Porsche’nin anahtarını kaybeden adam?

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 12:08
YAZI
A
 Porsche’nin anahtarını kaybeden adam?

Sakın ola bugünkü yazımızın başlığını görüp o ilk çıktığı zaman kitap dünyasını sallayan “Ferrari’sini Satan Bilge” kitabını hatırlatan bir yazıyı bizden beklemeyin.

Ama bugün şunu yapmaya çalışacağız. Her gün Konya meselelerini yazıp kendimi gerdiğim gibi sizleri de dahası yöneticilerimizi de üzdüğümüz için bugün dostlardan, tanıdıklardan kısaca güzel insanlardan söz edeceğiz.

Güne gecenin o nefis ziyafet sofralarının verdiği rahatsızlıktan bir nebze olsun kurtulmak “Acaba bugün biraz tempolu yürüsem, faydası olur mu?” diye düşünerek, dahası kendimi kandırarak güzel bir yürüyüş ile başlıyorduk.   

Meram parkurunda karşımıza gelen ilk tanıdık sima M. Serdar Işık Bey idi. Çok saydığım Serdar Beyde her sabah yaptığı gibi çok güzel ve eğitimli kurt köpeği ile sabah yürüyüşünde idi. Serdar Bey ile selamlaşarak hızla yanından geçtik. Çünkü gece yarısı son dost meclisinde yediğimiz o nefis çiğ köfte ve dondurmalı sarma tatlısının acısını çıkarmalıydık.

Zindankale’nin dar sokaklarında eski ile bugünü toparlamaya çalışırken bir camdan tık tık sesi ile irkildim. Penceresini süsleyen birbirinden güzel çiçeklerin açtığı menekşe saksılarının arasından Halil Harman abimiz bizi çağırıyordu.

Halil abimizin bu nazik davetini kırmak ne mümkündü? Halil abinin ofisine girdiğim zaman donup kalmıştım. Demek ki buraya 4-5 yıldır girmiyordum. Halil Bey, Gayri Menkul Değerlendirme danışmanlığı yapıyormuş. Ofisi bir küçük banka gibiydi. Bilgisayarın karşısında karınca nizamı ile çalışan o gençleri görünce içimden Halil abimize bir kez daha sarılmak istedim. Sonra Halil Bey’in makam odasına geçtik bir kısa çay sohbetinde Sayın Halil Harman’ın artık sadece emlakcılık yapmadığını bankalara dahi danışmanlık yaptığını anladım. Halil abinin bu durumundan aldığım gazla tekrar şehrin sokaklarına yöneldim.

Beyhekim Zindankale Dispanseri’nin köşesinde iken bir korna sesi ile irkildim. Direksiyondaki büyüğümüz eski Yurtkur Bölge Müdürü Sayın Osman Yaşar Acet Bey’di. Gerçi Osman abimiz artık Bölge Müdürü değildi. Bu görevden alınmış ve yanılmıyorsam Ankara’da bir yere tayin edilmişti.Osman abiyi görünce ilk anda içim burkuldu. Şehre ve çalışma alanına sessiz sedasız mütevazı yapısı ile gerçek anlamda bir abilik yapmış çok başarılı işlere imza atmıştı. Osman abi de “Uğur’cum bugün Konya’dan ayrılıyoruz. Hakkını helal et” deyince canım yandı. İçimden siyasilere bir kez daha göndermemi yaptım.

Rotamızı Kültür Park’ın içinden Hacı Veyiszade Camii’ne doğru yönelttik. O sessiz ve yeşil alanda güzellikleri hatırlamak istiyordum.

İşte o anda aklıma yeni tanıştığım KOMPEN’in Genel Müdürü Erdal Küçükşehir ile eski dost aynı şuanda kurumun Satın Alma Müdürü Muammer Öksüz Bey geldi. KOMPEN’in sektöründe marka olma yolunda bayrağı devralan bu beyin takımının ‘bayrağı nasıl daha yukarılara taşırız?’ düşüncesi ile çalışmaları gözümün önüne geldi. Tabii görünmeyen onca çalışan kadar buradaki bizim eski dost Halkla İlişkiler Müdürü Osman Dikilitaş’ı da asla yazmadan geçemem. Bu dostlarla hafta içerisindeki birlikteliğimizi, bu birliktelikte KOMPEN’in geçmişi, mevcut potansiyeli ve hedefleri özellikle bölge halkı ve şehrimiz için yine bilinmeyen gizli bir güçtü.

Şimdi izninizle gelelim yazı başlığımıza. Çünkü yerimiz daralmaya başladı.

Bu şehirde insanlarımızın Porsche’ye binmelerinden büyük mutluluk duyarım. Dahası şehrin insanın ne kadar iyi otomobile binerse, ne kadar güzel, kaliteli ve sağlıklı evlerde otururlarsa (Dikkat edin gösterişli, tantanalı demiyorum) bizim insanımızın refah seviyesi ne kadar yükselirse ben mutlu olurum. Çünkü bu işler bize, hepimize mutluluk vermeli diye düşünürüm.

Ah keşke bizim büyük sanayicilerimizin ya da yöneticilerimizin özel uçakları olsa fena mı olur?

Neyse ömrümde üç kez Porsche’ye bindim. Üçü de Konyalı iş adamlarınındı. Bindiğim üçüncü PorscheAli Fuat Çuhadar Bey’e aitti.

Gözüm öyle renkli filan değil. Yani kimseye nazarım geçmez ama son duyumuma göre Ali Fuat Bey o bembeyaz Porsche’sinin anahtarını kaybetmiş.

İnanın çok üzüldüm. İnşallah en kısa zamanda bulur. Çünkü yine öğrendiğim kadarı ile bu otomobilin anahtarının parası bizim maaşın iki katı imiş.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ  

Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sivaslı Ali Kemal Caddesi’nde trafik ışıklarına uyduğumuz zaman ADAM oluruz

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları