İmam dostlarımdan bir ricam olacak

Çünkü 36 yıllık gazetecilik hayatımda, mümkün oldukça eğitim camiası, sağlık camiası gibi hassas sektörlerin aleyhinde haber yapmamaya çalıştım.

Bu alandaki iddiaları kamuoyuna taşıma adına hep kaçak güreştim.

Din adamlarımız, imamlar, müezzinler aleyhindeki iddiaları ise hiç mi hiç haber yapmadım.

Ancak bir büyüğümün bir de şehrin çok yakından tanıdığı bir ismin şahitliğinde, Cuma namazında bir yaşanmışlıktan dolayı anlattıklarını, kahrını ve bu konuyu yazmam için rica etmesi üzerine ricasını, vebal vermesini iki üç gündür çok huzursuz şekilde düşünüyorum.

Bunu bana aktaran büyüğüm hafızdır. Ama hafızlığı dışında Konya’da Ankara’da pek çok işle uğraşmıştır. Bugün emeklidir torun torba sahibidir.

Aşağıdaki konuyu yine de yazmayabilirdim.

Konuyu, telefonla ya da altında imzam olan bir dilekçe ile müftülüğümüze iletebilirdim.

Dahası bunu bu şekilde yapabileceğimi bana aktaran abime de ifade ettiğim zaman, ısrarla karşı çıktı ve Merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal için şehrimizde camide yapılan törende yine camii içerisinde üzücü dahası siyasi konuşmaları anlattı ve tekrar ediyorum vebal vererek yazmamı istedi.

Tüm iyi niyetli, dürüst, samimimi din adamlarımızdan, imamlarımızdan böylesine bir durumdan uzaktan yakından ilgisi olmayan insanlardan özür dilerim, haklarını helal etmelerini istirham ederim.

Geçtiğimiz hafta yani son Cuma namazında şehir merkezinde (Camiinin adını dahi vermek istemiyorum. Ama soran bir yetkili olursa rahatça ismini verebilirim. Bu abimi de şahit olarak gösterebilirim) Cuma hutbesinde hocamız “Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tahir Akyürek Bey’de aramızda” der.

İşte bu anons bazı camii cemaatiniz rahatsız eder.

Bana anlattıklarına göre de doğrusu kendilerine hak verdim.

Ben imam hatip kökenli filan değilim. Dini bilgelerimin çok iyi olduğunu ya da dinimiz konusunda çok şuurlu filan olduğumu da asla söyleyemem.

Ama Kur’an-ı Kerim’i Karpuzoğlu Camii’nin imamı rahmetli Mevlüt Hoca’dan öğrendiğimi, hatim ettiğimi ve kendimce bir şeyler yapmaya çalıştığımı söyleyebilirim.

İnancım gereği bu konular çok hassas olduğunu da çok iyi biliyorum.

Ve de yine kulakları çınlasın Aydoğan Ünal abimin 30 yıl önce beni bir kenara çekip söylediği şu cümleyi hiç aklımdan çıkartmam.

Aydoğan abim o gün şöyle demişti “Uğur abi insanın ömründe üç 20 vardır. İlk 20 de ne olduğunu bilemezsin. İkinci 20 yarım yamalak geçer ama son 20 ye dikkat. Ondan sonrası yoktur. Aman Uğur abi son 20” demişti.

Şimdi son 20’nin son yarısındayız. Yani uzatmalardayız. Vebalden, hak yemekten inanılmaz korkuyorum.

Belki şimdi bu hocamız ile de mutlaka helalleşmem gerekecek.

Ancak o namazdaki cemaatin öfkesini bir bilseniz.

Bu şehirde her ne kadar AK Parti tartışılmaz birinci parti de olsa cemaatin hepsi partili olmayabilir değil mi?

Çünkü orası Allah’ın evi.

Belki AK Partili de olsa Tahir Başkan’a karşı bir kızgınlığı olan cemaat de vardır.

Olamaz mı?

Ve bu duyuru ile siz zannediyor musunuz ki Tahir Başkan’a iyilik ettiniz.

Durduk yerde milleti günaha soktunuz.

Oraya sadece namaz kılmak için gelen Tahir Başkan’ı da vebal altına soktunuz.

Aman dikkat.

Çevrenize dikkatlice bakın.

Bu ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı, bazı bakanları bırakın cuma namazlarını; vakit namazlarını bile camilerde kılıyorlar.

Ben duymadım ama siz hiç camii imamının böyle anons yaptığı duydunuz mu?

Bu yazım için çok üzgünüm.

Ama biz de vebal altında kalmamak adına bazı yaşanmışlıkları acı da olsa yazmak zorundayız.

Tekrar ifade ediyorum.

Lütfen dikkat.

Lütfen hassasiyet ve samimiyet.  

 GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur.

 NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Erenköy yolundaki yeşil alanda mangal keyfi yapmadığımız zaman ADAM oluruz