O bahtsız bedevi biz miyiz?

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 09:02
YAZI
A
 Dün erken saatlerden, bu satırları yazmaya çalıştığım öğle vaktine kadar yaşadıklarımdan sonra kendime küçük bir ders çıkartmaya çalışacağım. Bundan da herkes üzerine düşeni almalı diye düşünüyorum.

Saat 8’e gelirken güne yine otobüsle başladım. Zafer’de otobüsten indim tramvaya binmek için durağa geldim. Durak ana baba gününe dönmüş. Durağa sığmayan yolcular kaldırımlara hatta yola taşmış durumdaydı. Sordum elektrikler kesikmiş. Ben de onlarca öğrenci ve yolcu gibi inat ettim ve başladım beklemeye.

Bir süre sonra tramvaylar hareket etti ve o curcuna içerisinde itiş kakış kavga gürültü attık kendimizi vagona. Binemeyenler yine dışarıda tabii. Tramvay hareket etti 30 metre ya yürüdü ya da yürümedi tekrar durdu. Bir süre sonra bir anons “Yeni bir elektrik kesintisi olduğu için bekliyoruz…”

Yalan söylemeyeyim 20-25 dakika daha bekledik. Öğrenciler derslerine yetişemiyorlardı. Hastanede randevusu olanlar birilerini arıyorlardı. Bizim gibi işine geç kalanlar telefonla niye geç kaldıklarını anlatıyorlardı.

Kısaca yine tramvay yine çile.

Hem de bu çağda bu teknolojide. Geç de olsa işimize geldik ve bunun sebebini öğrenmek istedik. Cevap çok netti.

Bu tramvaylar 60 yıllık idi. Ötesinde de alt yapımızda yetersizmiş. Altı yetersiz üstü yetersiz. Yenileri bahara gelecek yaaa. Bir şey söyleyeyim mi?

Yeni geleceklerde bu rayların üzerinde gitmezmiş…

TÜRK TELEKOMÜNİKASYON’DA KONYA

Öğlene doğru Türk Telekomünikasyon Müdürümüz aradı. Müdürüm Tevfik Bey benim abimdir. Biz ailecek görüşürüz. Ama dünkü yazımız Telekomünikasyon ile ilgili idi ve yaşanan bir olaydı. Tevfik abimizde konuyu anlattı. Özetle Türkiye’de çağ açan telekomünikasyon bu hızlı gelişim içerisinde rehabilitede sorun yaşıyordu. Bizim derdimizi dinleyen, bizi anlayan ve de üstüne üstlük hak veren en yetkili isim olduktan sonra bir şey denemezdi. Helalleşmeye gelince müdürüme, Tevfik abime helali hoş olsun. Ama bizi sizi iş bilmezlikten sallayana, işine gelince abone yapın, abone iptalinde sallayana da hakkımı helal etmiyorum.

İÇİM YANIYOR AMA

YİNE MİLLİ EĞİTİM

Sabah sabah tanıdık bir okurumuzdan Milli Eğitim ile ilgili inanılmaz bir şikayet aldım. Oysa eğitim benim her şeyim. Biliyorum ki Sayın Valimizin de en hassas noktalarından. İl Milli Eğitim Müdür vekilimiz Seyit Ali Büyük hocamı çok severim. Cenab-ı Allah’ım kendisine ve çalışma arkadaşlarına güç kuvvet versin ama şimdi yaşanmış bir olayı sizlerle paylaşmak zorundayım.

Vatandaş anlatıyor. 6 yaşındaki kızı bu sene İzzet Bezirci İlköğretim Okulu’na yazdırmış. Yakın zamana kadar hiçbir sıkıntı yokmuş. Sınıf öğretmeninin velilere durumu aktarması ile her veli çocuğunu sıkıştırmaya, sınıfta ne oluyor diye sormaya başlamış. Bu okurumuzun kızı da dahil hepsi “Anne-baba ne olur bunu öğretmenime söyleme” diyerek yaşadıklarını velilerine anlatmış. Veliler durumu Müdüre aktarmışlar. Müdür öğretmenle görüşmüş, sonra velilerle. Bize anlatılanlara göre Müdür Bey velilere şöyle demiş, “Evet o sınıfta dediklerinizin bazıları yaşanmış. Ama bu hocamız emekliliği gelmiş tecrübeli bir hoca. Herkesin de bir yoğurt yemesi var. Bu hocamız ana sınıfı hocası değilim diyor”diyor-muş. (Ya da dediğini diyorlar)

Veliler çareyi okuldan kaçışta bulmuşlar.

Bize durumu anlatan velinin kızı korkusundan 5 gündür okula gitmiyormuş. Komşunun kızı da. Komşu kızını İbrahim Yapıcı İlkokulu’na almış. Bizi arayan veli de bir yolunu bulup kızını bu okula aldırmaya çalışıyormuş.

Sonuç; bu velileri, o müdürü, o tecrübeli hocamızı bilmemem ama benim çok canımı sıktı. Beni üzdü.

Elbette şehrimizde görev yapan binlerce fedakar başarılı öğretmenimizi apayrı bir yere koymamız lazım. Aslında tüm öğretmenlerimizi başımıza taç etmeliyiz. Öğretmenlerimiz analarımız babalarımız kadar değerli hatta onların bizleri üzerinde ki emeği ise tartışılamayacak kadar büyüktür.

24 Kasım günü yaklaşırken de öğretmenlerimizin ellerinden öperim. Genç öğretmenlerimize başarılar diler saygılar sunarım. Ama ne yapabilirim ki bazen de böyle can sıkıcı işler oluyor.

Tüm bunları düşündüğüm zamanda siyasi liderlerimizin birbirlerine tarif etmeye çalıştıkları çölde ki o bahtsız bedevi ben miyim? Diye kara kara düşünmekten de kendimi alamıyorum.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Yaşamamı babama borçluyum. İyi yaşamamı ise öğretmenime...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Toplu taşıma araçlarına binerken saygılı davranmayı öğrendiğimiz zaman ADAM oluruz    

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları