Derviş Ahmet Sorgun’dan...

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 18.05.2024 21:20
YAZI
A
 Derviş Ahmet Sorgun’dan Felsefi Seyit Mehmet Buga’ya

Mübarek şehrin(!) pek de mübarek sayılamayacak dahası mazlum ve masum insanı yoran, dahası yıpratan atmosferinden ancak güzel insanlarla görüşünce kurtulabiliyoruz. Gönüllerinin zenginliğine inandığımız dostlarla yaptığımız sohbetlerden, bir arının çiçeklerden bal alışı gibi inanılmaz tat alıyoruz. Gönül dostlarının nasihatleri, anlattıkları, geçmişte yaşadıkları ve hayatta yaşanılan acı olaylar karşısında sığınılması gereken liman(!) ile ilgili açıklamaları içimizi ısıtıyor, gelecek adına biraz olsun rahatlamamızı sağlıyordu.

SEYİT MEHMET BUGA’DAN

FARKLI DERSLER

İşte bugün de bir gün içerisinde oturup birlikte çayımızı, suyumuzu, kahvemizi içip bir cümle ile de hayat adına ders çıkarmaya çalıştığımız bazı dostlardan söz edeceğiz. 

Seyit Mehmet Buga abiyle, İTTİFAK Holding’de yaşanan 7.4 şiddetindeki depremin ardından defalarca görüştük. Belki de o koskoca holdingin yönetim kurulu başkanı iken bile bu kadar sık görüşemiyorduk.

Ancak önceki güne kadar hep biz Seyit abiye ziyarete gidiyorduk. Bu kez Seyit Abi, Allah razı olsun, habersiz çat kapı giriverdi içeriye. Bu kısa ziyarette yine Seyit abimizin herkesin bilebileceği ama dinledikçe insanın içini ferahlatan özlü sohbetinden bazı cümleleri kafamıza bir kez daha kazıdık. Dahası kazımaya çalışıyorduk.

Seyit abimizin yanında Sayın Hidayet Onur abimiz vardı. Hidayet abi de bir dönem şehrin siyasetinde de etkin rol almış ardından ticarete girmişti. Hidayet abinin artık pek para pul işi kalmamış gibiydi. Son dönemlerde minik kuşlar Hidayet abi cephesinden bize hep artık torun tombalak muhabbetini getiriyordu. Yani anladığımız kadarı ile Hidayet abimiz de yaşlanma moduna girmiş.

DERVİŞ AHMET ABİ VE

EKİBİ UMRE HAVASINI KAYBETMEDEN

Malum Ahmet Sorgun abimizin başkanlığında AK Parti teşkilatı umreye gitmişti. Bu umre ziyareti sonrası Ahmet Sorgun abimiz ile baş başa, kısa ama samimi bir sohbet yaptık. Aslında hep bir gönül insanı olarak tanıdığım ve Derviş Ahmet abi dediğim Ahmet abimizin bugünkü siyasi kimliği beni hiç ilgilendirmedi. İnşallah bundan sonra da ilgilendirmeyecek. Ben sadece onun dünyaya şehre ve insanımıza bakışına bakarım. Gerisi siyasetten ticarete, makamdan dünya işlerine dalmışların işi, bu da benim küçük dünyam ile örtüşmez.

Tabii Ahmet Sorgun deyince hemen aklıma ve gözümün önüne Ahmet abimizin sağ kolu genç, yakışıklı, idealist ve de çalışkan Mustafa Yazlık geliyor. Mustafa kardeşimizle, Mustafa VarolBey’le, Abdülkadir Özöğür ve Mustafa Dündar abimizle de dertleştik.

Bizim bu samimi sohbetimizde tek kelime siyaset yoktu. Haa belki ben bir ara şehir adına dert yanmışımdır ama sohbetlerin özü insanların samimiyetiydi.

BAŞKAN SITKI ABİYİ SEVERİM

AMA VERGİ ÇOK ANTİPATİK GELİYOR

Bir ara Konya Vergi Dairesi Başkanı Sıtkı Aksöz Bey ziyaretimize geldi. Sıtkı Bey o vergi denilince insanın yüzünü ve içini karartan korku salan dünyanın dışında çok beyefendi olgun kısaca kaliteli bir bürokratımızdır.

Çaylarımızı yudumlarken anladık ki Sıtkı abimiz vergi haftasını bize hatırlatıyordu. Sıtkı abimizi uğurlarken kafamdan geçenler aynen şöyleydi;

“Sıtkı abi, Allah rızası için ben seni seviyorum, sayıyorum. Ama milletin anası ağlıyor. İş adamından sanayicisine, küçük esnafından çakmakçısına insanlar devlete para ödemekten yılmış durumdalar. Ortalarda uçuşan rakamlar ne kadar iyi olursa olsun işverenin durumunu işverenlerden dinliyorum. Allah’a şükür hiç işveren olmadım. Hakkımda hayırlı ise de inşallah olmam. Ama bu insanların paraları ile pulları ile neler çektiklerini başlarına gelenleri sadece kendilerinden özel sohbetlerde dinliyorum. Ben bunu bilir bunu söylerim.”

Sonuçta vergi adı altında ben beni bildim bileli milletin kanı emiliyor. Emen istediği kadar devlet olsun. Sıtkı abi inan vergi bu millet için çok antipatik geliyor. Dahası korkutuyor. İş dünyasının uykularına giriyor.  

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Uyanık dolmuş sürücüleri Kule Site kavşağına en sağdan girip sürücüleri sıkıştırmadığı zaman ADAM oluruz 

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları