Zafer esnafının çöp duyarsızlığı

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 04:51
YAZI
A
 Böyle bir güzel tatil gününe çöp gibi hiç de iç açıcı olmayan bir konu ile girmek zorunda kaldığım için tüm okurlarımızdan özür dilerim. Ama iki duyarlı iş adamı abimizin ısrarla bu konudan şikayetçi olmaları üzerine konuyu bugün işlemek zorunda kaldık.

Peşinen şunu ifade etmeliyim ki bu sitemimizden duyarlı ve böyle bir tutum içerisinde olmayan esnaflarımız ile vatandaşlarımız alınmasınlar. Çünkü benim de halen Zafer bölgesinde esnaflık yapan, alış veriş içerisinde olduğum pek çok dostum var. Ancak genel anlamda şehrin merkezi bölgelerinden birisi olarak bilinen tarihi ve turistik yapısı ile de çok sayıda yerli yabancı turistin dolaştığı Zafer bölgesinde esnafın çöplerini rast gele bırakmasından rahatsız olan insanlarımız bu işe kesin bir çözüm yolu arıyorlar.

Belediye temizlik ekipleri bölgede sadece sabah ve akşam değil, belirli periyotlarla sık sık temizlik yapmaya çalışsalar da çöpü ortaya koyanın lüzumsuzluğundan görüntü çok çirkin… Ben bunu bilir bunu söylerim. Zaten şehrini seven de böyle düşünüyor.

ÜNİVERSİTE TOKİ’NİN KÖPEKLERİ

Pazar yazımızın ikinci konusu yine sıkıntılı ve iç açıcı değil. Ama ne yapalım. Okurlarımız şikayetçi. Selçuklu bölgesinde Üniversite TOKİ bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız burada sürüler halinde dolaşan köpeklerden dolayı, adeta dışarıya çıkamaz, sokakta yürüyemez hale geldiklerini belirtirken bu konuda imza toplayarak belediyeye de müracaat ettiklerini söylüyorlar.

ŞEHİR SEVDALILARININ FERYADI

Ö.Ali Harmancı isimli bir okurumuz, gün gün bizleri nasıl takip ettiğini, şehrin ve ülkenin sorunlarına nasıl büyük duyarlılık gösterdiğini, söylenen ile yazılanları da bir köşeye nasıl not aldığını aşağıda bizimle paylaştığı görüşü ile gözler önüne seriyordu.

Ömer Ali Bey’in bu hassasiyetini görüşlerini belirttiği yorumunun noktasına virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşıyoruz.  

“Sayın Uğur Beyciğim,

Allahın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun dileklerimle başlamak istiyorum. Sizleri günlük olarak okumasam da bazı yazılarınızı okumaya gayret ediyorum. Özellikle dikkatimi çeken iki yazınız hakkında aciz hane görüşlerimi paylaşmak istedim.

1-GAZNET mağdurlarının sorunlarını dile getirdiğiniz için teşekkür ederim. Bu yazılarınız kışın başında idi. Bütün suçlu Gaznet diye karar verdik. Ama aynı gazete yazarınız M. Ali Bey Gaznet’in yönetim kurulundaki siyasilere değinmişti. (kısa da olsa)

2-26. 2. 3013 yazınızda belediyelerdeki İktisat mezunlarının kadroya alınmadıklarını mağduriyetlerini dile getirip, kamuoyuna duyurdunuz.

Teşekkürler.

Uğur Bey, bu kadrolara giren kardeşlerimiz hangi yollarla, sınavlarla, seçmelerle veya kamuoyuna açık ilanlarla işlere girdiler. Büyük çoğunluğu belediyelerden olmak üzere devlet 150 bin sözleşmeliyi kadroya alacağını açıkladı. Adını ne güzel koymuşlar düzen. Gariban Anadolu çocukları okuyacağım, master, doktoralar yapacağım, KPSS’ye gireceğim, dil öğreneceğim vb. birçok badireden sonra memur olacağım diye varımızı yoğumuzu harcıyoruz. Arkadaşlar bu işleri öğrenmişler. Öncelikle siyasi yollardan sınavsız sözleşmeli adını koydukları düzenden işe alınıyorlar, sonrada gelsin kadrolar. (Bir taşeron firmasına girmek için Kadın Komisyonlarının bile devreye girdiğini artık bilmeyenimiz yok).

Bu yol başarısız olursa cemaatçilik yolundan gidiliyor.

Adalet, hukuk, demokratlık, eşitlik, insan hakkı, dürüst siyaset vb. dedikleri bu mu oluyor?

Büyük Türkiye, Büyük Konya böylemi kuruluyor?

Uğur Beyciğim, bugün 28 Şubat. (Okurumuz bu yorumu 28 Şubat günü atmıştı)

Dün mağdur olup bugün bu haksız uygulamaları yapanlar sizce gerçek mağdur mu?

28 Şubat bitmedi halâ devam ediyor, bu anlayışlarla herhalde bin yıl daha sürecek.

Çünkü öyle kadrolarla geliyorlar ki bugünün hesabını değil yılların hesabını yapıyorlar. Saygılarımla.

(Lütfen, Facebook’ta TSK’dan ayrılan Öğrenciler Platformu var. Anadolu’nun zeki, çalışkan, dürüst çocuklarının askeri okullardan ne mazeretlerle ayrılmak zorunda bırakıldıklarını, ne tazminatlar verdiklerini, istikballerinin nasıl söndürüldüklerini, hangi işkencelere uğradıklarını bir sorunuz, okuyunuz. Bu gariban, fakir Anadolu çocuklarının baş vuracağı ne bir mahkeme var ne sizler gibi haklarını savunacakları köşe yazarları var. Herkesin hesabı var ama Allah’ın hesabını unutmayalım.)

TRAFİK SORUNUNA

VATANDAŞ BAKIŞI

İşte okurlarımızdan İsmail Gök Bey ise belki de hepimizin yaşadığı trafik keşmekeşine bakın nasıl bakıyordu;

“Uğur Abi, merhaba.

Yazılarınızı takip ediyorum ve Konyalı biri olarak bu şehrin sorunlarıyla ilgilenmenizden dolayı size ayrıca teşekkür ediyorum. Konya'da trafik sorunu ayrı bir dert, hiç hoşgörü yok, sanırsın ki her araç ambulans hizmeti veriyor. Bir acelecilik, bir telaş almış başını gidiyor. Üç beş kuruş yakıttan tasarruf etmek için kırmızı ışık ihlali vs, vs…

Pazara git, orada da müşteriyi nasıl kandırırım, kazıklarım anlayışı hakim. Akşam yerel televizyonlarımızdaki haberleri izliyorum. Konya’mız ne kadar güzel, her şey ne kadar tozpembe, hiçbir sorun yok, belediye başkanlarımız o açılıştan bu açılışa koşturuyorlar. Ya kardeşim Allah'tan korkun, şurada da şu sorun var deyin, şurası moloz yığını olmuş, belediye bunları görmüyor mu deyin, bunları bu şehirde bir tek siz dile getiriyorsunuz. Allah sizden razı olsun, en kalbi duygularla selam ve saygılar!”…

İsmail Bey çaktırmadan basını da eleştiriyordu. Haksız mı? Vallahi bence az bile söylüyor ama ne yazık ki biz de aynı tünelin içerisindeyiz.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Eğitim kıvılcımla ateş yakmaktır, boş bir kabı doldurmak değildir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bankamatiklerdeki avuç içi bölgesine sigara basmadığımız zaman ADAM oluruz.

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları