Bosna tramvay hattı...

Bugün üç ayrı konumuz var. Birincisi nerede ise her gün bindiğim tramvayın hiç kullanmadığım Bosna Yaya Üst Geçidi ile ilgili. Bu konuda başta belediye olmak üzere herkese başvuran ama çözüm bulunamadığı için bir umut bize yazan duyarlı okurumuzHüseyin Demir Bey’in görüşlerini kamuoyu ile paylaşıyoruz.

İkincisi ise bir dönem dünyam olan ancak bugün gelinen noktada sahtekâr, egoist ve sadece ben bilirim diyerek sadece kartvizit peşinde koşan bazı isimler yüzünden artık maçlarına bile gitmediğim Konyaspor ile ilgili. Bu konuda da yine bir okurumuzun görüşüne yer vereceğiz. 

Üçüncü konumuz ise yine bir okurumuzdan bir hastanemizin tuvaletleri ile ilgili istek.

BOSNA TRAMVAY HATTI

VE YAYA ÜST GEÇİTİ‏

Bir vatandaş, okur şehri yaşayan insan Hüseyin Demir Bey bakın ne diyor;

Merhaba Uğur Bey…

Yazılarınızı devamlı okuyorum. Bosna Hersek Mahallesi’nde tramvay hattına otobüsle yıllardır yolcu aktarma yapılır ve bu zamana kadar hiç bu kadar mahalle sakinlerine eziyet yapılmamıştı. 

Kampus içerisine tramvay son durağa kadar otobüs giderdi. Üniversite yönetimi hiç haber vermeden otobüsün gittiği yolu kapattı ve zamanla içeriye almamaya başladı tabi ki bu esnada belediye şikâyetleri değerlendirmeye almayıp girişimde bulunmadı. Mahalleliye eziyet yapmaya devam ederken Kayalar Camii tramvay durağı altına aldılar burası da özürlüler ve yaşlılar ve çocuk arabası dahi geçemeyecek yol ve kaldırım olmadığından fazla gitmedi. Şimdi ise Gençlik Merkezi yanından kalkıyor buraya aldılar. Burası ise tehlikeye davetiye çıkarıyor nasıl mı?

Yaya üst geçidi var ama insan yoğunluğuna göre yapılmamış asansörü herkes kullanamıyor. Merdivenlerden 2 insan yan yana zor çıkar girintili çıkıntılı çocuk arabası çıkarılmaz hasta veya el kartı olmayan yaşlılar nasıl çıkacak bu merdivenden?

Nasıl kullanacak bu yaya üst geçidini?

İnsanlar çoğu zaman bariyerlerden atlıyorlar veya bariyer bulunmayan yerden geçiyorlar. Ben fazlasını düşünmek istemiyorum bunun hesabını kim verecek?

Bosna Hersek Mahallesi olarak belediye eziyet işkence politikası uygulamaktadır.

Köyden kentten gelen yaşlı, hasta, özürlü ve çocuk arabası taşıyanları düşünsünler hiç olmazsa.

Maalesef bu zamana kadar alternatifler olduğu halde şikâyetlerimizi değerlendirmeye almadılar. SiziBOSNA HERSEK TRAMVAY DURAĞI VE YAYA ÜST GEÇİDİNDE haber hazırlayıp buranın halini fotoğraflayıp haber yapmanızı istirham ediyorum.

Şimdiden teşekkür ederim. 

BEN ARTIK KONYASPOR’U YAZMAYACAĞIM

Kendi kendime karar aldım. Artık bu köşemden Konyaspor’u attım. İnşallah bu kararımdan dönmem. Ama spor kitabı için çalışmalarım sürüyor. Konyaspor’a sadece sizlerden gelenlere yer vereceğim.

Bakın bu şehrin çok önemli bir yerinden emekli olduktan sonra yine şehrin belli yerlerinde şehir sevdasını sürdüren dostumuz Okan Şenkal, Adana Demirspor maçından sonra görüşlerini bizimle nasıl paylaşıyordu;

“Sevgili Uğurcuğum,

Pazar akşamı, saat de 21.08 spor haberlerine içimden gelip bakmak istemiyorum. Konya haricinde diğer illerdeki maç sonuçları ve diğer spor haberleri, Konyalıyı ilgilendirecek spor aktivitesi olmaması sinir bozucu. Nasıl bir şehirde yaşıyoruz, analiz edilmeli diye düşünürken sen geldin aklıma sevgili kardeşim. Konya’yı seven ender 10-15 kişiden birisisin.

Çocukluğum, gençliğim, stadyumda geçti. İdmanyurdu’nda, Necati Yeğenoğlu ile yıllardır basketbol oynadım. Konya spor maçları için çok deplasmanlar yaşadım.

Evim de stadyuma yakın her gün stadyum önünden geçerken kafamı çevirip stadyumun kapısına bakmak gelmiyor içimden.

Ne heyecan var, ne spordan anlayan yöneticiler var, ne sporda lider olabilecek renkli nüfuslu insanlar var. Eskiden Konyaspor, İdmanyurdu rekabeti vardı. Basketbol maçlarında İdmanyurdu, Demirspor derbisi yaşanırdı. Bisiklet sporun da milli takım Konyalı sporculardan oluşurdu. Erol Küçükbakırcı’lar,Yusuf Ecevit’ler, Nurettin Kirpiksiz’ler gibi, atletizmde Mustafa Sılay’lar, Muzaffer Tulukçu’lar saymakla bitmeyen şöhret isimler çok sıralanır.

O günlerden bugünlere gelişte inanın Konya’da spor taş devrini yaşıyor. Her şey politikalara kanalize edilmiş. Menfaatler, rant hesapları bu şehirde sporu diplere indirdi. Bu şehirde hiçbir sosyal etkinlik yok. Yazın sadece belediyenin yavan fuar etkinlikleri ne kadar doyurucu olur tartışılır. Marka şehir olmak gibi hiç bir yetkili Konya sevdalıları bu şehirde ellerini taşın altına sokmamak için inat etmeleri de gözden kaçmıyor. Bu şehirde hep özentilerle büyüyen yetişen yeni nesiller cahil anne babaların da etkileri çok olduğunu düşünüyorum. Gazete, kitabın en az okunduğu bir şehirde yaşadığımızdandır herhalde. Son dakikaya 3-1 önde galip giren Konyaspor’un, Adana Demirspor’dan 3 gol yemesi bana göre bu şehrin en büyük ayıbı. Elinden kör eşek yem yemez diye bilinen deyim geldi aklıma. Yuh olsun bu koca şehre.

Trafikte eskiden ANAP yazan plaka çok modaydı şimdi o plaka yazdıranlar şimdi plakalarına AK veya AKK diye yazdırma modalarının peşindeler. O özel plakalara harcanan paralar ve o plakalardan nüfus sağlama peşinde koşturmaktansa, bu şehir için milat oluşturulup cazibe merkezi nasıl yapılır, medya ve tüm Türkiye’nin imrendiği şehir olabilmek için neler yapılır?

Onları konuşmalıyız. Vakit çok geçti ama bir umut yeni nesillerimiz için. Bu şehirde büyük düşünür Hz. Mevlana olmasaymış doğudaki ücra ismi hatırlanmayan bir sıradan şehir olurmuşuz. Her gün etli ekmek de yenilse bu şehri kurtarmaz. Tarlalar, arazilerden nasıl yol geçer gayrimenkullerimiz değer kazanır diyen gizli zenginlerimiz, birazda Konyaspor ve diğer spor branşları için zaman ayrılmalı. Tatlı su çeşmeleri, sağlık ocakları ve yurtlarda çok, ama sokaklarda başıboş serseri berduş yetişen bir sürü gençler var onlar için Konyalı spora ve diğer sosyal etkinlikler için İMECE başlatmaları gerekir diye düşünüyorum. Balici parklarda grup halinde sağa sola sataşan 3-5 kişilik çete özentisindeki gençleri kurtarıp milli takımlarda sporcu yapmak bu şehirde yaşayan her Konyalının boynunun borcudur. Biz bu konularda, ne zaman başarılı olursak, o zaman adam oluruz diyorum.

Şehir stadyumun benim için hiç bir özelliği cazibesi yok sıradan içinde 3-5 bina olan TARLAAAAA.  Saygılarımla.

HASTANENİN İKİ TUVALETİ DE

TADİLATTA OLURSA

Hafta sonu yine bir dostumuz aradı. Çocuğu hasta imiş. Hasta psikolojisi ile biraz da dertli idi. Cuma gecesi tatsız bir durum yaşamış. Gece yarısı ateşlenen çocuğunu kucağına basarak Karatay’dan Çocuk ve Doğum hastanesine gelen vatandaş, burada sıra beklerken çocuğunun tuvalet ihtiyacını gidermek ister. Ancak bir bakar ki iki mevcut tuvalette tadilat nedeniyle kapalı… Bu durumu yetkililere iletiriz.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Arı bal yapar, fakat balı izah edemez.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bayanlarımız otomobilin camından kağıt mendillerini atmadıkları zaman ADAM oluruz