Türbe bahçesindeki ağaçların kesilmesini bekliyor!

Hazreti Mevlana’yı anma etkinlikleri ile birlikte Pîr’in türbesinin içindeki ve çevresindeki restorasyon çalışmalarıyla ilgili tartışmalar kamuoyunda yine tavan yaptı.

Ramazan ayı içerisinde türbe içerisinde yapılan ve yapılacak olan çalışmalar hakkında bilgi alırken en büyük endişem bu çalışmaların törenlere kadar bitirilememesiydi.

İşte korktuğumuz başımıza geldi.

Binler, on binler türbeye akıyor. Van’dan, İzmir’den, Manisa’dan, Rize’den yurdun dört bir yanından, Amerika’dan Japonya’ya dünyanın her köşesinden Mevlana hayranları şehrimize geliyorlar.

Ve türbenin bahçesine bambaşka bir ruh haliyle heyecanla girenler çevredeki çalışmalardan dolayı şok oluyorlar.

İşte en güzel örneğini Pazartesi günkü yazımıza aşağıdaki yorumu ile katılan Saliha Erdoğmuş Hanımefendi idi.

Bakın Saliha Hanım bizim aktarmaya çalıştığım manzarayı samimiyetle nasıl yorumluyordu;   

“Konya’m;

Uğur Bey bizler size halk olarak inanıyor ve güveniyoruz. Eğer bizden biri olmasaydınız bu kadar okunan ve sevilen bir gazeteci olmazdınız. Güzel Konya’mda neler oluyor?

Mevlana Türbesine geçen gün bir misafirimi götürdüm ve götürdüğüme pişman oldum. Her yer toz toprak içinde güya restorasyon. Tabi çok uzaktan gelen bu misafirim de Mevlana Türbesini doğru düzgün göremeden gitti. Umarım bir an önce restorasyon çalışmaları tamamlanır.”

Tabii bu restorasyon çalışmalarının yapılması kadar, vatandaşın istediği gibi tamamlanabilmesi çok zor.

İnşallah bu çalışmaların sonu şehrimiz için iyi olur. 

Mesela şu türbe önündeki ağaçların kesilmesi hâla gündemde. Her ne kadar millet herif gibi ağzını açarak konuşmasa da karnından konuşma tam gaz devam ediyor.  

Mesela Esra Demir isimli okurumuz “Tarih ağlıyor” diyerek “Mevlana civarında resmen tarih soykırımı yaşanıyor” yorumunda bulunuyordu.

Bu iş kolay kolay bitmeyecek. Bitmez de…

Ama bu ağaçların kesimi işinde bazı vatandaşlarımızın korkusu türbenin bahçesindeki ağaçların da kaşla göz arasında, bakım, onarım arasında çekirdek olmaları.

Harun Soysal Bey bu korkuya dikkat çekerek “Bence” diyor ve “Mevlana Türbesindeki ağaçları keserek önce tıraşladılar şimdide içinde tarihe değerlerimize ………. ediyorlar” demişti. Oysa bizi telefonla arayan bir bürokratımızda bizi bir yerde uyarıyor, bir yerde de kibarca tehdit edip “Basın olarak uyanık olmalısınız. Türbe önündeki ağaçları da önce tıraş ettiler sonra kökten kestiler. Şimdi aynı senaryo türbe bahçesindeki ağaçlar için uygulanacak” diyordu.

Vallahi samimi okurlarımızın şunu bilmelerini ve de inanmalarını rica ediyorum.

Elimizde her ne kadar kalem, fotoğraf makinesi filan da olsa bunlar artık yeri geliyor hiçbir işe yaramıyor.

Benim bile bazen çaresizlikten ekmek teknem olan makineye tüküresim geliyor. 

İnanın gördüklerimizi, belgelediklerimizi, işittiklerimizi dillendirme şansımız yok oluveriyor.

Haa sadece bu kadar mı?

Korkum yarın bugün yazdıklarımızı da yazamamak.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Üzülme! İstediğin bir şey olmuyorsa, ya daha iyisi olacağı için; ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hiç değilse Hazreti Mevlana’yı Anma Törenleri gibi şehrimizin tanıtımında önemli olan gün ve haftalarda dilenci ve seyyar satıcı gibi çirkin görüntüleri önleyebildiğimiz zaman ADAM oluruz.