Ölmeden bizi öldürüp mezara koydunuz yaa!

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 16.05.2024 20:38
YAZI
A
 Memleket meselelerine gelmeden önce kendimiz ile ilgili arka arkaya aldığımız iki ölüm haberi ile birlikte; öbür tarafa hazırlıklarımıza biraz daha bilinçli olarak yapmaya, dahası kendimizi bir kez daha bilinçli olarak toprağın altına hazırlanmaya, hatta hatta ağzımızdan çıkana dahi dikkat etmeye çalışıyoruz.

1.5 günlüğüne Konya dışına çıkmış ve kimseye de haber vermemiştim.

Niyetim sabah çıkıp akşama dönmek idi.

Evdeki hesap çarşıya uymayınca eve bile sonradan haber verdik.

İşte pazar günü biz Konya dışında iken meslektaşımız Kerem İşkan ısrarla bizi arıyordu.

Toplantıda idim. Ama Kerem de bizi öyle durduk yerde aramaz diyerek, salondan dışarı çıktım ve “alo”dedim.

Kerem hemen lafa girdi ama polis gibi sorgulayarak “Abi neredesin?”…

………..

Hayret yaaaa Konya dışına sessizce çıktık yaa.

Evden sonra Kerem de bize hesap soruyordu. 

Kerem’e gülerek “Konya dışındayım hayırdır?” deyince.

-“İyi, iyi abi. Biraz önce bir sela verildi. Uğur Özteke dendi de onun için aradım”

Güldüm. Hemen cevap verdim “O zaman öbür taraftayım. Konya’da ne var ne yok?”

…….

Kerem ile kısa bir Konya değerlendirmesinin ardından biz toplantımıza döndük.

Gece yarısı şehrimize geldik.

Pazartesi günü Uğur Böceği Gazetemizin son günüdür. Yerimizden kalkmadan çalışıyoruz. Bir ara çayımızı getiren sekterimiz Ayşe Nur her zamanki gibi gülümsüyordu ama bu kez biraz farklı idi.

Çayı verdikten sonra tekrar geri döndü ve “Uğur Bey size bir şey söylemek istiyorum”

-Söyle ablacım.

Ayşe Nur durakladı “ama…”

Kızcağız bir şey demek istiyor ama ağzında geveleyip duruyordu.

Bu kez sertleştim “Söyle ablacım söyle. Ne söyleyeceksin? Nasıl olsa ucunu kanattın. Kötü bir şey diyeceksen de söyle artık”

Ayşe Nur’un yanakları al al kızardı elindeki çay tepsisini masaya bıraktı;

-“Uğur Bey sabahleyin gazeteye gelir gelmez Emel’e de anlattım. Ben kolay kolay rüya görmem. Dahası hiç görmem. Ama dün akşam (pazarı kastediyor) rüyamda sizi gördüm. Haberleri izliyorum. Bu arada ekranda alt yazı geçiyor. Gazeteci Uğur Özteke hayatını kaybetti… Nasıl ağlıyorum anlatamam. O ağlama ve korku içinde uyandım.”

………..

Bizi dinleyen servisteki bütün çocuklar gülmekten yıkılıyorlar.

Hayırdır. Bir gün içinde iki ayrı insandan ikinci kez ölüm haberimi alıyorum.

Gülen çocuklara çıkıştım. “Ne o bakıyorum da neşeniz yerine geldi. Çok da hoşunuza gitti galiba. Demek ki biz ölünce ağlayan da olacak sizin gibi sevinen de…”

Bu çocukların hepsi hazır cevap sayfa sekreterlerinden İbrahim Güldağ, “Olur mu abi. Sen daha bizi de gömersin!”

…………….     

İşte bu ne demek bilmem. Rüyadan filan da anlamam ama bunu bize güzel bir ikaz olarak görüp ona göre ayağımızı denk almam gerekiyor diye düşünüyorum.

BÜYÜKŞEHİR’DEKİ SURİYELİLER

Yazıya böyle esprili girdiğime bakıp da moralimin çok yüksek olduğunu sanmayın.

Bir gün önce Büyükşehir Belediyesi’nden gelen bazı iddialar ile canım çok sıkıldı.

Birilerine çok kızarken, özellikle de olaya müdahil olan ve üst düzey yöneticilerine de teşekkür etmek isterim.

Bize ulaşan iddialar ve duyumlar şöyle;

Şehrimize gelen Suriyeli mülteciler arasında tahminen eğitim durumu, bilgisi ve tecrübesine göre bazı Suriyeliler işe alınmışlar. Tabii bu alımda daha önce Suriye’ye gidip orada tanıdık olan isimler de iddiaya göre tercih nedeni olmuş. Neyse bunlar normal şeyler. Elbette birilerine iş verilecekse tanıdıklar tanımadık isimlere göre daha avantajlı olabilir.

Neyse zaman içerisinde özellikle bir Suriyeli vatandaş ise Katarlı bir iş adamının hediye ettiği eğitim ile ilgili kitapları bu eğitime katılan Suriyelilere para karşılığı satar!

Yine bize anlatılanlara göre bu durum Genel Sekreter Yardımcılığı makamına kadar ulaşır ve yetkililer hemen olaya müdahil olurlar. Hatta bu kişiden toplanan paraların da iadesi istenir.

İddiaya göre ancak bu torpilli Suriyeli arkadaş kimden bu cesareti alıyorsa (Cesareti aldığı kişi çok açık ve herkes tarafından da çok iyi biliniyor) şimdi çalıştığı serviste kendisine bir de makam odası ya da ofis istemekte imiş.

Biz, anlatılanların yalancısıyız. Bu arkadaş bin 300 lira ile bin 450 lira arasında maaş alıyormuş. Vee lojmanda ikamet ediyormuş.

Gücün farkındasınız değil mi?

…………

Neyse biz tekrar tekrar bu işin bize ulaştırılan bir iddia olduğunun altını kalın çizgilerle çiziyoruz.

Yalnız bize ulaşan bilgiler doğrultusunda bu yazımızı destekleyecek çok daha iddialı iddialar da mevcut.

Hem de iddia kaynakları Türk ve Suriyeli.

Biz şimdilik kulağımızın üstüne yatalım.

Bekleyim görelim.

Zaman en iyi ilaç imiş.

Mevla’m da neylerse güzel eylemiş.

Doğru ya da yanlış.

Tam ya da eksik.

Bu konuda pis bir koku çıktı bir kere.

Sizce ateşin olmadığı yerden duman çıkar mı?

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bir insana zorla sevdiremezsin kendini, bana güven diyemezsin. O bunu hissetmiyorsa, tek bir söz söyleyebilirsin: Sen bilirsin.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kültür Park civarında zabıta otosu yolun ortasında yön tayini yapmak için durup arkadan gelen araç sürücülerini zor durumda bırakmadığı zaman ADAM olu

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları