Oldu da bitti maşallah

Bir daha düşmeyiz inşallah

Konya ve Konyaspor tarihinde bir tarihi başarıya daha şahitlik ettik.

Konya’da futbolun miladı 1922 yılında kurulan Konya Gençlerbirliği ile başlamış.

1965 yılında dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak’ın isteği ile kulübün ismiKonyaspor olarak değiştirilmiş. Bu isim değişikliğin yanında Meramspor ve Çimentospor kulüpleri deKonyaspor bünyesine katılmış ve rengi de siyah-beyaz olmuş.

Bu Konyaspor’un profesyonellikteki ilk adımı imiş.

…………….

Bunları görmedik yaşamadık.

Ama biz de Siyah Beyazlı Konyaspor, Yeşil Beyazlı İdmanyurdu rekabetinde Konya’nın düşman kardeşleri arasında spor hayatına adım atıyorduk.

Bu inanılmaz rekabette 12 Eylül askeri darbesi ile rekabet süngülerin gölgesinde, paşaların refakatinde hamur oluyor ve ortaya yeşil-Beyazlı Konyaspor çıkıyordu.

…………

Biz de tarihin tozlu yaprakları arasına giriyorduk.

Mutlu pazar gecesinin ilerleyen saatlerinde bunları hatırladıkça biraz içim burkuluyor ve geriye doğru gidiyordum.

Şehrin spor kitabının futbol bölümünde yaşanan tüm şampiyonlukları basın mensubu olarak izliyorduk.

…………….

Kulakları çınlasın dönemin Belediye Başkanı Ahmet Öksüz ile birlikte l. ligi gördüğümüz zaman dünya bizim etrafımızda dönüyor sanmıştım.

Çünkü o gün için buna inanmak kolay değildi.

22 yıllık profesyonellik mücadelesinin ardından 1987-1988 sezonunda ilk kez 1. lige çıkıyorduk.

Tam tamına beş sezon l. ligde devlerle oynuyorduk

O günlerde takımı ilk kez l.lige çıkartan Ahmet Başkan’ın heykelinin filan dikileceğini yazıyorduk.

Ama Ahmet Başkan üç ay sonra seçimleri bile kaybedecekti.

……………

Ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Özkafa’nın elini kolunu değil, gövdesini ortaya koyduğu yıl Genel Sekreteri Mehmet Köseoğlu Başkanlığında 2003’te bir kez daha ver elini l. lig diyorduk.

O gün de sanmıştım ki İstanbul Boğazı’ndan geçen tüm gemiler Konya’ya doğru gidiyordu…

Bir süre sonra Mustafa Özkafa’yı da tarihin spor hurdaları arasına atıyorduk. 

Dahası Mustafa Bey Büyükşehir Başkanlık koltuğundan bile oluyordu.

…………….

Geldik 2009-2010 sezonuna.

O günkü şampiyonluk fotoğraflarına bakıyorum. Kupanın yanında yine Dışişleri Bakanımız Davutoğlu, yine Valimiz Aydın Nezih Doğan ve yine Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek.

O şampiyon kadroda sadece Başkan Bahattin Karapınar ve ekibi yok.  

……………

Bunları düşündükçe bu şehirde yaşayan bu şehirden inanılmaz paralar kazanan ve otorite olmuş bazı kesimlerin spordan niye ısrarla uzak durmaya çalıştıklarına hak veriyordum.

………………

O günlerden bugünlere geldiğimiz zaman bu başarıda küçük büyük emeği olan herkesi kutlarız.

Çünkü bu takımın bu sezon yeniden süper lige çıkacağına inanan çok küçük bir kesim vardı.

Oysa ilk 6 haftanın ardından her Pazartesi akşamı ÜN-TV’nin Futbol Analiz programında Konyaspor’unilk iki içinde lige çıkabileceğini en kötü ihtimalle de play-offlardan çıkacağını iddia etmiştik.

Çünkü bu lig çok kötü bir lig idi.

Bu ligde iki iyi takım vardı biri Trabzon 1461 biri de Konyaspor.

Buca’ya burada yenildik Buca’yı İzmir’de yenip final oynayacağımızı iddia ettik.

Hem de millet gibi hakeme takılmadan.

Manisa’nın Konya’nın rakibi olamayacağının altını çizdik.

İşte Türkiye gördü. Adamlar ilk pozisyonlarını 61. dakikada bulabilmişlerdi.

Ama şehir ancak play-off’lara kalınca uyanabilmişti.

1 liralık biletler bedava dağıtıldığı halde ortalama 3 bin seyirciye maç oynanmıştı.

Neyse bunlar artık geride kaldı.

Bana göre şampiyon olmak bundan sonraki yapılacaklardan daha kolaydı.

Esas mücadele şimdi başlıyor.

Sosyal medyada klasik kutlama ve zafer naralarının dışında birkaç dostun görüşü dikkatimizi çekmişti.

Hakan Salim Çağlayan “Yattık kalktık, yattık kalktık, yattık kalktık şükür süper ligdeyizzzz...” derken,Ahmet Kabakçı “Sağ olasın Serkan Çınar şehrimizi siyasilerimizi kenetledin. Şampiyonluktaki katkından dolayı teşekkürler (şer bildikleriniz hayır, hayır bildikleriniz şer olabilir), Bayram Öztürk “iyi güzel ama önemli olan kalıcı olmak” …

Diyorlardı.

Evet artık önümüzdeki sezon için yeni 42 bin kişilik stadyum hayallerimizi filan bir kenara koyalım ve ligde kalıcı olmak için çok ama çok dikkatli olalım.

Bakın Kenan Çakır ne güzel hatırlatıyordu bize gerçekleri;

“Üzülme der Mevlana ve devam eder;

Kızma hiç kimseye yaptıklarından dolayı

Aksine teşekkür et ihanet edenlere sadakati öğrettikleri için

Minnet duy yalancılara doğrunun farkına varmanı sağladıkları için

Mutsuz edenlere dua et mutluluğu daha derin hissettirdikleri için

Herkesi sev yaşamına bir anlam kattığı için

Hayat bu yüzden daha güzel siyahlar beyazı fark ettirdiği için”…

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Burnuna sarımsak tıkamışsın, gül kokusu arıyorsun.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Aşkan Mahallesi’nde tek yönlü yolları çift yönlü olarak kullanmadığımız zaman ADAM oluruz.