Kızlarımızı Allah’tan korkana değil...

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 18.05.2024 11:23
YAZI
A
 “Biz kızlarımızı Allah’tan korkana değil, evi, arabası, parası çok alana vermeyi tercih ettik”

Bugün çok sevdiğim, inandığım bir dostumun haftalarca öncesinde atmış olduğu bir twetterdan söz ederek yazıma başlamak istiyorum.

Evet bugün için Genç Mehir’in Başkanı olan mali müşavir dostum Cengiz Çivi’yi artık Konya’mızda pek çok kişi tanıyor. Ama ben kendisini tanıdığımız zaman Cihanbeyli Platformu Başkanı, ilçesi ve hemşerileri için sevdalı genç bir gönül dostu idi. Bunlar Cengiz beyin sadece bir iki özelliğinden bir kaçıdır. Ama kendisini tanıdıkça çok derin analizler yapan insan için yanıp tutuşan tabii bizler kendisini bozmaz isek de şehir için ilerideki yıllarda çok faydalı olabilecek bir Konyalı olarak görüyorum.

Neyse lafı uzatmayalım. Biz burada bir insana ne kadar hakkını vermeye çalışırsak birileri hemen onun için tuu kaka demeye başlıyor. Böylece bizde kaş yapalım derken göz çıkarmış oluyoruz. Bugün öyle olmayız inşallah.

Gelelim konumuza, işte Cengiz Bey Türkiye’de yine aile içi şiddet, geçimsizlikler, dahası ölüm olayları yaşandığı günlerde şu twiti paylaşmıştı; 

“Son dönemde ev cinayetleri arttı. Çünkü biz Kızlarımızı Allah'tan korkana değil; Evi, arabası, parası çok olana vermeyi tercih ettik...”

***

Evet o günlerde biz Cengiz Bey ile yine Genç Mehir’in şehrimizde organize edeceği çok önemli bir organizasyonun değerlendirmesini yapıyorduk ki konu kitaplardan, ev durumlarından filan söz etti. Bende kendisinden bu konuda okuyabileceğim bir kitabı tavsiye etmesini istedim. Cengiz Bey“Veririm abi ama süreli veririm. Birde kitabı alırken imtihandan geçeceksin abi. Bakalım iyi okumuş musun? Okuduklarını anlayabilmiş misin?” demez mi?…

Ve bir gün dostumuz Cengiz ÇiviNureddin Yıldız Hocanın “Kıbleğah Evler” isimli kitabını getirdi. Kimse burada bir ismi ya da kitabın reklamını yaptığımızı filan sanmasın. Bizi sıkı takip eden okurlarımız bilirler ki bizim kitaba, gazeteye, kısaca esere, branşı ne olursa olsun eğitime olan saygımız büyüktür. Eser için yazılan çizilenlerde hiçbir zaman reklam olarak görülmemeli.

***

Kitabı okuduktan sonra yine zaman zaman şehrimizi yöneten büyüklerimizle, dostlarımızla çeşitli mekanlarda çeşitli sohbetlere şahit olduk.

Bunlardan birisi de inşaat sektörü ve geleceği idi.

O sohbette Mehir Vakfı Başkanı Sayın Mustafa Özdemir abimizde vardı. Şehrin inşaat sektöründe biz ilk beşte diyelim de siz ilk üçte olarak kabul eden isimleri de vardı. Sektör ile ilgili bire bir işittiklerim ile şok oluyordum.

Zaten inşaat sektörünün geleceği benim için hala bir muamma olarak derin dondurucuda beklemekte idi.

İnşaat sektörünün durumunu inşallah gelecek haftalarda daha derin analiz ederiz.

Tekrar yazımızın başına dönecek olursak her şeyi önce o dört duvarın arasında evimizde bulacağımız gerçeğine bir kez kaz daha okudukça kana kana içime sindirdikçe daha detaylı olarak öğreniyordum.

Tabii Cengiz dostuma da her sayfasında teşekkür ediyordum. Nasıl olsa artık günümüzde artık evimizin dört duvarına şükretmek yerine, yastığa başımızı koyunca uykularımızı kaçıran rüyalarımızı kabusa çeviren ev borçları gelmiyor muydu?

Nasıl olsa eşyadan yana maldan mülkten yana zengin mi zenginleşirken, insandan dosttan yana fakirleşmiyor muyduk?

Önce Cengiz Çivi”nin ardından Nureddin Yıldız hocanın sayesinde biz yine okuduklarımızla, öğrendiklerimizle, kafamızın bir kenarına yazdıklarımızla yeni bir şekle doğru yelken açmaya başlıyorduk.

Bugünkü yazımızı yine bir hikaye ile noktalayalım.

Ahlak değeri ile ilgili çok güzel bir hikaye.

Su, ateş ve ahlakın hikayesi…

Su, ateş ve ahlâk dostluk kurmuşlar. Bir gün ormanda dolaşmaya çıkmışlar. Fakat bir müddet sonra içlerine bir korkudur düşmüş. Orman çok büyük ve çok karmaşıkmış. Her türlü ihtimale karşı birbirlerini kaybederlerse, nasıl bulacaklarını düşünmeye başlamışlar.

Ateş ve ahlâk suya sormuş:

-“Kaybolursan seni nasıl bulacağız?”

 Su cevaplamış:

 “Nerede bir şırıltı duyarsanız ben oradayım.” demiş.

 Sıra ateşe gelmiş.

 Su:

 -“Seni yitirirsek ne yapalım?” diye sormuş.

 Ateş:

 -“Duman gördüğünüz yerde ben varım.” cevabını vermiş.

 Sıra ahlâka gelince cevabı şu olmuş:

 -“Beni asla kaybetmeyin; eğer kaybederseniz, bir daha asla bulamazsınız!”               

***

Allah hakkımızda hayırlısını versin. Cenab-ı Allah”ın cümlemize başımızı öne eğecek hatalar yaptırmasın.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Siz daha altta olana bakın. Sizden iyi durumda olana bakmayın. Böyle yapmanız Allah’ın üzerinizdeki nimetini hor görmemeniz için daha uygundur

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kule kavşağında mobese kameralarına, trafik levha ve işaretlerine rağmen akan trafikte şerit değiştirip uyanıklık yaptığımızı sanmadığımız zaman ADAM oluruz

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları