Servisli Umre’ye dikkat!

Bugüne kadar oldu ise de bundan sonra olmamalı diyoruz.

İşte bizlere inanın ve güvenen Osman Çetinkaya Bey’in mübarek topraklarda bire bir yaşadığı sıkıntılar ve bunları belki de böylesine ilk kez açıkça kaleme aldığı durumu noktasına virgülüne dokunmadan kamuoyuna sunuyoruz.   

İnşallah bir faydası olur düşüncesindeyiz.

…………

“Uğur Bey,

Sizi sürekli takip ediyor, her yazınızı da okuyorum. Olayları olduğu gibi aktarıyor, zülf-i yare dokunacakmış diye de hiç gocunmuyorsunuz. O yüzden sizi tebrik ediyorum. Eğer siz böyle olmazsanız nasıl çıkarız karanlıktan aydınlığa. Sonra siz yazarlar-şairler gerçekleri haykırmazsanız M. Emin Yurdakul’un “Şairleri haykırmayan bir millet; sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir”durumuna düşmez miyiz?

İşte sizin bu açık yürekliliğinizden ilham alarak bu yazıyı köşenizde yayınlamanızı ve yaşadığım bu durumun üzerine biraz da sizin gitmenizi istiyorum.

Allah nasip etti iki keredir Ramazan Umresi’ne gitmekteyiz eşimle beraber. Bu yıl servisli dedikleri seçeneği tercih ettik.

Ve bin pişman olduk tabii.

Neden mi?

Bunu anlatabilmek için bizzat yaşamak gerekir sanırım.

Burada tur sahiplerinin özelliklerini ve güzelliklerini saya saya bitiremedikleri servisli hizmetlerini bir göreceksiniz.

Servis olayı baştan sona rezalet.

Kiraladıkları beş otobüs Şişe bölgesinin tüm umrecilerini taşıyor. Otobüs beş, umreciler beş bin. Otobüsler vaktinde gelmez, geldiği zaman da binilmez. Bir otobüse beş yüz kişinin aynı anda hücum ettiğini düşünün ezilen, bağıran, elbisesi yırtılan eşi gidip kendi kalan ve bunun sonucu gerilen sinirler, sabırsızların küfürleri yetişilemeyen ibadet zamanları.

Bu duruma tur sahipleri ne diyor diyeceksiniz?

Onları bulabilsek belki ne dediklerini anlayacağız ama ortalarda yoklar. Asıl enteresan tarafı da bu işte muhatap bulamıyorsunuz.

Telefonla ulaştıklarımız da “sabır hacı sabır; hac, umre meşakkat işidir” diyorlar.

Yahu meşakkati oluşturan sizlersiniz. Burada vaat ettiğiniz gibi azıcık paraya kıyıp iki otobüs daha kiralasanız böyle olmayacak. Hem meşakkat bu olmamalı.

Günlerin uzunluğu, sıcakların fazlalığı, tavafın kalabalıklığı.

Bunlar tamam ve bunlara hiç itirazımız olmaz.

Ve seve seve katlanırız. Ama kusura bakmayın sizin lakaytlığınız affedilemez.

Allah rızası için gelen bu insanların zaaflarından yararlanıp da onları böylesine perişan edemeziniz.

Gerçekten o mübarek topraklar da tek yapılacak şey ibadet ve sabırdır.

Bu yüzden “aman sabredelim şurada kaç gün kalacağız ki hayrını kaçırmayalım” diyen bu insanlara zulmedilmemeli.

Buna karşılık biz ne yaptık?

Her karşılaştığımızda şirket görevlilerine durumu anlattık

“Bakın İranlılar da aynı yerden otobüse biniyorlar ama onlarda hiç sıkışma yok” dediysek de “onları İran hükümeti destekliyor” dediler.

Yahu onların İran Hükümeti varsa bizim de koskoca Türk Hükümetimiz var desek de değişen bir şey olmadı.

TÜRSAB’a bildirdik durumu.

Onlar da hepinizin ayrı ayrı dilekçe vermesi gerekir dediler.

İyi de o kadar insandan nasıl dilekçe alacaksınız ki…

İşte böyle Uğur Bey…

Öbür sıkıntılardan fazla bahsetmeyeceğim. Hani iftarı Kabe’de açıp teravihten sonra otele döndüğümüzde yemek bulamadığımızdan falan.

Yine Umre Mevsimi geldi. Ola ki birilerinin kulağına gider de bundan sonra gidecekleri rahat ettirirler.

Not: Bu bahsettiğim durumlar özel şirketlerle ilgili. Diyanetin durumunu bilmiyorum. Çok iyi şirketler yok mudur? Vardır elbet. Ben gördüklerimden ve yaşadıklarımdan bahsediyorum.

Allah tekrar tekrar o kutsal mekanlara gitmeyi ve dualarımızı kabul etmeyi nasip etsin dileğiyle saygılar sunuyorum.” 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Yalnızca kürek çekmeyenlerin kayığı sallamaya vakti vardır.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yaz boyu yapılan sıfır asfaltlarımız yağmurla göl olmadığı zaman ADAM oluruz