Konya’yı başka iller ile kıyasladığımız zaman...

*

Biz bu şehirde yaşamaktan mutluyuz.

Bu şehir genel anlamda rahat, huzurlu ve sakin bir şehir.

Bu şehir manevi değerleri, maddi zenginliği ile Anadolu’da pek çok şehrin önünde bir şehir.

Her şeyden önce bu şehir bizim şehrimiz…

………….

Bu ve buna benzer pek çok güzel cümleyi alt alta sıralar, pek çok yöneticinin gönlünde “aslan gibi gazeteci” unvanını kazanıverebiliriz.

Ama biz ne yapıyoruz.

Geri zekâlıca, bu şehrin hiçbir şehirde olmayan maddi ve manevi zenginliklerinin gerektiği şekilde değerlendirilemediğine inanıp bizimle aynı ayarda hatta daha alt sıkletlerdeki şehirlerin bile altında kaldığımıza bozulup, bizi yönetenleri eleştiriyoruz.

O zaman da birileri tarafından “Bize muhalif gazeteci” olarak lanse edilip yüzümüze karşı olmasa da, arkamızdan yapılan haksız eleştirilere maruz kalıyoruz.

…………

Bu gün sizinle yine bu şehrin yaşanmakta olan bir yarasına parmak basmak istiyoruz.

Hani bizim yeni stadyum Sayın Davutoğlu’nun, Sayın Suat Kılıç’ın da katılımları ile dev reklam kampanyaları ve tantanalı temel atma töreni ile start almıştı.

Aradan aylar ayları kovaladı. 

Geldiğimiz noktada koskoca bir fiyasko ile karşılaştık.

Kimse dillendirmezken biz reklam panolarında 42 bin kişilik stadyumun bile yalan olduğunu yazdık.

Ardından işler iyice çorbaya dönmeye başladı.

Çünkü ihale ile verilen stadyum UEFA kriterlerine uygun dahi değildi. Ek projelendirmeler, ek cukkalar derken ortalık birden kızıştı.

İhaleyi kazanan firmanın sözleşmesi fesh edildi.

Bu kez firma yöneticileri bu işte asla kusurları ve kabahatleri olmadığını savunarak hukuk mücadelesi başlattılar.

Buraya kadar olanları pek çoğunuz zaten biliyorsunuz sonuçta olan Konya’ya oldu değil mi?

……….

Kimsenin dillendirmediği, ya da tırstığı konu eski stadyumun yerinin ne olacağında kilitleniyordu.   

Mevcut stadyumun yani yenisi yapılırsa eski olacak bugünkü stadyumun yer kavgası büyük rant olayları iddia ediliyordu.

Bu iddialar en tepeden en aşağıya sokaklara kadar inmişti.

Bir dönem bu alana dev alışveriş merkezi ve toplu konutlar yapılacağı iddiaları ayyuka çıkınca konuya Başbakan’ın bizzat el koyduğu ve buranın yeşil alan olarak planlaması için çalışma talimatı verdiği duyuldu.

Çünkü alan sadece stadyum ve spor kompleksinin olduğu alan değil, mevcut DSİ’nin de bulunduğu adalar düşünüldüğü zaman birilerinin ağzının suyunu akıtıyordu.    

Son olarak ise buraya Büyükşehir Belediye binası yapılmasının düşünüldüğü duyulmuştu.      

İşte tam bu noktada Bursa’nın gündemine gelen konu gözümüze ilişiverdi.

Bakın Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Recep Altepe, Timsah Arena’nın yapılmasından sonra akıbetinin ne olacağı merak edilen eski Atatürk Stadyumu’nu yıkarak, Bursa’ya 100 bin metrekarelik bir meydan kazandıracaklarını açıklıyordu.

Evet, Timsah Arena’nın Türkiye’nin değil dünyanın en ilginç statlarından biri olacakmış. UEFA kriterlerine uygun olarak inşa edilen bu 45 bin kişi kapasiteli Timsah Arena devreye girince eski Atatürk Stadı’nın yeri için ise Başkan Altepe, şöyle diyordu; “Marka kent Bursa’ya altın gibi değerli olan bu yere dev bir meydan yapacağız. Yeni meydanın toplam alanı ise 100 bin metrekareyi bulacak. Burada miting konser ve törenleri yapılabilecek. Başka illerde çok değerli olan bu gibi bir yere, iş yerleri ve AVM’ler dikildi, ama Bursa’da bu alanı tamamen vatandaşın istifadesine sunulacak.

Meydandaki yer ve kotlu zeminlerin Bursa taşlarıyla döşenerek nostaljik bir hava oluşturulacak. Projede vatandaşların konuşma yapacağı serbest kürsü, hizmet binası, nostaljik tribün, kafeteryalar, Hacivat-Karagöz alanı, etrafı fıskiyeli kent temalı bir heykel ve Bursa çeşmeleri ve Bursaspor anı duvarı yer alacak” demiş.

…………….

Tamam biz iyiye kötü diyen, güzele çirkin diyen kötü bir gazeteciyiz.

Hadi şimdi Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı’nın dedikleri ile empati yapın.

Bursa’yı kıskanmaz mısınız?

Benim Başkanım, Tahir abim böyle bir açıklama yapsa siz memnun, mutlu ve bahtiyar olmaz mısınız? 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Hak yolunda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin olsun, omzun üstündeki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol; Silenlerden değil...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kule site kavşağında yayalar ve sürücüler trafik ışıklarına uyduğu