Mevlana önündeki ağaçları karıncalar yedi!

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 17.05.2024 08:01
YAZI
A
 Bizi eleştirenlere genel de hiç kızmam. Dahası kızamam.

Her seferinde “Biz kendimizi iyi anlatamıyoruz” diyerek kendimi eksik bulurum. Yeter ki eleştiri de art niyet olmasın. Ya da siyahı beyaz olarak görmekte ısrarcı olunmasın.

Türkiye’deki Gezi Parkı olayına duyarsız kaldığım yönünde eleştiriler alıyorum.

Biz hep yerel gazeteci olduğumuzu ve dünyamızın Konya sınırları ile çevrili olduğunu ya da değil ülkenin dünyanın neresinde olursa olsun bir Konyalının meselesinin bizim meselemiz olduğunu savunuruz.

Bu kez Gezi Parkı ile ilgili olarak Konya’da yaşanan küçük çaplı da olsa yaşanmışlıklara gözümüzü kapadığımız söyleniyor.

Veee ardından da önceki günkü yazdığımız “Hakk’ın divanında hakkımızı alabilecek miyiz?” başlıklı yazımıza da inanılmaz olumlu veya olumsuz tepki aldık.   

Yorum yapanların hepsinden Allah razı olsun.

Amaa çok ama çok sevdiğim saydığım, ayrıca görüşlerine son derece inandığım bir büyüğümün “Mevlana önündeki ağaçları karıncalar yedi!” cümlesi beni üzdü. Dahası yaraladı.

Çünkü bu büyüğüm gerçek bir şehir gönüllüsüdür. İnanılmaz beyin adamıdır. Yaptığı pek çok proje ile belediyelerimize destek olmaktadır. Dahası, dahası Cumhurbaşkanlığı nezdinde desteklenen projelerde kendisinin imzası vardır.

Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık gibi en yüksek makamlarda rahatça oturup kalktığı, görüştüğü isimler vardır.

Gel gelelim bu büyüğümüz; türbe önündeki düzenlemeye dahası yeşilin yok edilişine karşı çıkan insanlardandır.

Bu konuda bizi de pek çok proje bilgilendirmeye çalıştı.

Tüm bunlara rağmen biz Türbe önünün betonlaştırılma çalışmasında yine üç maymunu oynadık.

Bunun adı itiraf ise itiraf, basiretsizlik ise basiretsizlik, korkaklık ise korkaklık… adına ne derseniz deyin haklısınız.

Aldık kabul ettik.

Allah’a şükürler olsun ki biz artık “güçlü ve iyi bir gazeteciyiz” diyemiyoruz.

Çarşamba günü utancımdan bu büyüğüme alo diyemedim. Cevap da yazamadım.

Aradan geçen bir günün ardından şimdi sizlerin huzurunda bu konudaki beceriksizliğimizi söyleyerek kendimize iğneyi batırıyoruz.

……….

Yine siz değerli okurlarımızın bizleri ikaz etmesi ile uzun bir süreden bu yana yazmak istediğim küçük bir detayı daha sizlere sunmak istiyorum.

Farkında mısınız?

Büyükşehir belediyemizin şehrin çeşitli noktalarında yapılan çalışmaları astığı dev afişlerde küçük bir detay artık yok.

Yakın zaman kadar çalışmaların bu bilgilendirme yazılarında “İHALE SÜRESİ :….. ve de İHALE BEDELİ : ….” diye vatandaş ya da bizim gibi lüzumsuz meraklıları için iki konu okunurdu. Şimdi aynı bilgilendirmelere bir bakın.

Artık İHALE SÜRESİ yok.

Bunu uzunca bir zaman önce Zafer meydanındaki esnaf abilerimizden birisi gösterdi.

Ardından da dedi ki “Alaaddin tepesinde değil aylar yıl oldu ama bak ihale süresi de toz oldu”….

…………

Yine itiraf ediyoruz “Ben bilmem, büyüklerim bilir”

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Kendini ve düşmanını tanıyan muzaffer olur.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Randevulu ziyaret etmeyi öğrendiğimiz zaman ADAM oluruz. 

ETİKETLER:

Uğur ÖZTEKE

Uğur ÖZTEKE

Yazarın Diğer Yazıları