın ahlak ve ilkelerinden de taviz vermemeye çalışıyorsun. Verme ama akıllı ol”

Durmuş abi ilkokul mezunu olduğunu her ortamda yüksek sesle ifade etmekten asla gocunmaz. Ama bugün çocukları, gelinleri üniversitede öğretim üyesi ve profesörlüğe kadar yükselme başarısını göstermiş idealist akademisyenler.

Ama kendisini dinlerken bana yine İsmil Üniversitesi(!) mezunu gibi hayat dersleri veriyordu. Hatıralarını aktarırken yine heyecanlanıyor ve kahvesini yudumlamayı, sigarasından bir nefes çekmeyi unutuveriyordu.    

İki gündür Durmuş abinin basınla ve biz çalışanlarla ilgili anlattıklarını düşünüyorum.

Huzurlu muyum?

Hayır. 

Kafam çok karışık çooook.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

A TAKIMININ BİRLİKTELİĞİ

BENİ ÇOK MUTLU ETTİ

Selçuk Üniversitesi’nin rektör yardımcıları Prof. Dr. Tahir Akgemci, Prof. Dr. Mustafa Şahin Prof. Musa Özcan, Genel Sekreter Fazilet Hanım, daire başkanları ve tüm kritik isimleri eşleri ile birlikte pazar günü Seydişehir Kuğulu Park’ta görünce çok şaşırdım.

Daha sonra kısa bir birlikteliğimiz ve güzel bir sohbetimiz oldu.

Sadece Rektör Hakkı Hoca yoktu. Hakkı Hoca da iki programa katılmak için Konya’da kalmış. Sohbette öğrendik ki bu kadro belli hafta sonlarında bu tür gezi programları yapıyorlarmış. Örnek bir faaliyetti. Ama bana göre ise bu tablo rektörlük seçimi sonrası, Rektörlük binasında esen soğuk rüzgârların insanları nereden nereye getirdiğini gösteriyordu.

Başta Rektör Hakkı Hoca olmak üzere tüm bu ekibi yürekten kutluyorum.

Bu arada küçük küçük dedikodularda yapalım mı?

Kulakları çınlasın Prof. Kürşat Turgut hocamızın kontrolünde çok sıkı bir diyet programı uygulayan ve adeta üç misli küçülen Genel Sekreter Fazilet Hanım, rektör yardımcısı Prof. Tahir Hocayı da etkilemiş olacak ki Tahir Hoca da artık yemesine dikkat ediyormuş. Tahir Hoca adına üzüldüm desem yalan olmaz. Ama Mustafa Şahin ile Musa Özcan hocaların iştahı oldukça yerinde idi.

Ne diyelim. Allah bu ekibin ağız tadını bozmasın. Cümlemize ve şehrimize akıl fikir birlik şuuru versin.   

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Birinin yalan söylemesine kızmam da, yalan söylerken yakalanacak kadar salak bir insanın beni kandırmaya çalışmasına kızarım.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bedestende kısa süreli içinde olsa yolun ortasına araç park etmediğimiz zaman ADAM oluruz

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları