TOBB seçimleri ve Konya

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 19.05.2024 07:09
YAZI
A
 Geçtiğimiz hafta içerisinde Türkiye, TOBB seçimlerine giderken biz de Konya olarak çok rahattık seçimi bekliyorduk.

Seçimlere gidildi liste açıklandı. Konya şoka girdi.

Niye?

Çünkü TOBB yönetimde Uğur Kaleli ya da Selçuk Öztürk olacaktı. Beklentiler, konuşmalar, görüşler, verilen yemekler, delegelerle yapılan toplantılar hep bu yönde idi.

Ama bu iki başkan da yoktular.

Liste açıklandı sandıktan Memiş Kütükcü çıktı. Sayın Kütükcü TOBB yönetimdeydi…

Konya’nın üzerini kara bulutlar örttü(!).

Şahsen ben de şaşırmıştım. Çünkü Sayın Kütükcü’nün yönetime gireceğini biz de duymamıştık. 

Bu gelişme tek kelime ile Konya için şok… şok… şok… dedikleri cinstendi.

Bırakın Konya’da oturup Ankara’yı izleyenleri, Ankara’da olup sandığa gidenleri, oylarını kullananlar bile şok geçiriyorlardı.

Bu yönetime girecek ilk isim Uğur Kaleli olmalıydı.

Veya Uğur Başkan o her zamanki olması gerektiğinin yüz katı mütevazılığı ile sırasını Selçuk Başkan’a vermişti. O zaman yönetimde Selçuk Öztürk olmalıydı.

Peki, şimdi ne olacaktı?

Nerede kaldı bizim o meşhur hepiz, biriz yalanları…

Ve geldiğimiz noktada küçük bir kesimde sessiz mutluluk, büyük bir kesimde ise sessiz hayal kırıklığı.

Derken şehrin ileri gelenlerinden siyasi kanaat önderlerine, sözüm ona etkili bazı Sivil Toplum Kuruluşlarının Başkanlarından biz gazetecilere kadar yeni yeni şehir efsaneleri üretilmeye başlandı.

Duyduklarımıza inanmak bir kenara “oturup hikâye yaz” deseler vallahi yazamayacağımız senaryoları kulaklarımızla dinliyorduk.

Konuşmalar sadece kapalı odalarda, nargilenin dumanları arasında, cafelerdeydi…

Yani… Yanisi fiskos fiskos.. Klasik şehrin dedikodu mekanizması…

Seçimler öncesi ve sonrası Ankara’ya dahi gitmeyenler o koca p… yumuşacık minderlerinde bir oradan bir oraya devirirlerken nasıl da güzel kendilerinin dahi inandığı ahkamları kesiyorlardı.

İnanın sözüm ona şehrin bu büyüklerini “Muhteşem Yüzyıl” dizinde başrol oynatsanız o artistlerden daha iyi rol yaparlardı.

Bu hengâmede bir şeyler yapmak istiyordum ama zaten kötüyüz bayram yaklaşırken yine ortalığı yıkıp dökmek istemiyordum.

Ama içimdekileri de yazamadığım için karnım şişiyordu.

Şöyle bir etrafıma bakıyorum doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar misali nerede ise tek kötü vardı o da bizdik. Ne kadar yalakalık yapan, ne kadar çok takla atan, ne kadar çok tükürdüğünü yalayan varsa onlar da hep iyi idi.

Veee derken bizi çok sevdiğinden hiç şüphe duymadığımız yüce rabbim, TOBB seçimlerinde bire bir bu işin içinde olan bir büyüğümüz Ankara’dan çıka gelip, dahası Konya’dan geçerken uğrayıp, bize bu konuda pek çok konunun şimdilik kaydı şartı ile yazılmamasını isteyerek anlatıyordu.

Bu bizi hep seven, gerçek bir dost, bir abi olarak gördüğüm büyüğüm anlattıkça yağlarım eriyordu. Niye?

Memiş Kütükçü yönetime girdi diye değil.

Bugüne kadar hep inandığım ve ölünceye kadar da yanlarında olacağım Selçuk Öztürk ile Uğur Kaleli yönetime giremedi diye hiç değil.

Büyüğüm Ankara’dan Konya’ya bakıp şehir ile ilgili, Konyalı ile ilgili dört dörtlük teşhisleri bir kez daha yüzüme haykırdığı için.

Her şeyden önce şu çok net idi.

Konya olarak, Rıfat Başkan’ın önüne üç tane isim koymuşuz ve demişiz ki “İşte Uğur Kaleli, Selçuk Öztürk ve Memiş Kütükcü… Bunların üçü de birer altın. Bunlardan birisinin senin yönetimine mutlaka girmesini istiyoruz”.

İşte o noktada yine herif gibi duramamışız. Şunu diyememişiz “İşte Uğur Kaleli, Selçuk Öztürk ve Memiş Kütükcü… Bunların üçü de birer altın. Üçü de birbirinden değerli ama biz …. şunu istiyoruz” dememişiz.

Diyememişiz. Çünkü bizim dünyamızda herif gibi yüksek sesle doğru bildiğini, içinden geçeni adamın yüzüne söylemek yoktur da onun için.

O yılların kurdu, bizlerden çok daha akıllı ve siyasi. Dahası Konya’nın nabzını yıllardır elinde tutanBaşkan’da Memiş Bey’i tercih etmiş.

Rıfat Bey, Memiş Bey’i şunun için tercih etmiş, bunun için tercih etmiş….

Geçin oradan.

Bu birinci merhalede adam gibi duramadık yaaa. Gelelim ikinci aşamaya.

Şehirde artçı şoklar sürerken Rıfat Başkan yeni çalışma arkadaşları arasında görev bölümünü yapıyor ve bizim Başkan’ı, yani Memiş Kütükcü Bey’i üye yapıverdi.

Alın size gollerin en acısı.

Peki, şehrin abileri, büyükleri, hoca efendileri ilk şokun ardından Rıfat Bey’in kapısına dayansalar göstermelik de olsa birlik beraberlik içinde davranıp “Sayın Başkan bizim altın gibi bir arkadaşımızı yönetime aldığınız için teşekkür ederiz. Ama biz Konya’yız, birlik beraberlik içerisinde sana tek yumruk olduk destek verdik. Şimdi senden Memiş Bey’i Başkan yardımcısı veya sayman üye yapmasını istiyoruz” da diyemedik.

Memiş Bey’in yönetime girmesine sevinenlerde diğer kesimle birlikte 90 artı 5’te elle atılan golün acısını şimdi hissetmeye başladılar.

…………

Hani Başkan’a üç ismi verirken hepsini Konya olarak vermiştik.

Peki, liste açıklanınca niye “altın” dediğimiz Memiş Kütükcü’nün arkasında durmadınız? Ya da duramadınız?

Daha çok şeyler yazmak istiyorum ama bu büyüğümü de üzmek istemiyorum.

Sonuçta Konya olarak hangi şartta ve hangi pozisyonda olursak olalım açık, net ve yüksek sesle konuşmayı beceremiyoruz.

İçimizden geçeni karşımızdakinin gözlerimize bakarak anlamasını bekliyoruz.

Hala birlik beraberlik, örnek şehir nutukları ile milleti değil kendimizi kandırıyoruz.

Büyüğüm dedi “Bu işi artık köpürtmeyin. Köpürttürmeyin. Köpürtenlere de fırsat vermeyin”…

Hadi bayram sonuna kadar sırt üstü yatalım ve sonra ilk etli ekmekte buluşalım.

Çünkü bizim daha çoook etli ekmek yememiz lazım.

NOT: Yarın inşallah namazgâhla ilgili, bayram sonrası da son valiler kararnamesi ile ilgili şahsi düşüncelerimizi sizlerle paylaşacağız.     

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Önce sevgiyi anlamak lazım

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Farı olmayan motor ve bisikletlilere kesin bir çözüm yolu bulduğumuz zaman ADAM oluruz.

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları