Polislik sınavında Konya’nın başarısı

Ama bugün ve bundan sonra bunları yazmak her babayiğidin harcı değil.

Dirgeni yiyen bir sıpa(!) olarak bu yaştan ve bu saatten sonra da babayiğit filan olma niyetimiz yok.

Bu yüzden de belki başlığımızla ilgili konuyu fazla açamayacağım. Belki bazı okurlarımız bize kızıp ‘Sen bu yazı ile ne demek istedin bir şey anlaşılmıyor ki” bile diyecekler.

Desinler ben kendilerine şimdiden haklı olduklarını söyleyerek onlardan da özür diliyorum.

Ama bunlardan anlayanında olacağından ve ne demek istediğimizi anlayacaklarından da adım Uğur gibi eminim.

İki gün önce bu şehri yöneten isimlerden, çok sevdiğim saydığım, beynine ve yüreğine inandığım bir büyüğüm ile sohbet ederken “Sen polislik imtihanlarında Konya’nın başarı yüzdesini biliyor musun?”deyince donup kalmıştım.

Çünkü değil bu sorunun cevabını, bu konu ile ilgili hiçbir bilgim, dahası duyumum dahi olmamıştı.

Konu aklıma gelmiş miydi?

Hayır…

Bu değerli insan, her zamanki olgunluğu ile benim daha fazla bozulmama izin vermeyerek sorduğu sorunun cevabını kendisi verdi “Başarı yüzde 6.7… Hadi yüzde 7 diyelim”…

Baştan dedik bu konuyu yazmak için mangal gibi yürek ister.

Vallahi bu yürek bende yok.

Hiçbir zaman doğruyu yazana, şehri için yazana, kuru kuruya bir aferin bile demedikleri gibi, veriyorlar sopayı.

Bu yüzden de Konya’dan başlayarak İçişleri Bakanlığına kadar uzanan bu tehlikeli yolda, polislik gibi revaçta bir meslek için, şehrimin başarısızlığını yazmak bana düşmez.

Ama tek diyebileceğim kelime şehir adına yazık çok yazık.

BARO GENEL KURULU’NDA

TÜRK BAYRAĞI YOKMUŞ

Hafta başında TRT ile ilgili şehir adına derdimi, dahası Selçuk Üniversitesi adına sıkıntımı dile getirirkenCHP gibi ifadesini kullanmıştım.

Bu konu CHP’li pek çok dostumu derinden üzmüş.

Öylesine ki bu güzel insanlardan öyle sitemler aldım ki bu konuda tam anlaşılamadığıma kanaat getirdim.

Bir konuda TRT eleştirilecekse sırf muhalefet olsun diye eleştirilmez. Konu ya da ismi bulursun eleştirirsin demek istemiştim.

İşte lafa buradan girip bir de sitemini ileten değerli bir hukukçu abimizin anlattıklarını inanın ilk defa duyuyordum. Bu abimiz bir yerde haklı olarak  “Bize böyle taş atıyorsun ama Baronun genel kurulunda Türk bayrağı dahi astırılmadığını yazmadın” demez mi?

Vallahi ilk defa duyuyordum.

Meğer Baro’nun MKM’de yaptığı genel kurulda Türk Bayrağı yokmuş.

Bu konu zabıtlara bile girmiş. İtirazlar olmuş. Genel Kurul durmuş.

Meğer Mevlana Kültür Merkezi’nde Türk bayrağı dahi asılması yasakmış. Önergeler zabıtlara geçirildikten ve bu açıklama yapıldıktan sonra genel kurul devam etmiş.

Biz bunları niye yazmamışız?

Dedik ya vallahi bilmiyorduk.

Abimiz de demez mi tamam şimdi öğrendin hadi yaz.

Tamam yazdık.

Ve abimizin Türk bayrağı konusunda bir de teklifi vardı.

“O gün orada da söyledik. Madem bu salonda Türk bayrağı asmak yasak, bunu biliyordunuz. Niye slayttan bir perdeye yansıtıp istiklal marşımızı okutamadınız?”

Bence de bu teklif yerden göğe kadar doğru bir söz.

Genel kurul bitti, yeni yönetim çalışmalarını sürdürüyor. Vakit geçti. Pişmiş aşa su katma gibi bir niyetimiz asla olamaz.

Ama biz bugün ki yazımızın satırlara başlarken belirttiğimiz gibi sopayı az çok yemekten korkmayız.

Korkumuz yediğimiz sopa eşimize, çocuklarımıza ailemize kadar yansımasın yeter. Bizim sopalardan o gariplerde dünyadan bir haber nasiplenmesin.

Yoksa kendi yiyeceğimiz sopalar için Allah’ın izni ile o kadarını da yazarız hani.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Adaletin olmadığı bilgi, bilgi değil kurnazlıktır.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Çevre yolundan merkeze giren pancar kamyonları trafik ışıklarına uyduğu zaman ADAM oluruz.