Verginin lafı bile...

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 18.05.2024 16:15
YAZI
A
 Verginin lafı bile adamın dengesini bozuyor!

Geçtiğimiz hafta törenlerle Vergi Haf-tasını kutladık. Ya da adet yerini bulsun diye yapılan bir sürü ziyaretleri izledik.

Yalnız bu yazım yanlış anlaşılmasın. Çünkü önce bu şehrin 1 numarası Sayın Valimize çok büyük bir saygım var bir de verginin başı olan Vergi Dairesi Başkanı Sayın Sıtkı Aksöz Bey’le aram çok iyidir. Kendisiyle oturur şehir ve ülke adına çok samimi içten sohbetler yaparız. Ama bu şehirde vergi dendiği zaman vergi verenin de, vermemek için direnenin de neler düşündüğünü çok iyi bildiğimi düşünüyorum.

Mesela MEDAŞ’ın Konya’dan kazandığı parayı İstanbul’a niye taşıdığını üç aşağı, beş yukarı biliyorum...

Sizinle acı bir gerçeği paylaşayım mı?

MEDAŞ göz önünde hepimiz MEDAŞ’a her ay para ödüyoruz da sadece MEDAŞ’ı görüyoruz ya da onu biliyoruz.

Değerli okurlarım, Konya, markanın ne anlam taşıdığını bile bilmezken Konya’yı Türkiye’ye, hatta dünyaya duyuran dev bir firmamız bugün bile vergisini Konya’ya ödemiyor. O da yıllardır İstanbul’da.

Bu yüzden de içim kan ağlıyor. Bu MEDAŞ’ın Selçuklu’dan Beşiktaş Vergi Dairesi’ne gittiğini yazdığımız çizdiğimiz günlerde çok değerli büyüğüm Zeki Sayıcı abimle bir sohbetimiz vardı. Zeki abim bir ara kulağıma eğildi ve “Oğlum bak bu şehirde para kazananların nereye vergi ödediklerini iyi bir araştır. Geçen gün televizyondaki bir yarışma programında sordular. Turizmde en çok vergi ödeyen bölgemiz neresidir?” diye.

Peki sence neresi? Düşündüm, tabiî ki Akdeniz Bölgesi dedim.

Zeki Abi konuşmasını sürdürdü. “Yarışmacıda senin gibi tereddütsüz “Akdeniz” dedi. Ama doğru cevap neresi çıktı biliyor musun? “Marmara Bölgesi”…

Yani Antalya’daki turizmciler de Antalya’dan kaçıyorlar.

Konya’daki AVM’ler, bankalar, finans kuruluşları vergilerini Konya’ya mı ödüyorlar? Hepsi İstanbul’a. Sen önce bunu bir öğren” diyordu...

...

Önceki gün akşam eve gece yarısı gittim. Saat 12’ye geliyordu. Bizim hatun her zamanki gibi beni yine kapıda karşıladı ama bir soğukluk sezdim. Daha ne oldu ki, demeye kalmadan elinde bir zarfı salladığını gördüm. Beyaz klasik bir zarf. Hay Allah vallahi bizimkinin suratı da ekşi mi ekşi idi. (Böyle karşılanmaya da hiç alışık değilim ki) Aldım zarfı üstünde Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Kurumu…

Dizlerim titredi. Aman Allah’ım bu da ne? Benim vergiyle algıyla ne işim olabilirdi ki? Aklıma hemen spor yöneticiliği adına kulüplere attığım imzalar geldi. Çünkü sporun dışında benim para ile pulla bir işim olmaz. Sadece buralara okumadan bakmadan imza atarım.

Dedim ya dizlerim titriyor kalbimin atışını o anda boğazımda hissediyordum. Ellerim titrerken, kapağını yırtarak zarfı açtım. Kağıdın en tepesinde; T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı, diyor sonra da altında adım soyadım ev adresi derken uzayıp gidiyordu. Daha ne olduğunu anlamadan ara paragraf gözüme ilişti. “Kira geliri elde etmediğiniz halde bu mektubu aldıysanız ne yapmalısınız?” diyordu hemen orayı da okudum “Kira geliri elde etmediğiniz halde bu mektubu aldıysanız bunun için bir şey yapmanıza gerek yok” diyordu.

O anda hırsımı mektuptan aldım. Parçaladım attım. Ondan sonra da aklımca öfkemi hatundan çıkarmaya çalıştım.

...

Devletin kazanandan kazandığı paranın vergisini alması kadar doğal ve haklı ne olabilir ki?

Bu konuda yüzde yüz devletimin yanındayım. Ama bu işler hiç de niyetle ve denildiği gibi olmuyor ki?

Bu yüzden vergi işi bana bile hiç de sıcak gelmiyor. Sıcak ne kelime? Emekli bir işçi. Emekli olduğu halde çalışan ve bunu da beyan eden sözleşmeli olarak çalışan bir kişi olarak bile dizlerimin bağını çözüyor.

Daha ne diyeyim ki?

 

Günün okkalı sözü

Vatan sevgisinden maksat, toprağa değil, onun üstünde yaşayan insanlara duyulan sevgidir.

 

Ne zaman adam oluruz

Trafik polisinin gözünün içine baka baka kırmızı da geçmediğimiz zaman ADAM oluruz.       

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları