Davutoğlu ve Valimiz....

Bir psikopatın elinden kurtaramadığımız Gülşah Öğretmen artık toprağın altında.

Gülşah öğretmen cinayeti haberini pek çoğumuz biliyoruz.

Zaten bu haberi ve olayın gelişmelerini çok yönlü olarak Konya basınından çok ulusal basın haberi verdi, işledi ve olayın takipçisi oldu.

Ancak millet olarak balık hafızalı olduğumuz için Gülşah öğretmeni unuttuk bile. Duyarlı insanlarımız bile iki gün ağladı (Buna ben de dahil) aahhhh vaaaaah dedik, dua ettik, aileye sabır dedik, psikopata küfür ettik sonra…

Sonra unuttuk.

Ama Allah’tan, Gülşah öğretmen ve ailesini unutmayan insanlarımız da var.

Allah onlardan razı olsun.

Aslında dün bu ailenin durumunu öğrenince “Sayın Başbakanımız iki gün Konya’da iken bu fırsat nasıl kaçırıldı?” diye de kendi kendime hayıflandım. Dahası kızdım.

Çünkü Sayın Başbakan, o bilinen resmi toplantıların çok daha fazlasını zaman olarak, enerji olarakKonyalıya, sıkıntısı olana, derdi olana ayırdı.

Kim Sayın Başbakan’a ulaşmayı başardı ise onları tek tek otele çağırdı kızı Sümeyye Hanım ile birlikte dakikalarca-hatta biri ile saatlerce- ailelerle, dahası ailelerin ağlayan çocuklarıyla bile ilgilendi.

Ama burada yani Gülşah öğretmeninin ailesi konusunda, AK partili yöneticilerimiz bu konuya biraz hassasiyet gösterebilselerdi, Gülşah Öğretmenin ailesinin ikinci dramını Sayın Başbakan’a arz etselerdi, Sayın Erdoğan bu konuya anında bir çözüm bulurdu.

Neyse iş işten geçmiş ve her şey bitmiş değil.

Biz yine bu işin takipçisi olalım ve konuyu başta Dışişleri Bakanımız Sayın Davutoğlu’na ardından daşehrin devletin 1 numaralı temsilcisi Sayın Valimiz Aydın Nezih Doğan Bey’e iletelim.

Cenab-ı Allah’ım hiç kimseye evlat acısı vermesin.

Kim ne derse desin, ne yaparsak yapalım artık Gülşah öğretmenin anası ile babasının bu dünyada yüzü gülmez.

Biz de konuya girmek için biraz bilgi sahibi olmaya çalışınca yeni öğrendik.

Baba, Tarım İl Müdürlüğü’nde Sağlık teknisyeni imiş, anne ise ev hanımı. Bu ailenin bir de Azerbeycan’ınBakü Üniversitesi’nde Tıp öğrenimi görmekte olan oğulları varmış. Bu erkek evladını ise Gülşah öğretmen okutuyormuş. Gülşah öğretmen hakkın rahmetine kavuşunca ailenin şimdi beli ikinci kez bükülmüş. Çünkü Bakü’de geçen yıl hazırlık okuyan bu yıl ise 1. sınıf öğrencisi olan evladı maddi yönden bu ailenin okutacak gücü yokmuş. Gözü yaşlı yüreği dağlanmış aklının bir ucu kızı ile birlikte uçup giden ana, oğlunu okutabilmek için yakınlarına gündelik temizliğe gitmeyi bile düşündüğünü söylüyormuş.

Şimdi büyüklerimiz protokolden, YÖK yasasından, denklikten filan gibi bir sürü maddeyi arka arkaya sıralayabilirler.

Ancak istendiği takdirde bu büyük devlet çok şeyler yapar.

Konya’dan küçücük bir örnek vereyim mi?

Bu şehirde Selçuk Üniversitesi öğrencisi Hasan Hüseyin Ünsal rahatsızlanır akciğer nakli gerekmektedir. Türkiye’de ise bu imkansızdır. Bu aile Sarayönülü’dür. Son çare olarak Sayın Sami Güçlü Bey’e ulaşırlar. Sami Bey ise artık milletvekili bile değildir. Konuyu dinler üzülür, dertlenir çünkü o da bir babadır.

Sami Bey Sayın Davutoğlu’na ulaşır.

Sayın Bakan talimat verir ve olmayan, normalde de yasal olarak olması mümkün olmayanlar olur veHasan Hüseyin annesi ile Viyana’ya gider, akciğer nakli olur ve sağlıklı bir şekilde aramıza döner.

Evet şimdi umudumuz yine Sayın Davutoğlu ve Sayın Valimiz Doğan.

Şahsen dışarıdan bir insan olarak şunu biliyor ve şuna inanıyorum ki büyüklerimiz isterlerse bu çocuğuBakü’den ya Selçuk Üniversitesi’ne ya da Necmettin Erbakan Üniversitesi’ne bir alo ile getirebilirler.

Gülşah öğretmene sahip çıkamadık. Ama belki kardeşini anasının babasının yanına getirtir iki ucu da yanan yüreklerinin hiç olmazsa birinin yangınını söndürebiliriz.

Hadi hayırlısı inşallah herkesin bir ucundan tutarsa bu iş bir günde hallolur. İnşallah da olacak.  

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Erdemler zaaflardan daha tehlikelidir çünkü vicdan erdemleri sınırlandırmaz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Mevlana Törenleri’ne bedava bilet aramadığımız zaman ADAM oluruz.