Yavuz Sultan Selim’in vasiyeti...

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 20:58
YAZI
A
 Yavuz Sultan Selim’in vasiyeti yerine getirilmeye çalışırken, Kimse dananın altında buzağı aramasın…

Hazreti Mevlana’nın türbesinin özellikle bahçesinde yapılmakta olan restorasyon çalışmalarının tamamlanamaması bugünlerde tüm şimşekleri ister istemez buraya çekiyor.

Kimse böylesine önemli haftalardan geçerken burada yapılan çalışmalara eleştirisel açıdan yapılan değerlendirmelerden memnun olduğumuzu filan sanmasın.

Biz de iki arada bir derede kalmış durumdayız.

Ama her Allah’ın günü, üç beş kişinin telefonla, üç beş vatandaşın mail yolu ile burada gördüğü çirkinliği, pisliği ya da kafa karıştıran bir çalışmayı göndermesinden biz yorulduk.

Önce şunun altını kalın çizgilerle çizerek bir noktadan yeniden başlayalım.

Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olan Mevlâna Müzesi’nin bahçesini yeniden düzenleme kararı alarak bir yerde Yavuz Sultan Selim Han’ın vasiyetini yerine getiriyordu.

Başkan Tahir Akyürek bu kararla tarihi bir adım atıyor ve özellikle bu işin maddi sorumluluğunu üstleniyordu.

Yola çıkılırken Başkan’ın yaptığı açıklamaları hatırlıyoruz.

Bakın Başkan Akyürek ne diyordu, “Zemin taşlarının kırılması ve ziyaretçi sayısının artmasıyla birlikte düzenleme zarurî hale geldi. Türbe avlusunda yapılan kazılarda tarihî yapıya zarar veren bir su akıntısı tespit edildi. Bu akıntı KOSKİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak zemin ıslahı ile kontrol altına alınacak. Avludaki Şadırvan ile Şeb-i Arûs Havuzu memba suyuna bağlanacak. Neyzenler Mezarlığı da aslına uygun bir şekilde korunacak.”…

Tüm bunlar yaşanırken Tahir Başkan’ın nasıl üzüldüğünü düşünüp empati de yapmaya çalışıyorum.

Başkan bunları asla hak etmiyor.

Sabrını zorluyor. “Para ile pulla risk alarak bir insan ya da çalışma arkadaşları ancak bu kadar eleştirilebilir” diye de üzülüyorum da.

***

Böyle bir çalışmaya kim ne diyebilir ki?

Sonra Kültür Müdürü Mustafa Çıpan Bey ve çalışma arkadaşlarından yerinde bilgi aldık.

“Tüm çalışmalar aslına yani orijinaline uygun yapılacak” diyorlardı.

Allah sizden de razı olsun.

Bu arada kubbe kurşunlarının yenilenmesi, türbe içindeki ahşap döşemenin tamamının ve ihtiyaç duyulan bölümlerdeki taş döşemenin değiştirilmesi…

Bunlar gerçekten çok güzel tespitler ve çalışmalardı.

Türbenin çatısından zeminine tarihi bir çalışma yapılıyordu.

Zaten bu dönemde de kimseden bir ses çıkmıyordu.

***

Ta ki törenlerin başladığı bu günlerde dünya türbeye girinceye kadar.

Yerli ve yabancı turistler alışık olmadıkları çalışmalar ve görüntüler karşısında şok olurlarken mırıldanmalar da başlıyordu.

Ve dün yine bize bazı iddialar ulaştı.

“Bu çalışmaların bazıları özellikle de çevre düzenlemeleri için kurulun kararı yok” deniliyordu.

İddia bu yaa yine “Rölöve Müdürlüğü’nden de bu çalışmalar ile ilgili bilgi alınmamıştı.”

***

Bu tür çatışmalar içerilerde olabilir. Ama dışarıya sızdığı zaman Hazret ve şehrimiz adına çok üzücü durumlara geliyor.

Biliyoruz ki bu eleştirilerden en başta Sayın Valimiz Muammer Erol Bey rahatsız olup üzülüyor.

Belki de kendi kendine “Mevlana Haftası’nın onca meşguliyeti ve angaryası içerisinde iken şimdi bunların yeri mi? diyordur.

Belki de Sayın valimiz yazıyoruz, çiziyoruz diye bize de kızıyorlardır.

Parasını verip hizmet etmek isteyen ve tarihi bir vasiyeti yerine getirme ardına risk alan Tahir Başkan da teşekkür ve dua beklerken, hiç hak etmediği halde eleştiriler arasında isminin geçmesine kahroluyordur.

***

Biz de üzgünüz ama oralarda gerçekten bir sıkıntı mı var?

Yoksa bilgi kirliliği mi var?

Ya da bize olduğu gibi yanlış yönlendirme ve tek taraflı bilgi akışı mı sağlanıyor? Bilemiyoruz.

Ama bunun en doğrusunun, bu işler bize kadar filan ulaşmadan bu dünyanın içinde olan insanların bir araya getirilmesi, aynı masa etrafında toplanacak bu insanların sorunu orada çözmesidir, diye umuyoruz.

İnşallah doğru şeylerin beklentisi içindeyiz diye de dua ediyoruz.

Şuna da inanıyorum ki tüm bu çalışmalar bittiği zaman ortaya güzel şeyler çıkacak.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Yüz binlerce birbirine benzeyenleri seyret de aralarında ki yetmiş yıllık farka dikkat et. İki şey birbirine benzeyebilir: Acı su da berraktır, tatlı su da…

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Ahde vefayı öğrendiğimiz zaman ADAM oluruz

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları