Toprağın altında yatamayacaksınız!

Kimseyi kırmayalım, yapılan iyiliklerin ecrini kaçırmayalım diye gördüğümüzü görmezden, duyduğumuzu duymazdan geldik.

Ama dün görme engelli çocuğu ile hüngür hüngür ağlayıp Konya’da iki yıldır başından geçenleri anlattı. Bayanın feryadı karşısında dedim ki; Bu olanları bilip de “Huzur şehri Konya”, “Engelli dostu Konya”, “Hayır şehri Konya” diye basına demeçler verenler, yemin ediyorum toprağın altında yatamayacaklar.

Öbür dünyada cayır cayır yanacaklar.

Çünkü artık sadece ve sadece Cenabı Allah’ın adaletine inananların sayısı hızla artıyor. Ağlayarak bu şehri yöneten Valimizden Belediye Başkanlarına, bürokratından savcısına yalvarıyorum.

Allah rızası için adil olun.

Allah rızası için adam kayırmayın.

Allah rızası için elinizi vicdanınıza koyun ve sadece görevinizi yapın.

…………..

Yanılmıyorsam 1 yıl önceydi.

Eşi vefat eden bir bayanın evinin yıkılmasını haber yapmıştık.

O kadının bugün çektiği çilenin müsebbiplerinden belki de birisi biziz.

Çünkü ailenin feryadını haber yapmıştık.

Vay sen misin bunu gidip gazeteye söyleyen.

Sayın Başkan talimat verir “Yıkın o evi”…

Ev 24 saat içinde yıkılır.

Ana oğlun zaten çizilmiş kaderleri de ağlarını örmektedir.

Aradan geçen bir yılın ardından bu talihsiz kadın ile oğlu yine karşımdaydılar.

Görme engelli olmasına rağmen liseyi bitiren evlat psikolojik hasta olmuş.

Annenin ise tek kelime ile acil tedaviye ihtiyacı var.

……….

Peki bu ana ve oğlun yaşadıklarına kim empati yapabiliyor?

Karşısında hüngür hüngür ağlayan bir bayan karşısında çaresizlikten susarsanız sizin psikolojiniz ne olur?

……………..

Bu şehir trilyonlarca lira zekat veriyor.

Hükümet; yetim, dul, hasta için oluk oluk para akıtıyor.

Başbakan nerede ağlayan zulme uğrayan bir insan görse anında müdahale etmiyor mu?

Peki Bu Konya, AK Partiyi desteklemiyor mu?

Bu şehrin insanı “Parti marti bilmem ben. Ben Başbakanım için ölürüm” demiyor mu?

Bu sözlerin hepsi yalan mı?

Hepiniz mi riyakârsınız?

…………

Daha fazla yazmak istemiyorum.

Çünkü çok çok doluyum.

Ama artık bildiğim bir şey var, “Bu şehirde iki gözü iki çeşme ağlayana bile bacım sen niye ağlıyorsun?” diye sorulmuyor.

Uzun lafın kısası şehrimizdeki şefkat evleri, umut evleri kimin kontrolünde olursa olsun. Ama ağlayan gözler, yanan yürekler için ben sadece vazifemi yapmak istiyorum ve onlar adına yalvarıyorum bu evleri Allah rızası için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, Bakan Fatma Şahin Hanımefendi’ye devrediverin.

Devredin ki zulüm bitsin.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İnsanların gülüşlerinde hançerler gizlidir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Toplu taşıma araçlarında konuşma adabını öğrendiğimiz zaman ADAM oluruz.