Biliyoruz bizi de çitlerler!

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 19.05.2024 12:46
YAZI
A
 Yeni bir hafta başında huzur dolu, ümit dolu olarak bugün ki halimize, sağlığımıza ve konumumuza şükrederek başlarken bir gerçeğin altını bir kez daha çizmek istiyorum.

Tanısalar da tanımasalar da bizi okuyan, takip eden herkese saygımız sonsuz. 365 gün Konya’yı yazan bir insan (övünmek gibi olmasın ama tek insan) olarak her yazdığımız yazının doğru ve yüzde yüz haklı olarak herkes tarafından beğenilmesini dolayısıyla takdir edilmesini de beklememiz mümkün değil.

Bu doğal gerçekler ışığı altında bir iki konuya yine siz değerli okurlarımızın ısrarlı arayışları ile köşemize taşımak zorundayım.

Malum geçtiğimiz hafta ayçiçeği avansları ile ilgili olarak o günkü yazımızın dörtte birini de bu konuya ayırmıştık.

Verilen rakama kızan okurlarımızda vardı olumlu tepki verende. Biz de demiştik ki çekirdeği çitlemenin dışında bu işten anlamayız. Ama madem bu iş Konya gündemine düşmüştü, madem okurlarımız telefonlarla, maillerle konu ile ilgili görüş bildiriyorlardı bizim bu konuya 3 maymunu oynamamız olmazdı.

Herkesi dinledik. Herkesi okuduk. Ve o gün ki kanaatimiz neyse onu yazdık.

Kanaatimizi beğenmeyerek rahatsız olanların arasında öyle okuyucularımız vardı ki sosyal medyada“seni de çitleyecekler” diyerek tehdit edenler bile vardı.

Allah onlardan da razı olsun.

Bu iki kesim arasında tarım ve bilimsellik konusunda başım sıkıştığı zaman hep başvurduğum, bugün ki görevine bile gelmeden yıllar öncesinden bir büyüğüm, abim, dostum olarak alıp kabul ettiğim isim KOP Başkanı Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu’na da danışmış ve işin hangi yönünün doğru olduğunu sormuştum.        

Yazımız yayınlandıktan sonra Mehmet hocam bana bu şehrin iki Başkanının yanında aynen şöyle diyordu “Sen doğru yoldasın. Bu işi desteklemesin. Dahası Konya çiftçisine bu işi destekletmeliyiz. Bu iş para pul işi değil. Herkes kendini düşünür kendine göre yorumlar. Sen boş ver. Bu şehrin bu ülkenin toprağın suyun geleceği için bu iş desteklenmeli” diyordu.

İşte o anda bazı değerli okurlarımızın küfürleri, acık ve alenen tehditleri gözümün önüne gelirken, diğer yandan da bir gün yazdığımız her kelimenin hesabını Cenab-ı Allah’ın huzurunda da vereceğimizi hatırlayarak ayaklarım yerden kesiliyordu.

Haaaaa şunu da itiraf etmeliyim Mehmet hoca o günkü yazımda bir hatamı da düzeltiyor ve “Ukrayna’dan de 350 dolara ayçiçeği geliyor demişsin yaaa. O rakam yanlış 480 dolara geliyor”diyordu.

Hatamız varsa özür dileriz. Yanlışımız varsa düzeltiriz.

Çünkü adımız Hıdır elimizden gelen budur.

Hadi o zaman çok değerli abim Mehmet Hocadan bir müjde daha vereyim.

Yanılmıyorsam o yazı Cuma günü çıkmıştı. Mehmet hocam konu ile ilgili olarak Sayın Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun konu ile ilgili olarak bilgilendirildiğini. Sayın Bakanın aynı gün Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile görüşme yaptığını. Konunun Bakanlar kuruluna getirileceğini (Ki yanılmıyorsam bakanlar kurulu bugün toplanıyor) söylüyordu.

Allah hakkımızda hayırlısını versin.

Cenab-ı Allah’ım bizleri şaşırtmasın.

Başımızı öne eğecek hatalar yaptırmasın.   

KÜLTÜR PARK’IN RAHATSIZ EDEN

MOTOR VE BİSİKLETLİLERİ

Yine okurlarımızın değerlendirmeleri ile ilgili iki farklı konuya girecektim.

Ama yerimiz daralıyor. Bu yüzden de yine önümde ısrarla yazılmayı bekleyen küçük bir detaya girmek istiyorum.

Konya’nın yeşil alanını çoğaltıyoruz. Konya’ya meydanlar kazandırıyoruz diyen büyüklerimizinmilletin gözünün içine sokarcasına Kültür Parkın ortasına o yeşilin içine Kütüphaneyi dikmesindendolayı canım Kültür parka adım dahi atmak istemiyorum. Etrafından dolaşıyorum ama içine girmiyorum.

Hala da bu konuda ki düşüncemde bu proje başlanmadan önceki düşüncemde aynı yerdeyim.

Bu koskoca Konya arazisinde sanki başka kütüphane yapacak yer yoktu da gittiler yeşilin ortasına o binayı diktiler.

Neyse kültür parkı kullanan insanlarımız ise arkalarından sessizce gelen sağlarından sollarından vııııın diye geçen motorlardan, akülü bisikletlerden ve de bisikletlerden inanılmaz rahatsızlar.

Aile reisleri bayanlar bu işten muzdaripler.

Yetkililere de başvurmuşlar ama herkes yine bildiğini okuyormuş.

Sakalımızda var ama o çokbilmişler, iktidarın gölgesine sığınarak yattıkları yerden üç beş yerden maaş alanlar, yine de sözümüz dinlenmezler ama bizden bir kere daha söylemesi.

O yerde böyle bir sıkıntı çok ciddi şekilde yaşanıyormuş.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Hayatta her şey olabilirsin; Fakat mühim olan hayatın içinde “İNSAN” olabilmektir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Tuvaletleri temiz bırakmayı becerebildiğimiz zaman ADAM oluruz.

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları