Herkesin deli olduğu yerde..

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 18.05.2024 11:22
YAZI
A
 Herkesin deli olduğu yerde Akıllı olmak neye yarar?

 

Padişah Hazretleri bir gün kan ter içinde uyanır. Kötü bir rüya görmüştür. Hemen haber salar ve uykusunda gördüğü rüyanın yorumlanmasını ister.

Padişahın anlattıklarına göre yorum yapılır.

“7 yıl sonra ülkede çok şiddetli yağışlar olacaktır. Bu yağışlar ile birlikte ülkeye hastalık gelecek. Bu yağmur sularından içen herkes delirecektir” derler.

Padişah hemen ferman yayınlar.

“7 yıl sonra ki yağışlara kadar bütün sular depolansın”

Aradan yedi yıl geçer. Gerçekten ülkede görülmemiş bir yağış yaşanır. Ama yağmur sularının içme sularına karışması ve bütün halkında bu sulardan içmesi ile herkes delirmeye başlar.

Aradan iki üç yıl geçer.

Saray halkının dışında ülkede herkes delirmiştir.

Padişah sorar

“ kaç yıllık su stokumuz kaldı?”

-“Üç yıllık efendim”

-Tamam, bütün o suları dökün ve sarayda da herkes halkın içtiği sudan içecek.

-Aman efendim o zaman hepimiz deliririz.

-Herkesin deli olduğu yerde akıllı olmak kime ne fayda sağlar?”

……………

Bu şehri yöneten büyüklerimizin zaman zaman bana çok kızdıklarını biliyorum.

Hatta “sus” diyorlar iki gün susuyoruz, sonra yine bildiğimizi yazıyoruz.

“Otur” diyorlar oturuyoruz, ama üç gün sonra kalkıp yine dolaşıyoruz.

Olmuyor sopayı da gösterdiler.

Bazen o sopayı unutup yine haddimizi aşıyoruz.

Bize yaşlandı, bunadı, hatta yüzümüze karşı birilerinin dediği gibi “andropoza girdi” de diyorlar.

Haklı olabilirsiniz.

Belki de yaşlandıkça takıntılarımız çoğaldı.

Belki de yukarıdaki hikayede olduğu gibi delirdik.

Deliliği de kabul ediyorum.

Ama bizim deliliğimiz, birileri gibi para, pul, makam, şöhret için değil.

Bu bugüne kadar böyle oldu, inşallah bundan sonra da böyle olmaya devam edecek.

Delilik ise deliliği kabul ediyorum.

Ben şehrimin sevdalısıyım.

Şehrimin delisiyim.

Beklentisiz, çıkarsız, menfaatsiz karşılıksız şehrimi seviyorum.

Bu sevgi elbette, bir kara sevda olmamalı.

Olmuyorsa da, kızıp küsüp köşeme çekilmeliyim.

Hatta, hatta şehri terk etmeli bir deniz kenarında emekli hayatımızı yaşamalıyız.

Ya da Toroslar’ın tepesinde ömrümüzün kalan zamanını geçirmeliyiz.

İşte bu fikre katılabilirim.

Allah var ya bunu düşünmüyor da değilim.

Düşünüyorum ama bir farkla, köşeme çekilmek ya da yerimde oturmak yerine mesela eşimi de yanıma alıp dünyayı gezmek istiyorum.

Gezip gördüğüm yerlerle ilgili şehrimi buralarla kıyaslamayı ya da örtüşen noktalardan bir kitap yazmayı düşlüyorum.

Belki böyle bir hayal için yerel gazeteciliği ve yazı yazmayı bırakabilirim.

İşte o zaman bizi yöneten akıllı büyüklerimizde rahat etmiş olur.

Bu satırları yazarken aklıma geldi ama ‘kızdırır mıyım’ diye de çekiniyorum.

Aslında Sayın Valimiz Aydın Nezih Doğan Bey bu işin başı olup şehri yöneten bürokratlarımız ile birlikte bir seferberlik başlatsa.

Dahası MEVKA’yı bile devreye sokarak, Konya’nın başta ulaşım olmak üzere 2023 yılında delirmeden yaşanılabilir bir şehir olabilmesi için çalışma yaptırsa.

Belki şehir o zaman topyekun harekete geçer ve kızmadan, sinirlenmeden, sövmeden evimizden işimize, işimizden evimize gidebiliriz.

…………

Eğer bazı büyüklerimiz yine alındılar ise.

Biz yine onları üzdük ise kusurumuza bakmasınlar.

Delidir, ne yapsa yeridir.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Zorluk adam eder, bolluk hayvan eder.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Beşyol kavşağında hava karardıktan sonra kırmızı ışıkta geçeceğiz diye şansımızı zorlamadığımız zaman ADAM oluruz  

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları