Hiç olmazsa çocukların hayali ile oynamayın!

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 02:51
YAZI
A
 Hiç olmazsa çocukların hayali ile oynamayın!

Şehir ile ilgili sıkıntıları dile getirdikçe kötü adam oluyoruz. Aslında kendim de farkındayım. Bu yüzden maddi manevi büyük kayıplar içerisindeyim.

Çünkü lafa geldi mi burası kusursuz bir şehir.

Tüm yöneticilerimiz sütten çıkmış ak kaşıktırlar.

Hâşa bu yetkililer hiç mi hiç hata yapmazlar.

Yaparlar yapmasına da bir eksiklik filan olursa da o iş tamamen sümen altı edilir ya da edilmelidir. Onlar korunmalıdırlar. Onların hatası asla olmaz tekrar söylüyoruz olursa da ortaya çıkmayacaktır. Çünkü bizdendirler(!)

Ama bizim gibi lüzumsuz biri çıkar ve bazı şeylerin iyi gitmediğini yazarsa, ekipler hemen toplanır ve hiç kimse dinlenmeden hüküm verilir “O zaten bize karşı”…

Bakın dün bir veli geldi.

Kızgın mı kızgın, öfkeli mi öfkeli idi.

Yaşanmışlıkları anlatırken bize bile bağırıp çağırıyordu.

İzninizle önce bu öfkeli velinin bize aktardıklarını sözlerle paylaşmaya çalışalım.

………….

Velimizin bir kız çocuğu vardır. İlkokul 1. sınıfa gitmektedir. Çarşamba günü kızı okuldan dönüşte eve bir kağıt getirir. Okuldan bazı öğretmenler, öğrencilerini cuma günü Mevlana Kültür Merkezi’ndeki çocuk tiyatrosuna götürecektir. Bunun için de veliden 3 TL para ve çocuğu için izin belgesi istenmektedir.

Evde her ailede yaşandığı gibi bir tatlı sevinç dalgası yaşanır. Çünkü çocuğun ilk kez tiyatroya gitmesi bir yana ana baba bile ömründe tiyatroya gitmemiştir. Baba heyecanla kâğıtları imzalar. Kızının cebine de 3 TL’yi koyar. Dün sabah da annesi dualarla kızını uğurlar.

Çünkü bu çocuklar 6-7 yaşındaki çocuklardır. Normalde okul da saat 13.10’da başlayacaktır. Normal günlerde yatakta olduğu saatlerde yani erkenden kalkan öğrenciler, “tiyatroya gideceğiz” heyecanla hazırlanırlar.

Cuma sabahı saat 9’da okuldan tüm öğrenciler öğretmenleriyle servislere binerler araçlar hareket eder. Gülerek oynayarak neşe içerisinde Mevlana Kültür Merkezi’ne gidilir.

Ama ortada bir gariplik vardır.

Sonra durum öğrencilere anlatılır.

Program yani oyun tehir edilmiştir.

Çocuklar boyunları bükük evlerine dönerler.

Durumu annelerine babalarına anlatırlar.

Veliler önce şaşkın sonra öfkelenirler. Cuma vaktine kadar sağı solu ararlar.

Tiyatro niye saatinde oynanmadı?

Ama aranılan numaralarda bu soruya cevap verecek bir tek yetkili bulunamaz.

Yetkili bulamayan veli arkadaşları adına bu kez bizi arar.

Tabii bize nedenini sormaz ama fırçalarcasına durumu aktarır.

Haaa bu arada şunu da ilave edelim.

Özür olarak “çocuklara birer lale çiçeği hediye ediliyor” ve hadi gidin deniliyor.

Bu konuya büyükler, hele hele son dakika oyun tehiri ile ilgili görevliler konuya sıradan diyebilirler.

Zaten gerekçeleri de vardır. (Allah’ın emri yaaa)

Peki 3 gün boyunca tiyatro heyecanı yaşayan ve gerekçesiz olarak hayalleri sona eren o minicik çocuklara, ya da ailelere bir tek neden söylenemez miydi?

………

Biz konunun takipçisi olduk.

Cuma’dan sonra bize cevap verecek yetkiliyi bulduk. Büyükşehir Belediyesi tiyatro ekibinin Ney Ülkesi isimli oyunu oynanmaya oynanmıştır. İptal söz konusu değilmiş. Sadece saatte erteleme olmuş. Başkanımızın lale programı olduğu için saat sarkmış. Yani 10’da başlaması gereken program 11’de oynatılmış. Bu durum da bir gün önce saat 16 sularında okullara bildirilmiş.(!)

Oysa bizim ulaştığımız koordinatör hocalarımız, numara bırakmalarına rağmen kendilerinin aranmadığını ısrarla bildiriyorlar, hatta MKM’de yapılan tartışmaları anlatıyorlar ve 11’de başlayacağı söylenen programa saat olarak katılmaları uygun olmadığı için geri döndüklerini belirtiyorlardı. Hatta o laleler de öğretmenlerin ısrarı sonucu miniklere verilmiş ve onların gönlü alınmış.

………………

Biliyorum, biliyorum yöneticilerimizi, yetkililerimizi yine üzdüm!

Herkes haklı.

Bir tek ben ve oyunu izleyemeden dönen çocuklar ile onları tiyatroya gönderen aileleri kabahatli.

Tekrar çok çok özür dilerim.

Ama dün bu şehir de böyle bir şey de yaşandı.

Yaşanmadı diyecek bir tek Allah’ın kulu var mı acaba?  

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Zeka, değişime ayak uydurma yeteneğidir.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

U dönüşü olmayan yerlerde döneceğim diye trafiği tıkamadığımız zaman ADAM oluruz.

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları