Keyif veren Demiryolu Caddesi’ni elimizle işkence verir hale getirdik?

Bu yol daha pek çok Konyalının bilmediği ve kullanmayı düşünemediği şekilde rahat idi.

Ancak gel gelelim bizim aklımızdan sonradan başımıza gelir misali şehri doğu ve batı yakası olarak ikiye bölen hızlı trenin altından geçiş yapmak yeni aklımıza gelince Demiryolu Caddesi’nin bir bölümünü kapattık.

Ama bu kapatma öyle bir kapatma ki mübarek Ramazan ayı içerisinde bile yoldan geçmek isteyenleri çengelli bulmaca çözer gibi sağa sola aşağıya yukarıya yönlendiriyordu.

Yolun kapalı olduğunu bildirmekten, yönümüzü gösterecek bir levha bile bulunmayan bir iftar saatinde öyle bir dolmuştum ki o mübarek saatte “Yapmaz gomaz olun” diye de ilenmiştim.

O günün gecesinde dahası sahur vakti yaklaşırken bu işlerin başında diye bildiğim Selim Abim ileHazreti Pir’in Türbesi’nde karşılaşıverdik.

O mekanın huzuru ve manevi büyüklüğü içerisinde kalbimden geçenleri bu kez Selim abime söyledim. O gün için Selim abi o kapatmanın Fen İşlerinden değil KOSKİ’den olduğunu söyleyince de “Abi vatandaş ne Fen İşlerini bilir, ne de KOSKİ’ yi. Ben de bilmem abi. Ama bir levha konmuyor ve millet Tahir abiye sövüyor” demiştim.

***

Şimdi yine haftada iki üç gün sırf merakımdan bu yolu kullanmak için dolanıp duruyorum. Allah için vatandaşa ha bir el uzatan olsa. Tozdan, topraktan, mucurdan geçilmiyor. Her geçişimde bir yön levhası karmaşası var.

Allah rızası için aşağıda ki şu fotoğrafa bir bakın.

Pazar günü ikindin arabanın içinde iken çektim.

Koca koca levhaların yönlendirmesine dikkat.

Ama yol kapalı.

Yön levhası da küçücük…

Ben başka bir şey demiyorum.

İBRAHİM KOÇ BEY BAKIN NE DİYOR

Pazar günkü yazımızda bu yolun biraz ilerisinde ki Hacıkaymak yolundan söz etmiştik ya.

Bakın pazartesi günü o mahalle sakinlerinden İbrahim Koç Bey’de ne diyordu;

“Merhabalar Uğur bey,

Ne zamandan beri keşke bizim mahalleden Uğur Bey geçse de yolların halini görse derken, cumartesi günkü Hacıkaymak mahallesi ile ilgili yazınızı okuduktan sonra size teşekkür etme gereğini hissettim.

Gördüğünüz gibi belki de Konya’nın ennnn berbat en bozuk yolu, hacı kaymak yolu.

İnşallah bir gören çıkar da el atar.

21. yy’da Konya’ya yakışmayan bir yol, ilginize teşekkürler...”

***

Yol ve o gün sürücü kursları ve insanımızın ehliyetli de olsa önce insan olması gerekliliği ile ilgili yazımıza bakın Süleyman Hocam nasıl bir yarım getiriyordu; “Hepimizin ortak sorunu, gündeme alınması gereken en önemli konulardan biri.

Sevgili Uğur; okullar öğretemiyor, sürücü kursları mı öğretecek. Deve misali neremiz doğru ki? Tek umudum sizler bu konuları gündeme getirdikçe herkes kendini sorgulayacaktır.”

Daimi okurlarımızdan dostumuz Okan Şenkal ise, “Sürücü kurslarından evvel, 3-5 çocuğun yapılmasından önce kul hakkının yenilmemesini, arabaları yanlış yere park edilmemesini, doğan, şahin arabaların egzozlarının değiştirilip anırta anırta egzoz sesini insanlara dinlettirilmemesini, saçların jolelenmeden kızlara hava yapılmamayı, adam gibi adam yetiştirmeyi, MAGANDA gençlik yetiştirilmemesini annelere, babalara aileler her doğan çocuklarını bu kriterde yetiştirseler, sürücü kursları ileri derecede sürüş teknikleri ile efendi muhlis sürücüler yetiştirmelerini istesek be sevgili Uğur kardeşim...

Müslümanlıkta ast olan MÜMİN olabilmek değil mi?

Kul hakkını gözetmek değil mi?

Nefes alıp verirken kul hakkı yiyen toplumlar olmadık mı?

Arabaları sürenler adam olsa ne olur, olmasa ne olur… Selamlar”

Salih Aydın Bey ise durumu şöyle değerlendiriyordu “Uğur abi teşekkürler sürücü kursları adamlığın öğretilmesinden sonra ehliyet verirse o zaman adam oluruz."

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Hayata kaybederek başlayanın, geriye bir tek seçeneği kalmıştır. Kazanmak!
 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Emniyet Müdürlüğü kavşağında sağa ve sola dönüşte kontrollü yolları kapatmadığımız zaman ADAM oluruz.